Olduğum yerde arkamı döndüm.Dağnık saçları,kızarmış kahverengi gözlerinde bariz şekilde sinir vardı."Ne var Arda?" diye sordum.İçimden deli gibi ağlama isteği geçiyordu ve koşup ona sarılmak ama yapmaycaktım.Yanmaya başlayan gözlerimi kırpıştırarak dolmalarını engelledim."Seni görmeye geldim" dedi sesinde belli belirsiz bir hüzün vardı."Görme" dedim tersçe oturduğu merdivenden kalktı ve bana doğru bir adım attığında geriye gittim.Bunu görünce olduğu yerde durdu.Kıpkırmızı olmuş gözlerini bana çevirdiğinde ağlama isteğim iyice artmıştı."Sevgilin mi o?" diye sorduğunda alayla güldüm ve "Sana ne Arda?Senin öpmen gereken kızlar yok mu?" dediğimde ellerini sinirle saçlarına geçirdi ve saçlarını dağıttı.Yanağımdaki ıslaklığı hissettiğimde içimden duygusallığıma küfür ettim."Cevap ver İrem" dediğinde "Sana ne!" diye sesimi yükselttim "İrem!" dedi sesini yükselterek "Sadece Cevap ver" dedi ses tonunu ayarlamaya çalışarak ve "Lütfen..." dedi ses tonu çok alçak çıkmıştı bu sefer.Gözlerinde,sözlerinde ve hatta ses tonunda acı vardı sanki.Benim kadar yanıyor muydu onunda canı?"Bana karışamazsın Arda!" dediğimde gözlerindeki hüzünü apaçık görebiliyordum."Karışmıyorum sadece bir bir cevap istiyorum İrem sonra yemin ederim siktirip gidicem" dedi ve "Sadece bir cevap ver" diye ekledi ."Sen zaten gittin Arda!" diye bağırdığımda "Gitmedim!" diye bağırdı."Onu öptün!" diye bağırdım bende aynı şekilde "Canımı yaktın halada yakmaya devam ediyorsun.Git!" dedim ve burnumu çektim.Bakışlarını benden çekip yere indirdi."Acın sadece dört hafta sürmüş" dedi ve devam etti "Kendini hemen onun kollarına atmak zorunda mıydın?" diye fısıldadı.Sesi acı çekiyor gibi çıkmıştı.Arkasını dönüp gitmeden önce gördüğüm son şey kahverengi kızarık gözlerinden akan bir yaştı.Şaşkınca arkasından bakakaldım.Ağlıyor muydu?Arda Demir ağlıyor muydu?Merdivenlere gidip oturdum ve kafamı duvara dayayıp tuttuğum hıçkırıkları ve pek tutmayı başarmadığım ama yinede hızlanmasını engellediğim gözyaşlarımı serbest bıraktım.Dizlerimi kendime çekip dirseklerimi dizlerime dayadım ve kafamı ellerimin arasına aldım.Arda'nın arabasının sesini duyduğumda hıçkırıklarımı bastırmak için alt dudağını dişledim.Hayır sevgilim değil diyebilirdim ama bir yanım o da benim gibi üzülsün istiyordu.
Apartmanın kapısının açılma sesiyle gözlerimi silip,burnumu çektim ve kapıya döndüm.Ellerinde poşetlerle içeri giren annemi gördüğümde tekrardan ağlamaya başladım.Annem burukça bana bakıp ellerindeki poşetleri yere bıraktı ve yanıma oturdu ve kollarını bana doladı.Kollarımı hemen ona doladım ve "Anne boğuluyorum" dediğimde saçlarıms bir öpücük kondurdu."Sevmek böyle bir şeydir İremcim.Seni içine çeker onsuz nefessiz alamadığını hissedersin" dedi ve ekledi "Ama bir gün ondan vazgeçersin ve tekrardan nefes almaya başlarsın.Sadece küçük yaralar kalır" dediğinde kafamı kaldırıp aynı benimkiler gibi olan mavi gözlerine baktım "Vazgeçebilir miyim gerçekten?" diye sorduğumda gülümseyip kafasını salladı.Vazgeçmek istemiyordum ki ben ondan sadece yapmamış olmasını istiyordum.Yüzümü avuçlarının içine alıp "Ne yaptıda kırdı seni bu kadar?" diye sorduğunda ona aldattı diyemezdim.Yani içimden gelmiyordu bunu söylemek."Gitti" dedim sadece gülümsedi ve "Aynı kişiden bahsediyoruz değil mi?Ardadan yani o yeni gelen çocuktan değil" dedi ve ekledi "Pek ısınamadım ona" dediğinde gözlerimi devirdim ve kafamı annemin dizlerine koydum.Annem saçımı okşayıp "Her gün kapımıza gelip senin nerde olduğunu öğrenmek için bin takla atarken pek gitmiş gibi durmuyordu" dediğinde şaşkınlıkla kafamı kaldırıp "Ne?" diye sordum şaşkınlıkla "Geldi mi?" diye sorduğumda "Evet bir ara nerdeyse her gün geliyordu sonra gelmeyi kesti.Herhalde söylemeyince vazgeçti" dediğinde istemsizce tebessüm ettim."Hadi kalk taş burası çocuğun olmayacak" dediğinde gözyaşlarımın arasından güldüm.
Birlikte eve çıktığımızda Efe ve Duman dışarı çıkmışlardı.Sessizlikten istifade kendimi yatağıma attım.Madem üzülücekti niye yaptı ki?Hem beni hem kendini niye bu kadar üzdü.
Duman ve Efe'de akşam yemeğine yetiştiğinde hep birlikte yemeğe oturduk.Duman ve Efe önündekileri bitirdiğinde ben hala elimdeki çatalla pilavı bir o yana bir bu yana alıyordum.Aklım Ardadaydı onu çözmeye çalışıyordum ama pek başarılı olamamıştım.Belkide çözülücek bir şey yoktu sadece dengesizdi işte."Yemiyor musun?" diye Duman'ın sesini duyduğumda kafamı kaldırdım ve kafamı iki yana sallayıp "Pek aç değilim" dedim ve "Yersen vereyim" dediğimde "Hayır demem valla" dedi ve uzattığım tabağı aldı.İştahla pilavı yemesine güldüm.
Yemek bittikten sonra Duman biraz yürüyüş yapmak istemişti havamda olmadığımı söylesemde en sonunda ısrarlarına dayanamayıp kabul etmiştim.Montumu üzerime geçirdim ve birlikte evden çıktık.Alt sokaklara geldiğimizde "Anlatmak ister misin?" diye sorduğunda güldüm ve "Kulağıma daha çok 'ağlamak ister misin?' gibi geldi" dediğimde güldü ve "Sanırım onada okeyim" dedi.Kafamı kaldırıp gözlerine baktım.Kahverengi gözleri vardı.Arda'nın gözler kadar olmasada güzeldi ama ne o etki ne de o derinlik vardı.Birlikte bir banka geçtiğimizde olayı kısaca anlattım.Gözünden düşen damlayı gördüğümü söylemedim.Güldü ve "Kıskanmış" dedi gülümseyip "Belki" dedim."Belki de intikam alma zamanıdır" dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım."Yani ona onsuzda mutlu olabildiğini gösterme zamanıdır.Eğer hayır sevgilim değil demediysen,deme" dediğinde yutkundum ve "Bir daha soracağını düşünmüyorum" dedim.Bir süre sessizlikten sonra "Ondan daha iyisini bulabilirsin İrem" dedi.Kendini kast ettiğini anlamamak için salak olmak gerekiyordu şaşkınca ona baktım ve alayla gülüp "Bir kalp kırıklığı daha mı?Yok kalsın" dedim.Hayal kırıklığıyla önüne döndü.Eve döndüğümüzde bir süre daha muhabbet ettikten sonra uyuma kararı aldık.Her zamanki gibi gözyaşlarımında katkısıyla uykuya daldım.
Coğrafya dersinde kafamı koymuş uyuyordum ki yanımda hissettiğim kıpırtıyı umursamadan yatmaya devam ettim.Burnuma gelen kokuyla kalbimin ritmi arttı.Yavaşça gözlerimi aralayıp kafamı kaldırdım.Hareketlenmemle bana döndüğünde kaşlarımı çatıp "Burda ne işin var?" diye sordum şöye bir etrafa baktı ve "Yanlış hatırlamıyorsam burda okuyorum" dediğinde gözlerimi devirdim ve "Onu demiyorum yanımda ne işin var?" diye sorduğumda "Yine yanlış hatırlamıyorsam yerim burası" dediğinde derin bir nefes aldım ve "Arda bilerek mi yapıyorsun?" diye sordum "Neyi?" dedi ve devam etti "Varlığıma alışman gerek aynı okulda,aynı sırada ve aynı arkadaş ortamındayız" dediğinde başımı iki yana salladım ve "Oyun oynuyorsun ama bu benim için bir oyun değil Arda.Canımı yakıyorsun" dediğimde alayla güldü "Ne o Dumanla kavga mı ettiniz?" dediğinde gözlerim yanmaya başlamıştı bile "Defol git Arda" dedim ve sinirle ayağa kalktım.Etrafa şöyle bir göz gezdirdim.Tek boş olan yer adını bile bilmediğim bir çocuğun yanıydı derin bir nefes alıp oraya doğru ilerledim.Sıranın yanında durduğumda çocuk gözlerini kouştuğu arkadaşlarından çekip bana baktı "Burası boş mu?" diye sorduğumda çocuk gözlerini arkama çevirdi.Arda'dan onay alıyordu resmen.Sonra gözlerini bana çevirip "Burası dolu" dediğinde Arda'ya sinirli bir bakış atıp.Hocanın arkamdan çığrışlarını duymadan sinirle sınıftan çıktım.Gözlerim tekrardan dolmaya başlamıştı bile.Bu gidişle gözyaşı falan kalmıycaktı.
Yangın çıkışına girip merdivenlere oturdum.Bir süre sonra arkamdan gelen ayak seslerini duyunca göz yaşlarımı sildim.Sesler durduğunda arkama kısa bir bakış attım.Benim oturduğum basamağın iki-üç basamak yukarısına oturmuş pakedindeki sigarasını çıkartıyordu.Önüme döndüm ve yutkundum.Bir süre sustuk sadece çakmağının sesi duyulmuştu."Sana bana dön diyemem" diyerek bozdu sessizliği ve devam etti "Desemde dönmezsin biliyorum" dediğinde alayla güldüm ve dolu gözlerimi ona çevirdim "Seni bir başkasını öperken gördüm.Nasıl döneyim?" dedim ve yüzümü ona çevirdim.Gözlerimi ona çevirdiğimde bakışları yerdeydi gözlerinden üzgün olduğu okunuyordu."Yapmak istemedim" dedi sadece alayla güldüm ve gözyaşlarımı silip "Ne o yoksa sarhoş muydun?" diye sordum ve sinirle ayağa kalktım.Tam kapıyı açıp çıkıcaktım ki "Özür dilerim..." diye fısıldadığını duydum.Ona bakmadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNBOZAN #Wattys2021 (Tamamlandı)
عاطفية"Ben istediğin beyaz atlı prens olamam ama arabası olan bir ayı olabilirim" -- İrem en yakın arkadaşlarından birinin ona ve çocukluk arkadaşı Bahar'a attığı iftira yüzünden zorluklarla girdiği okulundan atılır ve okulunu değiştirmek zorunda kalır.Ye...