Bölüm 2

32.4K 1K 130
                                    

YİĞİT

Kafamda deli sorular dönüyordu. Sarp Bey' i şirkete bıraktıktan sonra emniyetteki adamlarımızdan biri ile görüşmek üzere yola çıkmıştım. Bu olayı bir an önce halletmeliydik, zira uzadıkça izleri silinmeye başlardı ve bizim, bunun peşini bırakmak gibi bir şansımız yoktu.

Güzel bir mayıs sabahı arabamın içinde oturmuş emniyetteki bağlantımın gelmesini bekliyordum. Adamın ismini bile bilmiyordum. Güvenlik amaçlı bana bir isim vermemişti. Benim için sadece bir görüntüden ibaretti. Başta bunun bizim açımızdan güvenli olmadığını düşünsem de onun kendini ele vermeme isteğini anlıyordum. Sadece bilgi verir parasını alır ve giderdi. Verdiği bilgi her zaman doğru olurdu ve en kritik bilgiler ondan gelirdi. Sarp Bey onunla hiç tanışmamıştı. Böyle durumlarda Sarp Bey' i olabildiğince dışarıda tutmaya çalışırdım. Köstebeğimle aynı nedenden. Açığa çıkmasını istemediğimden.

Düşüncelere dalmışken kapı açıldı ve köstebeğim içeri girdi. Hal hatır soracak değildik, hemen konuya girdim:

" Yeni bilgi var mı?"

" Daha fazla zamana ihtiyacım var. Bu ismi bile zor buldum. Kimsenin şüphesini çekemem."

" Neden bu kadar uzun sürüyor anlamıyorum, sen her zaman hallederdin, neler oluyor? Söylemediğin bir şeyler mi var?"

Aniden bana döndü. Birkaç saniye kadar gözlerime baktı. Kafasında bir şey vardı ve bana söyleyip söylememek arasında seçim yapmaya çalışıyordu. Ağzını açmasından söylemeye karar verdiğini anladım:

" Bu her kimse önemli biri. Hakkında bilgi alamıyorum. Dosyası yok, anlıyor musun? Yani bizde herkesin dosyası vardır. Çok gizli görevdeki insanların bile mutlaka dosyası vardır. Herkes ulaşamaz ama vardır. Bu adamın dosyası yok. Çok garip."

Gözlerindeki endişeyi gördüm. Bu işten tırstığını anlamak zor değildi. Ama onun çekilmesine izin veremezdim. O benim en zeki adamımdı. Ürkütmemek için geri bastım.

" Tamam sana zaman vereceğim. Ama bana çok küçük bile olsa bilgi getirmen lazım ben gerisini kendim de hallederim. Bir isim, bir resim ya da bir adres."

Tereddüdünü gözlerinde görmeye devam ettim.

"Çok zor. Birkaç kişiyi yoklamaya çalıştım. Haberleri bile yok böyle birinin varlığından. Fazla dillendirirsem dikkat çekerim. Ararım seni."diyerek arabadan indi.

Asla fazla kalmaz ve gereksiz lafı uzatmazdı. Söyleyeceğini söyler ve inerdi. Biliyordum ki bundan sonraki görüşmemiz bana bilgi getireceği zaman olacaktı. Söylediği gibi önemli biriyse bu Simurg, diğer adamlarımı uyandırıp ortamı bulandırmaya gerek yoktu. O arayana kadar beklemeye kadar verdim. Uzun sürmeyeceğini ummaktan başka çarem yoktu.

***

Köstebek ile görüşmemin üzerinden neredeyse bir ay geçmişti. Hala bir haber yoktu. Sarp Beye karşı mahcup olmam bir yana Sezgin Bey' in adamları da bir şey bulamadığı için gerginlik gittikçe artıyordu. Bu kadar bulunamayan kim olabilirdi ki? Herkes birbirinden şüphe duymaya başlamıştı. Durum iyiye gitmiyordu.

" Yiğit başka kaynaklara gir oğlum! Böyle bekleyip duracak mıyız bir ay oldu?"

Sarp Bey' in sesi beni düşüncelerimden kopardı. Dört yıldır bu adamın aldığı neredeyse her nefeste yanındaydım. Beni en umutsuz ve parasız ve aç ve çaresiz olduğum bir zamanda yanına almış ve beni düştüğüm karanlıktan çıkarmıştı. Sadece maddi olarak değil manevi olarak da ona çok şey borçluydum. Benden sadece iki yaş büyüktü. Otuz iki yaşındaydı ama sanki çok daha büyükmüş gibi hissettiriyordu. Bana kızmıyordu asla ama ona bir şey verememek çok zoruma gidiyordu.

" Abi biliyorum ama bu benim en güvendiğim adam. Diğerlerine söylersem su bulanır diye korkuyorum."

Böyle mahcup hissettiğim zamanlarda ona "abi" diye hitap ederdim. Bu ona kendimi affettirme çabasından çok kendimi rahatlatmak için yaptığım bir şeydi.

Ağzımı bir kez daha konuşmak için açtığımda telefonum çaldı. Ekrandaki birbirinden bağımsız saçma sayı kümelerini görünce yüreğimde bir kıpırtı oldu. Şifreli arama köstebeğimden geliyordu. Heyecanla ayağa kalktım. Görüşme yerine gitmem gerekiyordu.

" Abi haber geldi! Ben kaçtım."

İçim bir an rahatlamıştı. Odadan koşar adım çıkarken masasında oturmakta olan Merve' ye göz kırptım. Keyfim yerine gelmişti.

***

" Konuş."

Kaybedecek bir saniyem bile yoktu. O da bunun farkındaydı.

" Emniyet mensubu değil."

" O da senin gibi köstebek yani."

Bir anda kafasını çevirip ters ters baktı. Bu, benim ondan geçen zaman için aldığım intikamdı. Konuşmaya devam etti.

" Muhtemelen bilgisayar yazılımcısı. Korsan gibi bir şey. Emniyetten sadece bir kişi biliyor kim olduğunu. Tarık komiser. Bilişim suçlarından. Sadece büyük bir olay olduğunda Tarık komiser anlayamadığım bir şekilde bağlantı kuruyor bu kişiyle. Herhangi bir ödeme yapılmıyor bu kişiye ya da kaydını tutmuyorlar. Ödeme yapılsa bulurdum çünkü ebesinin nikahına kadar."

Sinirlendiği belliydi sesinin çatlamasından. Bayağı bir uğraştırmıştı bu dava onu. Sesini ayarlayıp devam etti.

"Tarık komiser ile yakınlık kurmaya çalıştım. Sarhoş ederek laf almaya bile çalıştım. Adam duvar gibi. Ondan bir bilgi alamayacağımı anladığımda onu araştırmaya başladım. Tarık Girgin. 6 yıldır emniyette. 28 yaşında. Bilişim suçları biriminde. Düşündükçe eskiden tanıdığı biri olduğu ihtimali geldi aklıma. Adam ODTÜ yazılım mühendisliği mezunu. Muhtemelen üniversite arkadaşı."

Ara verdi ve tepki almak ister gibi yüzüme baktı. Kaşlarımı kaldırdım ve devam et der gibi elimi havada yuvarladım.

" Tarık komiser çok zekidir. Ama bu adam, o çok farklı. Zeka falan değil bu. Neyse birlikte mezun olduğu dönem arkadaşlarını inceledim. Zaten 18 kişi mezun olmuş o sene. Bir şey çıkmadı. Bir gün fırsatım oldu. Bilgisayarını biraz karıştırdım. Bir IP adresi buldum. Ben araştıramadım güvenlik nedeniyle ama siz araştırın. Eminim bu IP adresi sizi Simurg' a götürecek."

*

11.04.2020

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin