Nille konuşup telefonu kapattıktan sonra Efe'yi aramış ve olanları anlatmıştım.Efe hemen Eskişehir'e ilk uçağa bilet aldı.Emre bizi havaalanına bırakırken arabada sadece benim burnumu çekme sesim vardı.Efe arkaya dönüp "Güzelim ağlama artık.İyi olucak" dediğinde gözyaşlarımı silip "Ya olmazsa?" diye sordum.Ona son söylediğimiz şeylerin dokunma ve defol olduğunu hatırladıkça ağlamam arttı.Efe "Olucak" diyip elini bacağıma destek amaçlı koyduğunda gülümsemeye çalışıp elinin üzerine elimi koydum.Telefonum çaldığında cebimden çıkarttım.'Maymun' yazısını görünce derin bir nefes aldım.Nil'in arayıp kötü haber vermesinden çok korkuyordum.Aslında Arda'ya haber vermeyecektim ama Emre sağolsun ağzında bakla ıslanmadığı için biz Efeyle kendimize küçük bir çanta hazırlarken hemen Arda'yı arayıp babamın kalp krizi geçirdiğini ve bizim onun yanına gittiğimizi haber vermişti.Dikiz aynasından Emre'ye bakıp burnumu çektim ve "Haber verme demiştim" diye söylendim "Böyle bir şey haber verilmez mi?" dediğinde gözlerimi devirdim.Telefonu açıp kulağıma götürdüm ve bir şey demesibi bekledim."İrem güzelim bak geliyim bende.Aklım sende kalıcak" dedi.Yaklaşık 7.ye arıyordu ve hepsinde gelmek için ısrar ediyordu."Hayır Arda saçmalama 1 hafta kalıp dönücem.Lütfen..." dediğimde bir süre sessizliğinden anladığım kadarıyla düşündü."İndik,kalktık,oturduk,ettik haber vericeksin ama" dediğinde gözyaşlarımın arasından gülümsedim.İlk defa bu kadar kibardı."Tamam" dedim ve "Seni seviyorum" diye fısıldadım Efe'nin duymaması için dua ederek."Görüşürüz" dediğinde telefonu kapattım.
Havaalanına geldiğimizde hızla arabadan inip arabadan inmiş şaşkınca bakan Emre'ye sarıldım ve kulağına "Teşekkür ederim" diye fısıldadım."Haber ver bize" dediğinde başımı salladım ve Efeyle birlikte hızlı adımlarla içeri girdik.
Bir kaç işlem ve uzun süreli beklemekten sonra uçak kalktı.Hala ağladığım için hosteslerden biri bana peçete getirmişti gülümseyerek teşekkür ettim ve peçeteyi aldım.Nil babamın annemi aldattığı kadındı.Annem ve babam boşandıktan sonra Nil'in ailesi Eskişehirde okuduğu için ve Nil Eskişehirde bir üniversitede yüksek lisans yaptığı için Eskişehir'e taşınmışlardı.Nille babamın arasında büyük bir yaş farkı vardı.Nil'den ilk başlarda nefret etmiştim şimdi ise umrumda değildi.Tabi hala hoşuma gitmiyordu o bizim yuvamızı yıkmıştı ama bunları düşünüp kendimi üzmekten vazgeçmiştim.Ne halleri varsa görsünler diyip onları geride bırakmıştım.Yaklaşık 5-6 yıldır bir babam yoktu başımda.Babanın ne demek olduğunu bile tam olarak hatırladığımı söyleyemezdim hatta ama onu kaybetmeyi hiç istemezdim.Şimdide yoktu ama ölürse tamamen kaybolurdu ve bu isteyeceğim son şeydi.Annemi çok üzdüğü için onu hiçbir zaman affetmemiştim ve içimde bir öfke vardı ama eğer şimdi yaşarsa en azından bir süreliğine bu öfkemi bir kenara bırakabilirdim.
Efe'nin dürtmesiyle gözlerimi açtım.Ağladığım için göz kapaklarım o kadar ağırlaşmıştı ki uyuyakalmıştım.Gözlerimi ovuşturup kemeri açtım ve yerimden kalktım.Seri adımlarla uçaktan indik.Valizimiz olmadığı için beklemeyede gerek kalmamıştı.Havaalanının kapısında bekleyen taksilerden bir tanesine bindik.Efe öne oturup hastanenin adını söyledi.Bende arkaya geçip kafamı cama dayadım.Kaybetme düşüncesi aklıma geldikçe yaşlarda gözlerimden akıyordu.
Hastaneye vardığımızda Efe taksi parasını ödedi ve indik.Hastanenin girişinde bizi bekleyen Nil'i gördüğümde hala ondan hoşlanmadığımı iliklerime kadar hissettim.Fiziği hala çok güzeldi.Acaba fiziği için mi onu tercih etmişti?Kafamdaki düşünceleri atıp ona doğru ilerledim.Ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözleriyle bizi karşıladığında sarılıcaktı ki elimi kaldırıp "Hastayım hiç yaklaşma" dediğimde burukça gülümsedi ve başıyla onayladı.Efeyle selamlaştıklarında kaşlarımı çatıp onlara baktım.
Birlikte yoğun bakıma geldiğimizde camdan babama baktım.Yorgun gözüküyordu.Nil "Çok korktum bir şey olucak diye" dediğinde gözyaşlarımı silip alayla güldüm ve "Orta yaşlarda biriyle çıkmanında bazı bedelleri varmış herhalde ha?" dedim ve ona döndüm.Başını öne eğmiş hiç bir şey demiyordu.Tekrar babama döndüm ve "Durumu nasıl?" diye sordum."Daha iyi doktor bu şekilde devam ederse eğer belki 1-2 güne odaya çıkartırız bile dedi.Hatta böyle giderse yarına bile odaya çıkabilirmiş" dediğinde heycanla ona döndüm."Gerçekten mi?" dediğimde gülümseyip kafasını aşağı yukarı salladı."Sizi arayıp durumu iyi gelmenize gerek yok diyecektim ama uyandığında sizi görürse kendini daha iyi hisseder diye söylemedim" dediğinde "İyi yapmışsın" dedi Efe.Ona bu şekilde kibar olması beni biraz rahatsız etmişti.Buraya gelene kadar umursamadığını düşünüyordum ama şu an öyle olmadığını ve sadece görmediğim için ona karşı olan hislerimi geri plana attığımı fark ettim.Aldatılma hissi kim tarafından olursa olsun can yakıyordu.Babanın ailenizi aldatması dahada can yakıyordu.
Saatlerdir koltukta öyle sessiz sessiz oturuyorduk sanırım komşuları olan bir çocuk gelmişti ziyarete.Nil onlarla birlikte kafeteryaya inmişti.Efeyse yanımda uyukluyordu.Arda'da saat başı arayıp durumun nasıl olduğunu?Niye haber vermediğimi soruyordu.Bu ilgisi hoşuma gitmişti ama hala dönünce ona beni bıraktığı için trip atıcaktım.Ayrıca sözünüde tutmamıştı.
Nil komşularıyla geldiğinde "Çocuklar biraz dinlenmek ister misiniz?Bizim evin oraya gidiyor" dediğinde gözümü devirdim.Efe "Yok burda beklemeyi tercih ederiz" dedi Nil cevap bekler bir şekilde bana baktığında Efe beni dürttü.Yapamcık bir şekilde gülümseyip "Burda kalıcam" dedim."Şey..." dediğinde arkasından bir şey geliceğini fark ettim."Babanıza kıyafet almam gerekiyor.Siz almak ister misiniz hem hava değişikliği olur" dediğinde "Hay-" diyecekken Efe sözümü kesip "İrem gitsin bence biraz hava iyi gelir" dedi ve uyarıcı bakışlar attı.Sıkıntıyla oflayıp ayağa kalktım.Komşuları olan çocuğun yanına geldiğimde gülümsedi ve elini uzattıp "Selam.Duman ben"dediğinde kafamda Arda'nın 'Sikerim' sesi yankılanmaya başlamıştı bile.Elini sıkıp "Kedi ismi değil mi ya o?" dediğimde güldü ve "Pek kediye benzemiyorum ha?" dediğinde güldüm."İrem" diyip elimi çektim."Memnun oldum" dediğinde gülümseyip "Bende" dedim.Kumral saçları,kahverengi gözleri vardı.Aslında gayet yakışıklıydı ama insan Arda'yı gördükten sonra kimseye 'oha' demiyordu.
Yolda birbirimizi tanımak için biraz sohbet ettik.Eskişehir'e okulu için geldiğini falan anlattı birde anladığım kadarıyla yani arabayı o kullandığında göre 18den büyüktü.Zaten üniversite 1deymiş.
Eve geldiğimizde yeni bir apartmandı.Şöyle bir apartmana göz gezdirdim.Güzel geniş balkonları vardı.Bir çoğunda renk renk çiçekler vardı."Hadi gel" dedi ve apartmana doğru ilerledi.Önden yürüyüp kapıyı açtığında gülümseyerek teşekkür ettim ve geçtim.Arkamdan o da kapıdan geçti.Evleri giriş kattaydı.Parmağıyla işaret edip "Burası Zafer Amcaların" dedi ve parmağını diğer kapıya doğrultup "Burasıda benim.Eğer bir şeye ihtiyacın olursa çal" dediğinde gülümsedim ve "Teşekkürler tekrardan" dedim."Ne demek" diyip gülümsedi.Nilin verdiği anahtarla kapıyı açıp Duman'a son bir kez bakıp içeri girdim.
İçeri girdiğimde evde hoş bir koku vardı.Ev genel olarak beyaz ve iç açıcıydı.Aksesuarlarda siyah ve kırmızı kullanılmıştı.Çok büyük bir ev değildi ama iki kişiye hayli hayli yeterdi.Dolaplardan birinin üzerinde duran çerçeveler dikkatimi çektiğinde onlara doğru ilerledim.İçlerinde Nil ve babamın resimleri vardı.Gülümsüyorlardı.Yüzümü ekşitip çerçeveyi geri koydum.Arkada duran abim,ben ve babamın olduğu resmi elime aldım.Babam abimi sırtına almıştı ve gülüyorlardı bende kıskandığım için kollarımı göğüsümde birleştirmiş somurtarak kameraya bakıyordum.Kendi kenimde gülümsedim.Dolmuş gözlerimdeki yaşlar akmaya başlamıştı bile.Elimi saçıma geçirip diğer elimdeki çerçeveyi yerine koydum ve gözyaşlarımı sildim.
Yatak odalarına girdiğimde hemen kapının karşıdında bir yatak vardı sağda gardırop ve gardırobun karşıdındada bir makyaj masası.Babamın başka bir evi,yuvası annemden ayrı bir yatağı olması canımı acıtmıştı.Bir süre öylece odaya baktıktan sonra sert adımlarla dolabı açtım ve içinden rahat ediceğini düşündüğüm üç tişört,bir eşofman ve bir tanede koydum pijama altı aldım.Şimdi bir çanta bulmam gerekiyordu.Gardıropu biraz karıştırdıktan sonra bir sırt çantası bulabilmiştim.
Eşyaları aldıktan sonra evden çıkıp kapıyı kitledim.Sokağa çıktığımda aklıma gelen şeyle "Hassiktir" diye mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNBOZAN #Wattys2021 (Tamamlandı)
Romance"Ben istediğin beyaz atlı prens olamam ama arabası olan bir ayı olabilirim" -- İrem en yakın arkadaşlarından birinin ona ve çocukluk arkadaşı Bahar'a attığı iftira yüzünden zorluklarla girdiği okulundan atılır ve okulunu değiştirmek zorunda kalır.Ye...