Merhabalar. Bu bölümde, Sarp' ın kendine itiraf etmek istediği şeyler var.
Bölümü beğeneceğinizi umuyorum. Yıldıza basmayı unutmayın. Yorum da yaparsanız ne güzel olur.
Aşkla Kalın. 💜
SARP
Doğru duyduğuma bir saniye kadar emin olamasam da kızın telaşla telefonu kapatmak için hamle yapmasından doğru duyduğumu anladım. Tarık demişti Betül. Tarık onu arıyordu.
Yiğit' in yaptığı boşboğaz yorumdan sonra Kemal' i aramak istediğinde, Kemal' in ona çiçeğim diye seslenmesine biraz gıcık olduğum için, izin vermemiştim. Kemal, onu kardeşi gibi görüyordu, bunu daha önceki konuşmalarından anlamıştım ama yine de hoşuma gitmemişti öyle demesi. Odanın kapısında tekrar sorunca, güzel gözlerine daha fazla karşı koyamadım. Kendime içten içe kızsam da, şimdi iyi ki aramasına izin verdim diyordum. Aksi takdirde Tarık komiserin onu aradığını duymayacaktım.
Şimdi telefonu kapatamazsın diye yukarı kaldırırken, Betül bir cevap bekliyordu ama biz, telefonun diğer ucunda itişmekle meşguldük. Birden yaptığının ne kadar anlamsız olduğunu anlayınca, telefona ulaşmaktan vazgeçti. Zaten duyacağımı duymuştum.
"Duydum Betül, ararım ben onu." Dedi yenilmiş bir ses tonuyla.
Kemal araya girdi. "Sen ne diyecektin."
Artık bir önemi kalmadığını ikimiz de biliyorduk. O yüzden neden aradığını söylemesine gerek yoktu.
"Önemli değil. Sonra görüşürüz."
"Görüşürüz çiçeğim, kendine dikkat et."
Çiçeğim.
Üstünde durmamaya çalıştım. sonuçta arkadaşıydı, kafayı takmak istemedim. Telefonu kapattım. Yenik yüzüne bakınca üzüldüm onun için. Böyle güzel bir gece, böyle bitmemeliydi onun için. Öylece dikiliyordu karşımda. Sanki bir açıklama yapmak istiyordu ama bir şey bulamıyordu. Onu daha fazla kıvrandırmak istemedim. O kadar güzeldi ki...
Temastan hoşlanmadığını öğrenmiştim. Onun en belirgin özelliği belki de bu mesafeli tavrıydı. Ama yine de baş parmağımı çenesinin altına götürdüm ve kafasını kaldırmasını sağladım.
"Şimdi yat, uyu. Yarın sabah konuşacağız bu konuyu." Dedim. başını olumlu anlamda salladı ve arkasını döndü. Benden korkmuyordu. İlk günkü gibi değildi en azından. Gerçi ben de beklemediğim kadar iyi davranıyordum ona ama. İyi davranılmayacak gibi değildi. Çok tatlıydı.
Arkamı dönüp merdivenlerden aşağıya indikten sonra hızla bahçeye çıktım. Yiğit olduğu yerde demlenmeye devam ediyordu. Oturduğumda şişenin bittiğini gördüm ama Yiğit, içmeye devam edeceğimize kanaat getirmiş olmalıydı ki yeni şişe istemişti. Garson yeni şişeyi getirip açarken, elinden aldım. "Sen git." Dedim. Yiğit, garsona karşı sabırsız davranışıma anlam vermeye çalışırken, dikkatini bana verdi.
"Tarık onu arıyor." Dedim kısaca.
"Nerden biliyorsun abi?"
"Kemal' i geri aramasına izin verdim. Betül söyledi. Mutlaka beni arasın diye mesaj bırakmış. Oyun arkadaşı mı ne demiş kendi için."
"Elvan ne dedi abi?"
"Bir şey söylemesine izin vermedim. Sabah konuşuruz dedim."
***
Çok huzursuz bir gecenin sabahında güneş yükselmeye başlarken saatime baktım. Tarık işi çok canımı sıkmıştı. Bu saatte evde dolanıp uyuyanları rahatsız etmek istemediğim için hızlıca üzerimi giyinip koşuya çıktım. Ormanlık alanda, bol oksijenle koşmak, şehirde koşmaktan çok daha keyifliydi. Neredeyse her sabah bunu yapıyordum kimse uyanmadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Simurg [TAMAMLANDI]
Romance"Kendi odanda mı yatacaksın, benimle mi?" diye sordu. "Neden sordun ki? Hep seninle yatıyorum zaten." "Öyle de... Şimdi içki içtik ya, tedirgin olmanı istemem." dedi. Kalbimden daha ne kadar taşabilirdi. Başlama tarihi 10.04.2020 Bitiş tarihi 16.07...