Merhaba herkese. Kırgınlıklarla dolu bir bölümden sonra size hemen yeni bölüm getirdim.
Bölümü beğenirseniz yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.
Aşkla kalın.💜
Çok Önemli Not: Haftasonu YKS sınavına girecek tüm çiçeklerime 🌺🌺 başarılar dilerim. bendenizesraaag Emeklerinizin karşılığını en güzel şekilde alırsınız umarım.
ELVAN
Bahçe kapısını düzgünce kapatıp karşıya baktım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim içime. Eylülde Antalya'ya gelmeyi dilerken böyle bir gelme değildi istediğim ama işte aylardan eylüldü ve ben Antalyadaydım. Hava bugün ilk defa biraz bulutlu ve rüzgarlıydı. Yürümeyi en sevdiğim hava budur benim. Kendi evime gitmeyi planlamıştım ama biraz yürüyüş yapabilirdim. Kulaklıklarımı takıp müziği açtım. Kafam o kadar doluydu ki ne müzik çalıyor deseniz söyleyemezdim ama beynimdeki düşünceleri bastırması için kulağımdaki sese ihtiyacım vardı.
Üç gün önce apar topar Antalya'ya gelmiştim. Ne gelmekti ama, ağlaya ağlaya. Sarp'ın annesi Anji Hanım ile yaşadıklarımdan sonra, bir de tabi adını ağzıma almak istemediğim o kadının, sinsi gözlerini bana dikip, Sarp'la aralarından çıkmamı istemesinden sonra, gidebileceğim tek yer evim, yuvam, annem babam gibi gelmişti bana. Yıllardır kapısından girmek için uğraştığım eve bir çırpıda girmiş, annemin babamın kollarında saatlerce ağlamıştım. Bir travma yaşadıktan sonra öncekini atlatmam, bana özgü bir davranış mıydı bilmiyorum ama kesinlikle acıklıydı ve sağlıksızdı.
Annem ve babamla başbaşa kaldığım günlerde Betül ve Kemal'i bile istemedim yanımda. Yıllar sonra aileme kavuşmuştum. Tadını çıkarttım özlediğim evimin.
Sarp'a biraz yalnız kalmak istediğimi söyledim. Şimdi çok pişmanım böyle söylediğime ama o an canını yakmak istemiştim. Bana söylemediği, beni o duruma düşürdüğü için canı yansın istemiştim. Ama hesapta olmayan şey, benim canım belki ondan çok yanıyordu şu anda.
Sevgisinden hiç şüphe etmedim onun. Kendi sevgimden de. Ama ona farklı konuştum. Düşünmek istediğimi, onu sevip sevmediğimden emin olmadığımı söyledim. Ne saçmalık... Şimdi söylediklerime inanma olasılığı bile panik atak geçirmeme neden oluyordu. Pişmandım. Ama olan olmuştu. Biraz zamana bırakmak gerekiyordu sanırım. Sabırlı olmalıydım.
Yürümeye başlayalı on beş dakika kadar olmuştu. Telefonum çaldı. Ekrana baktım.
Kemal...
Nedense Sarp olmasını ummuştum.
Ya beni hiç aramazsa...
Kafamı sallayarak bu düşünceden kurtulup telefonu açtım.
"Çiçeğim? Evde misin?"
"Hayır değilim, az önce çıktım. Düden parka doğru yürüyorum. Hayırdır?"
"Hiç, Betül'ün dersi yokmuş bugün ben de öğleden sonra marketteki son mesaimi bitirip çıkıyorum. Artık tam zamanlı bir hukuk bürosu çalışanıyım. Kutlama yapalım diyecektim. Hem konuşuruz diye düşündük."
"Hımmm, bunun Türkçesi "seni sıkıştırıp, ağzına sıçacağız." demek sanırım."
Gülme sesi geldi. Doğru tahmin etmiştim.
"Ne alakası var canım, merak ediyoruz sadece. Gece konuştunuz, Sarp bir şey anlatmadı. Zaten sabah altıda uçağa binip gittiler. Sarp o kadar üzgündü ki, bir şey sormaya cesaret edemedik. Sana da koca bir gün süre verdik, yeter şımardığın, konuşacaksın artık bizimle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Simurg [TAMAMLANDI]
Romance"Kendi odanda mı yatacaksın, benimle mi?" diye sordu. "Neden sordun ki? Hep seninle yatıyorum zaten." "Öyle de... Şimdi içki içtik ya, tedirgin olmanı istemem." dedi. Kalbimden daha ne kadar taşabilirdi. Başlama tarihi 10.04.2020 Bitiş tarihi 16.07...