Bölüm 26

16.6K 875 283
                                    

Merhabalar. Son birkaç gündür deli gibi yazıyorum ve konuyla ilgili spoiler veremem ama gelecek bölümlere offff diyorum sadece. Dikkatleri çektiğimize göre 😄 bölümü beğenirseniz yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın. 

Bir de "sende artık çok oldun yazar hanım" demezseniz, takip etmeyenler de beni takip ederse sevinirim. Söz veriyorum abuk sabuk paylaşım yapmayacağım, sadece bölüm atamazsam bilgi veririm diye. 🤓

Multiye üçlü fotoğraf koydum. Artık genellikle Elvan anlattığı için, Sarp ve Yiğit'i özlemişsinizdir diye düşündüm 😉

Sizleri seviyorum. Aşkla kalın 💜

ELVAN

Sebo' nun saçma, hayran bakışları beni güldürdü. Yiğit' in arkadaşı olduğu o kadar belliydi ki, aynı şapşal surat, aynı güler yüz. Sarp' ın sözlerinden sonra elini çekip yüzündeki ifadeyi değiştirmişti. Zira Sarp, oturduğu yerde gözlerini dikmiş ona bakıyordu.

"Ben sizi farklı hayal etmiştim." Dedi Sebo.

Bu önyargılar beni çok eğlendiriyordu. Cevabını az çok tahmin ettiğim halde yine de sordum.

"Nasıl farklı?"

"Erkek olarak temelde. Ve yaşlı. Ve göbekli. Ve saçı başı dağınık. Benim biraz da yaşlı halim işte." Diye açıkladı Sebo.

"Hep önyargı bunlar." Dedim ve o bana başıyla hak verirken devam ettim. "Çok iş var Sebo, sen hemen bilgisayarını kur, ben bilgi işlem bölümüne gidip ağ sistemini inceleyeceğim." Diye plan yaparken Sarp'a dönüp "Bize masa lazım, senin masanı kullanamayız, çok bilgisayarımız var." Dedim.

Kafasını kaldırdığında yüzünde aynı ukala ifade vardı. Bu ifade bizi sürekli tartışmaya götürüyordu.

"Biz derken?" Dedi.

"Sebo'yla bana. Sanki anlamadın."

"La havle..." Diye söylenerek yerinden kalktı ve telefonu kaldırdı.

"Merve..." Dedikten sonra gözlerini bana dikti. "... Benim odaya iki tane masa lazım. Hemen getirsinler." Dedi. İki' yi bana gıcıklık olsun diye üzerine basarak söylemişti. Ama buna aldırmamaya karar verdim. Ben ondan iyi bir insandım ve beni kışkırtmasına izin vermeyecektim.

Sahte bir gülümsemeyle reverans yaptım ve "teşekkür ederim." Dedim. Onunla dalga geçmem onu sözlerimden daha fazla sinirlendiriyordu.

Odadan çıkıp Simge'nin odasına uğradım. Telefonda konuştuğu için içeriye girmeyip sessizce daha sonra kahveye geleceğimi söyleyip, bilgi işlem birimine indim. İnsanlara selam verirken, Sarp' a buradaki görev tanımımı sormayı unuttuğum aklıma geldi. İnsanlarla konuşmaya başlamadan önce telefon etmeye karar verdim. Bilgi işlem bölümünün çalışanlardan birinin masasındaki telefonu kullanmak için izin istedim. Kalkıp bana buyurun diye yer verince utandım. Oysa sadece telefonu kullanacaktım. Neyse, Sarp beyi nasıl arayacağımı bilmediğim için arkadaşın yardım etmesiyle Merve' nin sesini duydum.

"Merve ben. Buyurun."

" Merve ben Elvan. Sarp beyi bağlar mısın?"

"Tabi Elvan hanım,hemen."

Buradaki insanların bana gereğinden fazla önem verdiklerini hissediyordum. Bunun nedenini Sarp' tan öğrenebileceğime emindim.

"Neden cepten aramıyorsun?" Diye sordu Sarp açar açmaz.

Öküz işte.

"Sarp bey, çalışanınız olarak arıyorum. Bir soru soracağım." Dedim gayet ciddi bir ses tonuyla.

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin