Bölüm 53

11.3K 596 208
                                    

Merhabalar herkese. Son birkaç bölümde sanırım en büyük odak noktamız Angelette Hanım oldu ki, ondan kolay kurtulabileceğimizi sanmıyorum.

Bakalım bu bölüm neler olacak? Bölümü beğenirseniz yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Aşkla kalın.💜

ELVAN

Gözlerimi açtım. Sıcacıktı. Gülümsedim. Gece gelmesini beklerken, kendimi şişirmiş, sonra kendimi boşuna şişirdiğimi fark etmiş ve ona hiç gerek kalmadan kendi kendime konuyu çözüp kapatmıştım. Oysa ilk kızgınlıkla o kadar emindim ki onu mahvedeceğime. Belki daha sonra ederdim. Daha az aşık olduğum bir zaman olursa, belki o zaman.

Gözlerini açtı. Gülümsedi. Sonra tekrar uykuya daldı. Ama benim uykum açılmıştı. Onu rahatsız etmeden kalktım. Kendi odama geçtim, gerçi burası artık kendi odam gibi de değildi. Yedek oda gibiydi. Duşa girdim. Giyindim. Aşağıya inip, çay ve kahve yaptım. Saate baktım. Saat daha sekizdi. Akşam bir şey yemediğim için karnım gurulduyordu. Bugün kahvaltı yapabilirdik evde. Kalkıp kahvaltı hazırladım. Çay olduktan sonra bir bardak çay koyup masaya geçtim. Sabah sessizliği güzeldi. Bugün ağustosun son günüydü. Yarın, Simge'nin şu sürekli bahsettiği balo vardı. Bizim gidip gitmeyeceğimiz belli değildi. Bu konuda pozitif ya da negatif bir düşüncem yoktu. Sadece Sarp ne yapmaya karar verirse ona uyacaktım. Ama bugün karar vermesi lazımdı zira gidelim derse elbise almalıydım.

Ben bunları düşünüp, çayımı içerken, Sarp'ın geldiğini fark etmedim. Birden arkadan boynuma dolanan eliyle beni ürküttü. Kafama bir öpücük bırakırken şaşkındı.

"Korktun mu? Duydun sandım geldiğimi." 

"Dalmışım." 

"Neye daldın bakalım güzel sevgilim?"

"Hiç yağlamayın beni Sarp Bey, sonuçta ben sizin çalışanınızım." Dedim gülerek. Kahkaha attı. Kahve alıp geldi ve karşıma oturdu.

"Az önce aynı yataktan kalktık ama." Dedi. Haklılık payı vardı ve bu beni kızdırıyordu.

Omuz silktim.

"Sevgilim.." Dedi ciddileşerek. Pür dikkat onu dinledim.

"... Demek istediğini anladım. Ama seni o kadar iyi tanımıyorum, sen de beni. Emrivaki sevmiyorsun tamam, bir daha yapmam, ama sen de bir daha erken çıkacaksan haber ver lütfen. Böyle ceza verme bana."

Kafamı yana yatırdım. Seviyordum bu adamı. Hem de çok.

"Sana ceza vermiyordum aslında. Sadece yapmam gereken bir iş vardı ve onun için dışarı çıktım. Sana haber vermemekteki amacım.." Dedim. Biraz düşündüm. İfade etme şeklim önemliydi. 

"...beni vazgeçirmeni ya da olumsuz bir tutum sergilemeni istemediğim içindi." Dedim.

"Demek olumsuz bir tavır takınabileceğim bir şey, nedir? Çok merak ettim." Dedi.

Biraz bekledim. Nasıl söyleseydim ki bunu? Dümdüz, en güzeli dümdüz söylemekti.

"Tarık'la vedalaştım." Dedim. Yüzü allak bullak oldu. "Mezarına gittim ve onunla konuştum. Sonra da vedalaştım." Dedim. Hoşuna gitmemişti, yüzünden anlıyordum. 

"İyi geldi mi sana?" Dedi sonunda.

"İyi geldi. Konuştum onunla, rüyamdaki gibi, eskisi gibi. Mezarını düzelttim biraz, çiçek bıraktım."

Kafasını salladı. Kahvaltıya başladık. O da sabahları pek kahvaltı yapmıyordu ama ben hazırladım diye yiyordu sanırım.

"Sizin yemeğiniz nasıldı?" Diye sordum. Aslında çok merak ediyordum ama çok merak ediyormuş gibi görünmek istemedim. Kesin annesi bir yılanlık yapmıştır.

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin