Bölüm 58

9.6K 548 196
                                    

Merhabalar. Elvan, tüm saf ve temiz duyguları ile, sevdiği adamın annesiyle anlaşmak üzere yola çıktı. Karşı tarafın aynı şekilde cevap verip vermediğini bu bölümde göreceğiz.

Umarım keyifle okuyacağınız bir bölüm olur. Beğenirseniz yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Aşkla kalın.💜

SARP

"Abi?"

"Hıh?"

"Daldın?"

"Haa, yok bir şey yaa..."

Vardı bir şey. Yüreğimde aylardır yanan bir ateş vardı. Aşk vardı. Yüreğimi yakan bir kadın vardı. Boş boş, ne düşündüğümü bile bilmeden dalıp gitmelerim ondandı.

"Anlaşma metinleri tamam mı Yiğit? Haldun Beyle görüştün mü?"

"Evet abi, herşey tamam. Artık resmen Mena Tarımın tüm ülke ihracatlarını biz yapıyoruz." dedi Yiğit gururla.

"Şirket büyüyor oğlum." dedim biraz kaygılı. Altından kalkabileceğimizi bilsem de, her yeni anlaşma ile, belli bir düzen oturana kadar, bu endişeyi taşırdım.

"Baştan beri hayal ettiğimiz gibi abi." diye karşılık verdi Yiğit, sesindeki güven her endişeyi yatıştırıyordu.

"Öyleydi değil mi? Kaç gece hayaller kurarak sızdık rakı sofrasında. Vay bee." dedim. Eski günleri hatırlayınca kalbim sızladı. Mücadele dolu günlerin karşılığını şimdi alıyorduk. Çok iyi kazanıyorduk.

"Yiğit, senden bir şey isteyebilir miyim?" 

"Ne demek abi, emrin olur."

"Antalya'da güvenilir bir emlakçı bulalım. Elvan'a bir hediye almak istiyorum."

"Emlak? Hediye?" diye şaşırdı. "Ne düşünüyorsun abi?"

"Böyle, Antalya'nın ormanlık bir kesimi vardır mutlaka, böyle yeşil bir kısmı. Elvan'a, annemlerin dağ evi gibi bir ev almak istiyorum." dedim.

Bir süre önce aklıma gelmişti bu fikir. Elvan'ın evi vardı zaten ama yazın Antalya'ya gittiğimizde kalabileceğimiz serin bir yer olsun istiyordum. Elvan, Antalyalı olmasından herhalde, otelleri hiç sevmediğini söylemişti bir konuşmamızda. Belki de o zaman geldi aklıma, ona serin bir ev vermek.

"Abi, bizim arkadaşlar var tabi orada. Hemen onlarla iletişime geçip bir emlakçı ayarlarım." dedi Yiğit.

"Sürpriz ama... Elvan duymasın." diye uyardım. Sonra

"Saat kaç oldu Yiğit, Elvan gelmedi." derken bir yandan da  telefonumda arama ya da mesaj var mı diye kontrol ettim.

"Üçte geliyor abi. Elvan, bu kadar uyumaz abi. İstersen bir ara, hasta olmasın?"

Olmasındı. Hemen telefonun tuş kilidini açtım ve numarasını çevirdim.

Çaldı, çaldı, çaldı...

"Allah Allah, uyuyor herhalde." dedim ama içim rahat değildi. Elvan asla bu kadar uzun uyumazdı.

Ne zaman ona ulaşamasam aklıma Tarık olayı geliyor, istemeden telaşlanıyordum. Bir kez daha aradım.

"Efendim?"

Ses gelince içim rahatladı.

"Sevgilim?"

Telefonda bir uğultu vardı, rüzgar sesi gibi. Cevap gelmedi.

"Bebeğim, nerdesin? Seni bekliyorum şirkette, merak ettim." 

Simurg [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin