Bölüm 47

12.2K 657 192
                                    

Merhaba herkese. Yeni bölümle geldim.

47 bölüm oldu ama hala anlatacak çok şeyim var, umarım sıkılmazsınız. 😄

Bu arada, zaman zaman hatırlatma gereği duyuyorum çünkü görmemişin bir kitabı olmuş herkes okusun istemiş 😄 Takipçileriniz ile paylaşırsanız çok sevinirim.

Bölümü beğendiyseniz yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Aşkla kalın.💜

ELVAN

Odadan çıktığımda yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim. Sebo, Merve'nin yanında oturuyordu ve onun bu şekilde dışarıda beklemesi çok saçmaydı. Bu oda işini bir daha konuşmalıydım Sarp'la. Sebo'yla bana başka katta da olsa bir oda vermeliydi. Aynı katta olmak zorunda değildik.

Sebo'yla kısa konuştuktan sonra aşağı inmek için yürüyecektim ki, Yiğit'in üzerime koşmakta olduğunu fark edince istemsizce guardımı aldım. Kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı. Çocuk gibiydi.

"Yürü yürü yürü.."

"Yaa, n'oluyor yaa bırak işim var."

"Yürü dedim." Diyerek beni Simge'nin odasına doğru, Merve ve Sebo'nun şaşkın bakışları arasında sürükledi.

Odaya girdiğimde daha doğrusu zorla sokulduğumda, beni iki ekmek arasındaki hamburger köftesi gibi iki tarafımdan sıkıştırdılar. Tamam ikisini de seviyordum ama bu kadarı çok fazlaydı.

"Iyyy, iğrençsiniz, bırakın beni." Diye bağırdım. İkisi de aynı anda çekildiler.

Simge, heyecanla konuştu. "Sayende oldu herşey, biliyorsun değil mi? Bundan sonra en sevdiğim kankam sensin! İstediğin herşeyi yaparım." Dedi.

"Bana bir daha sarılmayın yeter." Dedim.

"Odun işte, odun, oduna teşekkür edersin, gelir kafana vurur." Dedi Yiğit. Simge benden önce davranıp koluna vurmasa yumruğumun unutulmaz tadına bir kez daha bakacaktı.

"Of Yiğit, teşekkür etmek için çağırdık. Doğru konuş." Dedi.

Yiğit hemen kendine çeki düzen verdi. "Pardon bitanem. Doğru, konudan saptım." Deyince "ıyyy tekrar ediyorum çok iğrençsiniz, aşkınız da çok iğrenç. Gidin başımdan." Diyerek odadan çıktım. Kendimi kirlenmiş hissediyordum. Oysa ki onlar gülüyorlardı.

Güvenlik bölümüne indim. Biz Antalya' dayken istediğim kameralar gelmişti. Bu kameralar, şirkete, güvenlik şirketi tarafından takılan kameralardan çok daha iyiydi. Dört katlı bu binada, her katta ve otoparkta ve dış giriş ile acil durum toplanma alanı da dahil toplamda 48 adet kamera vardı. İlk geldiğimde binayı dolaşarak, kameraların tüm açılarını incelemiş, bazı kör noktalar tespit ettiğim için Sarp'a bir rapor ile kameraları değiştirmek ve çoğaltmak istediğimi söylemiştim. Benim istediğim kameralar şu anda takılı olanlardan daha pahalıydı ama uzun vadede daha dayanıklı oldukları için iyi bir yatırımdı. Ayrıca bina güvenliğinin önemini son zamanlarda çok iyi anlamıştık. Çıkartacağım kameraları deepte okunacağımı ve o parayı da bütçeden düşeceğimi söyleyerek Sarp' ı ikna etmiştim. Sonuçta çalışır durumda 48 tane kamera ve kontrol panelim vardı. Az bir düşüş olmayacaktı.

Yeni kameraların bağlantılarını güvenlik şirketine yaptırmamaya karar vermiştim. İnternetten tanıdığım adamlar vardı bu iş için. Güvendiğim adamlar. Onlarla bağlantıya geçip, onların yapmasını isteyecektim. Sebo ile hazırlamakta olduğumuz yazılımla da, ne dijitalde ne de reelde, kimsenin şirkete zarar vermesi mümkün olmayacaktı. Resmen şirketin üzerine zırh geçiriyorduk. Güvenlik müdürü, bu işleri nasıl ele alacağımı sorduğunda tüm ayrıntıları vermeden ona neler yapacağımı anlattım.

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin