Bölüm 33

15.3K 775 312
                                    

Merhaba herkese. Sarp'ın bu fotoğrafını çok seviyorum. Karanlıktan aydınlığa bakışını. Ne dersiniz o aydınlıkta Elvan olabilir mi? 

Bölümü beğenirseniz yıldıza tıklamayı ve yorum yapmayı unutmayın. 

Aşkla kalın.💜

SARP

"Seninle yatabilir miyim?"

Kulaklarımın doğru duyup duymadığından emin olamadım bir an. Bu, benim daha önce duymadığım bir soru değildi. Açıkçası, kadınların cesareti her zaman beni cezbeden bir şey olmuştu. Ama karşımdaki bu kadın... 

Hayatıma girmemişti. Daha doğrusu isteyerek girmemişti. Daha çok ben onun hayatına zorla girmiştim. İşgal etmiştim. Ama şimdi durum o kadar farklıydı ki. Onu tanıdığım toplam iki ayda sanki ben Sarp olmaktan çıkmış ama daha iyi, daha güzel bir Sarp olmuştum. Bu yeni Sarp' ı tanımasam, eskisi için de "iyi adamdır" derdim ama bu yeni Sarp, yüreğine sevda düşmüş Sarp, yüreğine Elvan düşmüş Sarp, o çok iyi bir adamdı.

Bir kere Burak' ın arkadaşını dövmemiştim ki, eski Sarp olsa, o çocuğu, sırf zevkine haşat ederdi. Burak' ın yaptıklarını duyduğumdan beri boğazımda bir yumru vardı ama ona da bir şey yapmadım. Gerçi o işi, biraz Yiğit halletti ama sonrası olacaktı. Bu belliydi. 

Ama Tarık... Tarık, nefret etmiştim ondan. Bir insan, başka bir insandan ne kadar nefret edebilirse o kadar nefret etmiştim. İlk tanıştığımızda dövmeliydim aslında Tarık'ı. Sırf Elvan bana kızmasın diye dövmemiştim, bunu itiraf edebilirdim. Ama sonra yaptıklarından sonra, kendime çok kızdım. Tarık'ın ağzını burnunu kırmadığım için kendime çok lanet ettim. Silahın namlusunu Elvan'ın başına dayandığında yaşadığım iç patlamayı bir daha asla yaşamam sanırım. Bir anda sanki içinizde havai fişek patlar da tüm iç organlarınız etrafa saçılır gibi bir duyguydu. Ama şimdi ona da kızamıyordum. Artık yoktu. Ve biliyordum ki istese giderken yanında Elvan'ı da götürebilirdi. Ama yapmadı. Onun için kızamıyordum artık ona. Sadece bunları yaşanmasını istemezdim ve yaşatmasını..

Yatağımdaki ince pikeye açtım. Kısık sesle "Gel." Dedim sadece. Biliyordum onun için çok zordu bir erkeği sevmek, ondan bir şey istemek; alışsın istiyordum, duygularım içinde çağlarken davranışlarımı durdurmam bundandı. Korkmasın istiyordum.

Yavaşta yaklaştı, gözlerini hiç kaçırmadı benden. Arkasını dönmek istemediğinden belki, dizlerini bükerek bağdaş kurdu yatağa, sanki açıklama yapması gerektiğini düşünüyordu, ama yapamıyordu.

"Kabuslar, uykusuzluk çok normal, Ahmet bey anlatmıştı." Diyerek onu anladığımı göstermeye çalıştım. Bu kadar büyük travma yaşamış bir insanın böyle bir davranışından başka anlamlar çıkartacak kadar çiğ bir adam değildim asla. Hiç olmamıştım.

Kafasını olumlu anlamda salladı. Sonra bacaklarını çözdü ve önce sırtını dönerek, sonra yüzünü benden tarafa vererek soluma yattı. Oturur pozisyonumu hiç bozmadım sadece sol elimi başına koyup, saçlarını okşadım. Gözlerini kapattı. Bir süre nefes alışını dinledim. Uykum yoktu ama o yanımdayken gürültü yapmak istemedim. O yüzden bir süre bekledikten sonra ben de yattım, özellikle ona dokunmamaya çalıştım.

Bir süre düz yattıktan sonra, ona doğru yan döndüm. Uyuyup uyumadığını anlamak istedim. Nefesi sakindi ama uyumuyordu sanırım, sadece kendini zorluyordu.

Birden gözlerini açtı.

"Uyuyamıyorum." Dedi. O kadar masumdu ki ona yardım edemediğim için kalbim kırıldı.

"Sana sarılsam yardımı olur mu?" Dedim. 

Yanlış anlamasından korktum bir an. Fırsatçılık yaptığımı düşünmesini istemezdim. Ama galiba böyle bir şey yapmayacağımı bilecek kadar tanımıştı beni. Yoksa yanıma gelmezdi herhalde.

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin