Yine pek içime sinen bir bölüm olmadı ama umarım siz beğenirsiniz
İyi okumalar❣️Öpüşlerime karşılık vermeye başladı sonra dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan yaslandığı yerden doğrulup tam karşıma geçti.Kafasını hafifçe eğerek öpüşlerini derinleştirdi.Bacaklarımdan tuttu ve kaldırıp kaputa oturmamı sağladı.Elleri belimi sardığında beni kendine çekti.Özlediğim efsanevi kokusunu daha rahat duyuyordum artık.Öpüşlerimiz o kadar derindi ki sanki günlerce sussuz kalmış birinin suya kavuşması gibiydi.Dudaklarının tadını,onu öpmeyi,kokusunu,saçlarının yumuşaklığını,güldüğünde kısılan gözlerini,sarılmayı o kadar özlemiştim ki ona.Ne zamandır boşuna üzmüştük birbirimizi.Beni korumak için yapmıştı oysa ki her şeyi ama o benden uzak kalıcaksa korunmak ne işime yarardı ki?Onsuz nefes aldığımı hissetmiyordum zaten.
Nefes nefese ayrıldığımızda alnını alnıma dayadı."Yine şort giymişsin" dediğinde gözlerimi kısıp omuzuna küçük bir yumruk atıp "Sapık" diye tısladım.Kafasını geriye atıp güldü.Gülüşüne gülümsedim ve gülüşünü izledim.Kendimi kaydırıp kaputtan indim.Arda'ya baktığımda arabaya yaslanmış cebinden sigarasını çıkartıyordu.Gözlerimi devirip yanına ilerledim.Sigarayı dudaklarının arasına koyduğunda işaret ve baş parmağımla dudaklarının arasındaki sigarayı tutup çektim.Şaşkınca bana bakarken sigarasını ortadan ikiye kırdım "Lan ne yaptın?" dediğinde güldüm ve "Yeter bu kadar" dediğimde iç çekti.Yanında gidip kollarımı beline sardığımda kolunu omuzuma attı.Başımı göğüsüne yaslayıp suratına baktım.Keskin çene hatları,biçimli burnu,kirpikleri o kadar güzeldi ki.Onu gerçekten özlemiştim.Hiç bir zaman birbirine aşkım,sevgilim,hayatım diyen çiftlerden olmayacaktık ama birbirimize değer verdiğimizi bilecektik.Yapmacık sevgi sözcükleri olmasada olurdu,biz birbirimize sevgimizi onu maymun kafesine kapatarakta gösterebilirdik.Kendi kendime gülümsediğimde yüzünü bana çevirdi ve sırttı.Sırtışını silmeden gözlerini ileriye çevirdi.Bende bakışlarımı ona çevirdim.Burası bir-iki sokak lambasının aydınlattığı bir orman yoluydu.Şöyle bir bakınca oldukça ürkütücüydü aslında ama yanımda zaten bir ayı vardı yani korkulucak pek farklı bir şey yoktu.
"Ata gerçekten bir depoda kolları bacakları bağlı" dediğinde hafifçe ondan ayrılıp çatık kaşlarımla ona baktım.Gözlerini bana çevirdip omuz silkti ve "Şarkı üç kişilik değildi" dediğinde ona 'ciddi misin' der gibi baktım."Sana ne anlattı?" diye sordu ciddileşip tekrar kollarındaki yerimi aldım ve bana anlattıklarını harfi harfine anlattım.Derin bir iç çekti ve "Pezevenk" diye söylendi sonra boğazını temizleyip "Dediklerinin çoğu doğru aslında yani anne olayları ayrıca babasıda çok işkolik bir adamdı ve Atayla pek ilgilenmezdi,hatta hiç" dedi ve devam etti "Ama Can olayı..." dedi gözleri uzağa öylece dalmıştı,sertçe yutkundu.Onun için zor bir olay olduğunu anlamamak için salak olmak gerekirdi."Ata onu ordan bilerek itti.Ona iftira atmıyorum yaptığını biliyorum.Ata bunu yaparken her şeyi videoya almıştı" dedi ve gözlerini bana çevirdi "Videoyu izledim İrem.Her saniyesini..." dediğinde başımı öne eğdim ve zar zor yutkundum.Ne kadar acı bir şeydi.En yakın arkadaşının ölüşünü izlemek.Arda bunlara rağmen çok güçlüydü.Acısını bir kere bile hissettirmemişti bana."Ben...üzgünüm" dediğimde gülüş sesini duydum.Gözlerimi ona çevirdiğimde gülümseyerek bana bakıyordu ona gülümsedim ve sonra akşıma gelen şeyle önüne düşen saçlarını elimle nazikçe yukarı kaldırdım ve "Hadi gidelim" dediğimde sırtarak kaşlarını çattı ve "Nereye?" diye sordu.
Topuklularımın çıkarttığı tok ses boş deponun içinde yankılanırken etrafı inceliyordum.Tozlu geniş bir depoydu etrafı beyaz çarşafla kapatılmış büyük konteynırlar vardı ve büyük loş ışıkla aydınlatılıyordu.Arda'ya baktığımda piç piç sırttığını fark ettim.Gözlerimi kısıp ona baktığımda durdu.Küçük bir odanın önüne geldiğimizi fark ettim."Şimdi sen burda duruyorsun" dedi ve odaya doğru bir adım attı.Kaşlarımı çatıp bende bir adım attım ve "Saçmalama Arda" dediğimde kolunu kapıya koyarak ilerlememi engelledi ve gözlerini gözlerime çevirdi."Şimdi sen burda duruyorsun" diye tekrar etti sonra gözlerini üzerimde gezdirip "Yarısı olmayan elbisenle o pezevengin önüne çıkmana izin vericeğimi düşünüyorsan,yanılıyorsun" dediğinde gözlerimi devirdim sırtıp "Bu yüzden onun gözlerini bağlayacağım" dediğinde güldüm ve "Tamam hadi hızlı ol" dedim.Gülümseyip içeri girdi ve kapıyı kapattı.Etrafa baktığımda içerisi şimdi daha ürkütücü geliyordu.Yanımda Arda varken o kadar korkutucu değildi.Tedirgince etrafa baktım.Ya kaçmışsa ve bir anda kafama silahı dayarsa?Ya ondan kötüsü ellerini çözmüşse ve şu an Arda'ya zarar veriyorsa?Aklıma gelen görüntülerle içim içimi yemeye başladı.Nerde kalmıştı?Niye ses gelmiyordu?
Derin bir nefes aldım ve odaya daldım.Arda bir bez parçasıyla Ata'nın gözünü kapatmış arkadan düğüm atmaya çalışıyordu."Cidden mi?" diye sordu bıkkınca "Ne yapıyım dışarısı ürkütücü" dedim omuz silkip.Ata sırtıp "Bebeğimiz korkmuş" dediğinde Arda dirseğini kafasına geçirdi.Kaşlarımı çatıp Ata'ya baktım ve şöyle bir süzdüm.Herhangi bir işkence,dayak izi yoktu.Arda'nın misafirperverliği tutmuştu sanırım.Ata'ya doğru ilerlediğimde Arda kaşlarını çatıp şaşkınca bana bakıyordu.Ata'nın tam karşısında durup kendimden beklemediğim bir şey yapıp yüzüne bir yumruk geçirdim.
Açıkçası bileğim çok acımıştı ama çaktırmamaya çalıştım "Pezevenk" dedim aynı Arda gibi.Arda sırtarak bana baktığında baktığında ona gülümsedim.Ata çenesini sağa sola hareket ettirip sırttı ve "Arda" dedi ve devam etti "Yumrukları seninkinden daha sert" dediğinde güldüm.Arda gözlerini devirdi ve "O zaman yazık senin yumruklarına" dedi.Arda'da yanıma geçtiğinde Ata'ya şöyle bir baktım.Bana hikayesini anlattığında ona üzülmüştüm hatta içimde ona gereksiz bir sempati duymuştum."Sen hep kaybediceksin Ata" dediğimde sırttı ve "Aslında hayır" dedi ve büyük bir zevkle devam etti."Sizin kaybetmenizi sağlayacağım" dediğinde başımı iki yana salladım ve "Sen gerçek bir ruh hastasısın" dediğimde "Sende gerçek bir salak" dedi.Bu söylediği Arda'dan bir yumruk yemesine sebep olmuştu.Gerçekten kaybetmemizi sağlayabilir miydi?Arda'ya baktığımda sinirli gözüküyordu.Çenesi kasılmış,gözleri koyulaşmıştı.Aslında Arda oldukça iyi biriydi Ata ona bir çok şey kaybettirmişti sevgilisini,arkadaşını ama Arda yinede Ata ona bir şey yapmadan dokunmuyordu ona.Bakışlarını bana çevirdiğinde ona içten bir şekilde gülümsedim gözleri ve çenesi yumuşadığında o da gülümsedi.Kafamı hafifçe eğip kaldırarak çıkmak istediğimi belirttim."Çık geliyorum" dediğinde bu sefer diretmeyip onu dinledim.
Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım.İçerde ne olduğunu çok merak ediyordum.Tamam İrem belki biraz dinlesen sıkıntı olmaz.Azıcık.Heycanla kapıya kulağımı dayadım.Arda'nın sesini duydum.Çok net değildi ama yinede anlaşılıyordu."Kılına zarar verirsen seni öldürürüm Ata" diye tısladı kısa bir süre sessizlikten sonra Ata'nı gülüşünü duydum ve "Hadi ama Arda!Aşık mısın ona?" dediğinde bir yumruk sesi duydum."Sana tek bir şey söylüyorum.Ona zarar verirsen sen ölü bir adamsın bunu bil" dedi ve ekledi "Unutma seninde hala zaafların var" dedi.Bu ne demekti?Ata'nın zaafı mı?Ata psikopattan başka bir şey değildi.Hayatı tek bir şey üzerine kuruluydu;Arda'nın hayatını mahvetmek.Böyle vicdansiz bir ruh hastasının nasıl bir zaafı olabilirdi ki?Kapı açıldığında içeriye doğru sendeledim.Arda gözlerini kısıp bana baktığında ona şirince gülümsedim."Kapıları dinlememen gerektiğini öğretmedi mi annen sana?" dediğinde taklidini yaptım.Güldü ve kapıyı kapatıp ilerlemeye başladı.Normalde insanların sevgilisi ona kolunu atar,elini tutardı bense Arda'nın peşinde onun koca adımlarına yetişmeye çalışıyordum hemde topuklularla.Şu an resmen yarı koşuyordum.Gözlerimi devirip "Biraz beklesen mi?" diye seslendiğimde durdu ve ona yetişmemi sağladı.Yetiştiğimde gözlerimi devirip alayla "Sağol ya!" dediğimde "Ne demek" dedi.Bıkkınca ona baktım.Tekrar ilerlemeye başladığında yine gerisinde kalmamak için adımlarımı onunla aynı büyüklükte atmaya çalışıyordum.Kapıya geldiğimizde Arda bana "Arabaya geç geliyorum" dediğinde tek kaşımı kaldırıp ona baktım.Net bir bakış attığında omuzlarımı düşürüp ilerledim.Arabaya geldiğimde binmeyip Arda'ya baktım.Kapının önündeki siyah takım elbiseli,iri yarı adama bir şeyler söyledi.Adam başıyla onaylayıp içeriye doğru gitti.
Arda yanıma geldiğinde birlikte arabaya bindik."Kemer" diye emrettiğinde kemerimi takıp onun üzerine eğildim.Ona çaktırmadan kokusunu içime çekmeye çalışıyordum.Kemerini takıp geri çekildiğimde arabayı çalıştırdı.Bir süre sonra "Adama ne dedin?" diye sordum merakıma yenilip.Sırttı,omuz silkti ve "Atayla biraz eğlenmesini" diye cevapladı sorumu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNBOZAN #Wattys2021 (Tamamlandı)
Romance"Ben istediğin beyaz atlı prens olamam ama arabası olan bir ayı olabilirim" -- İrem en yakın arkadaşlarından birinin ona ve çocukluk arkadaşı Bahar'a attığı iftira yüzünden zorluklarla girdiği okulundan atılır ve okulunu değiştirmek zorunda kalır.Ye...