Bölüm 18

17.3K 850 98
                                    

Merhaba herkese. Biliyorum ki herkes aşkın başlamasını bekliyor ama bence bu kadar kolay olmamalı. Sarp, duyguları konusunda bir kabullenme sürecinde ama Elvan' ın aydınlanma yaşaması için ona biraz süre vermeliyiz. Bu kız sonuçta kendi çapında yontulmamış bir odun, hemen aşk böceğine dönüşmesini bekleyemeyiz. Sabredin, ama söz veriyorum sabrettiğinize değecek.

Kapak tasarımında değişiklik yaptım. Ne dersiniz, yeni mi eski mi?

Bölümü beğenirseniz yıldıza tıklamayı ve şu fukara yazarı az biraz daha mutlu etmeyi isterseniz de yorum yapmayı unutmayın. Söylemediğim bir şey kaldı mı 🤔hah bir de

Aşkla kalın.💜

ELVAN

Karanlıktaydım ama dışarıda değil. Sıcaktı. Yumuşak bir yerdeyim. Fısıldaşmalar işitiyordum, endişeli laflar. Yumruk vardı zihnimde, kan vardı. Nefes alamıyor muydum yoksa nefesimi kendim mi tutuyordum. Boğuluyormuş gibi hissettiğim anda aniden kalktım. Suyun altından yeni çıkabilmiş gibi derin bir nefes aldım.

O anda gördüm. Sarp ve Yiğit endişeyle bana doğru geldiler.

Salonda yatıyordum. Sarp bir adım fazla attı Yiğit' ten. Önümdeki sehpaya oturdu.

"Sakin ol. İyi misin? Doktor getirelim mi? " diye sıraladı arka arkaya.

Kafamı olumlu anlamda salladım ve kısık olduğunu sonradan anladığım bir sesle "iyiyim" dedim.

Sarp cevabımdan tatmin olmamış olacak ki Yiğit' e dönüp, "Sen yine de bir doktor getir Yiğit, benim içim rahat etmeyecek." dedi.

Yiğit' in cevap vermesine fırsat vermeden, öksürerek sesimi temizledim ve daha güvenli çıkmasına dikkat ederek

"Gerek yok, iyiyim." dedim.

"Böyle olması normal mi? Nasıl bir şey bu?" diye sordu endişeyle Sarp.

Onu rahatlatmak istesem de yaptığı davranış biraz sinirlerimi yıprattığı için rahatlatmamaya karar verdim. Cezayı hak ediyordu.

"Normalde olmuyor böyle. Çok korktum, ondan oldu." dedim.

Evet. İstediğim reaksiyonu almıştım. Gözlerinden geçen mahcubiyeti haketmişti.

" Adam iyi mi?" dedim düşünmeden.

Oturduğu sehpadan hışımla kalktı, az önceki mahcubiyetin yerini sinir almıştı.

"Adamı soruyor?" dedi sinirle karışık alaycı bir sesle. Yüzüme doğru eğilerek gözlerimin taa içine bakarak devam etti:

"Sen tıkanmasaydın cenazesini kaldıracaklardı. Sana dua etsin. Hem sanane, iyi mi değil mi?" dedi.

Sesinin tonunda da altındaki imadan da hoşlanmadım. Yerimden aynı ondaki gibi bir sinirle kalktım. Bir an gözüm kararsa da çaktırmadım.

"Ne diyorsun sen?" dedim. "Ne ima ediyorsun?!"

İkinci soruda sesim epey yükselmişti. İkisi de bu ses tonunu benden ilk kez duruyordu, şaşkınlıkları bundandı. Ama geri basmadım. Benimle böyle konuşamazdı. Böyle bir konuda konuşamazdı en azından.

"Adamın ağzını, burnunu dağıttın sorun yok, ben adam iyi mi merak edince sorun! İnsanım ben insan. Kimsenin benim yüzümden zarar görmesini istemem! Adama durdurun demişsin, Adam da işini yapmaya çalışıyor." dedim dayılanarak.

Yiğit gerginlik artmasın diye olsa gerek bir adım atarak aramıza girdi ve cevap verdi:

"İyi, iyi sen merak etme, hastaneye gitti. Neyse yaa, gerginliğe gerek yok. Yanlış anlaşılma olmuş değil mi abi? Hem Elvan da korktu."

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin