Bahar telaşla "Ne oldu?" diye sorduğunda "İrem tuvalete gitmişti" diye cevap verdim.Ordaydı.İçerdeydi.Hala nefes alıyor muydu?İyi miydi?Öğrenmenin tek bir yolu vardı.Okula doğru ilerlediğimde Akın ve Emre önüme geçtiğinde "Abi nereye?" diye sordu Emre."İçeri" dedim ve ilerlemeye devam edicekken beni yine tuttular "Emre bakın çekilin.Elinizi sikmiyim şimdi" dedim sabretmeye çalışarak."Abi giremezsin belki çıkar şimdi.Hem içerdeysede itfaiye geliyor şimdi" dediğinde elini ittim."Sikerim itfaiyesini onlar gelene kadar nefes alıcağı ne belli?" dedim ve "Elini çek sikmiyim sizi" dediğimde Emre başını 'hayır' anlamında salladığında derin bir nefes aldım."Emre bak son kez söylüyorum.Çek" dedim Emre bana masumca baktı "Abi bak anlıyorum hoşlanıyorsun falan ama içeri giremezsin.Girersen sanada bir şey olabilir" dediğinde sinirle dudağımı yaladım ve "Emre sikerim şimdi hala nefes alıp almadığı bile bilmiyorum.O nefes almıyorken ya da zor zor alıyorken sikmişim burda rahat rahat aldığım oksijeni.Şimdi elini çek ki aramız bozulmasın" dediğimde elini çekmedi.Onu itip ellerinden kurtulduğumda hızlı adımlarla okula doğru ilerledim.Okulun kapısını kapatmaya çalışsan müdürüde itip arkamdan bağıranlara aldırmadan içeri girdim.
Yanık kokusuna aldırmadan hızla merdivenlerden çıktım.Bizim kata geldiğimizde dumanlar her yeri kaplamıştı öksürüp ağzımı kolumla kapattım.Ve tuvalete doğru ilerlemeye başladım.Tuvalete geldiğimde kapıyı açmaya çalıştım ama kitliydi "İrem!" diye bağırdım.İçerden ses gelmedi.Sesi gelmiyordu.Kapıyı açtığımda karşılaşıcağım şeyden korkuyordum.Siren seslerini duyduğumda itfaiyenin geldiğini anlamıştım.Kapıyı tekmelemeye başladım.Eski bir kapıydı o yüzden kırılabilirdi.Tekmeyle zaman kaybetmekten vazgeçtim ve biraz geriye gidip hızla kapıya omuz attığımda kapı açıldı.Dumanlar bir anda bastırdığında öksürmeye başladım.Gözlerimi kısıp İreme baktığımda alevler ona daha ulaşmamıştı.Ama bayılmıştı yani sadece bayılmış olmasını umuyordum tuvaletin köşesindeydi hızla ona doğru gittim ve onu kucağıma aldım.Boynu göğüsüme doğru düştüğünde sıcak nefesini hissettim.Nefes alıyordu.Yaşıyordu.Hızla tuvaletten çıktım ve merdivenlere doğru ilerledim.Yüzü biraz kararmıştı,nefesi çok yavaştı ama yinede yaşıyordu.Kendimi hızla okulun dışına attığımda ambulansta gelmişti.Görevlilerden biri onu kucağımdan aldı.Ellerimi dizlerime koydum ve öksürmeye başladım.Bu sırada İrem'i alan görevli onu ambulansa doğru götürdü.Bir diğer görevlide beni çekiştirmeye başladı.Gözlerimi İrem'den ayırmadan beni çekiştirmesine izin verdim.Bir yandanda öksürüyordum.Onu başka ambulansa koydular,yüzüne nefes almasına yardım eden maskeyi taktılar ve kapıyı kapattılar.Ambulans sirenlerini çalarak okuldan çıktığında hala arkasından bakıyordum.Benide kapıda duran diğer ambulansa otutturdular ambulanstaki görevli tam beni muayene edicekti ki oturduğum sedyeden kalktım ve hızla ambulanstan indim.Kadın "Beyfendi gidemezsiniz muayene olmanız gerek solunumuzda sıkıntı olabilir" dediğinde umursamadım ve hızla arabama doğru ilerledim."Beyfendi araba kullanamazsınız" dedi kadın tekrardan.Arabaya bindim ve gaza yüklendim.Ambulansa yetişmek için hızla gidiyordum.Tesadüfen olmamıştı.Onu öldürmeye çalışmıştı.Kapı kilitliydi onun orda olduğunu bile bile yapmıştı."Orospu çocuğu!" diye bağırıp direksiyona vurdum.Sinirle elimi saçıma geçirdim.Ambulansa yaklaşmıştım.Uzun bir süre sonra birine değer veriyordum.Onu kaybedemezdim.Konuştuğu başka bir piç varsa bile onu kaybedemezdim.
Hastaneye önce ambulans girdi sonra ben.Hızla arabadan indim ve sedyeden indirilen İrem'in yanına gittim.Yüzündeki renk gitmişti.Yangında kaldığı için suratının belli yerlerinde karalıklar vardı.Saçları dağılmıştı.Hastanenin içine girdiğimizde sedyenin yanından yürüyordum.Yanındaki hemşireler anlamadığım bir şeyler konuşuyorlardı.Uzanıp elini tutmak istiyordum ama cesaretim yoktu.Belki de uyanık olsa istemezdi ona dokunmamı,burda olmamı.Bunlar onun başına benim yüzümden geliyordu.Ona değer verdiğim için.Belki de gitmeliydim hayatından.Ama ilk önce uyandığını görmeliydim.Bir kere daha gülümsediğini görmeliydim.Yoğun bakımın önüne geldiğimizde bir hemşire beni durdurdu ve "Beyfendi buraya giremezsiniz" dedi.Çekil giricem diyemedim.Bir adım atmaya çalıştığımda "Beyfendi lütfen" dedi.Bu sırada yoğun bakımın kapısı kapandı.Elime değen omuza döndüğümde Emre'yi gördüm."İyi misin abi?" dediğinde hala kapıya bakıyordum.Sinirle dudaklarımı yaladım,ellerimi saçlarıma geçirdim ve "Kızın başına benim yüzümden gelmeyen kalmadı" dedim ve kapının yanındaki duvara yaslandım."Kafamı sikeyim" diye mırıldandım.Başına bela olucağımı bildiğim halde ondan uzak durmamıştım.Akın ve Giray öylece duvara yaslanmış duruyordu.Baharsa yaşlı gözlerle kapıya bakıyordu sonra bize yaklaştı."Kendini suçlamayı bırak sen ondan uzak dursan bile o senden durmazdı" dedi dolu gözleriyle gülümsedi ve kapıya baktı "Ne kadar inkar etsede sana inceden aşık" dediğinde şaşkınca ona baktım.Aşık mı?Tamam hoşlandığını biliyordum belki sevebilirdide ama aşık olmak mı?Bırakın İrem'in aşkını nefretini bile haketmiyordum.
Yoğun bakımın kapısı açıldığında içerden hemşire bir poşetle çıktı ve "Hastanın özel eşyalarını kime verebilirim?" diye sorduğunda Bahar'a baktım başıyla onayladığında "Ben alırım" dedim ve hemen "Durumu nasıl?" diye sordum."Doktor Bey size bilgi vericek" dedi poşedi bana verdi ve ilerlemeye başladı.Koltuklardan birine oturdum ve poşedi açtım.İçinde tişörtü,pantolonu,bir kaç para ve telefonu vardı.Evet şu an düşünülecek şey değildi biliyordum ama içimden bir ses bakmam gerektiğini söylüyordu.Bahar ve Emre öyle duvara yaslanmış kapıya bakıyordu.Giray ve Akında aynı karşıda koltuğa oturmuştu.Poşedin içinden telefonu aldım ve ayağa kalktım."Ben bir arabaya gidip gelicem.Herhangi iyi veya kötü" dediğimde duraksadım kötü haber gelebilir miydi?"Herhangi bir haber gelirse bana haber verin" dediğimde Akın başını sallayıp "Tamam abi biz burdayız merak etme" dedi.
Çıkışa doğru ilerledim.Bunu yapıp yapmamak konusunda çok kararsızdım.Eğer başkasıyla konuştuğunu öğrenirsem ne yapıcaktım ki?Arabaya geldiğimde şoför koltuğuna oturdum ve kapıyı kapattım.Bir süre telefonla bakıştım.Derin bir nefes aldım bunu yapmazsam ona karşı içimde hep bir şüphe olucaktı ve ben bunun olmasını istemiyordum.Eğer biriyle konuşuyorsa bile sadece bilmek istiyordum.Eğer bilirsem siktirip gidebilirdim ama başka türlü İrem'den nasıl gidebilirdim bilmiyordum.Bir yanım eğer konuşuyorsa onun için her şeyin daha iyi olabileceğini söylüyordu diğer yanımsa öyle bir şeyin olmaması için yalvarıyordu.O Ela değildi.Ama bir insandı.Telefonunu açtım ve daha önce bulmak için uğraştığım şifresini girdim.Uğraşmak dediğime bakmayın 2 dakika sürmüştü çünkü şifresi 2580dı.Telefon açıldığında derin bir nefes aldım ve mesajlara girdim.Son mesajlaştığı kişinin 'gizli numara' olduğunu görünce kaşlarımı çattım.Kimdi bu?Gizli numaraya tıkladığımda mümkünmüş gibi kaşlarımı dahadada çattım.İrem'in uyurken resimleri,camda gülümserken resmi,beni öperken,makarna yaparken.Kimdi bu sikik?En son mesajlara indiğimde okuduğum şeylerin göğüsümde bir ağırlık oluşturduğunu fark ettim.Ben ölmeyeyim diye içerde o ölüyordu.Ben nefes alıyım diye o dumanlar arasında boğularak veya yanarak ölmeyi seçmişti.Sinirle direksiyona vurdum.Sikeyim!Bıraksaydıda geberseydim.Alnımı direksiyona dayadım.Gözlerim yanıyordu,içimde ağlama hissi vardı ama gururum 'Sen Arda Demirsin' diye bağırarak ağlamama engel oluyordu.Siksinler Arda Demir'i.
Telefonu tekrar elime aldım ve gizli numarayı aramaya çalıştım ama telesekreter çıkıp böyle bir numara kullanılmadığını zırvaladı.Ben kafamda sikik sikik şeyler kurarken bu kız benim hayatımı kurtarıyormuş.Niye bana söylememişti?Ona zarar gelmeden önce bu durumu halledebilirdim belki.Hala gülüyor olmasını sağlayabilirdim şimdi ise sikik doktorun çıkıp ne diyceğini beklemekten başka bir şey yapamıyordum.Aklıma gelen şeyle kendi telefonumu çıkartıp Ata'yı aradım.İlk çalışta açtığında "Arda Bey hangi dağda kurt öldü?" dedi iğrenç bir ses tonuyla.Çenemin gerildiğini hissedebiliyordum."Bu sefer ananı siktim Ata" dediğimde küçük bir kahkaha attı ve "Niye?Yoksa süprizimi beğenmedin mi?Çok alevli değil miydi?" dediğinde sinirle dudaklarımı yaladım."Biliyor musun?Annenin bir yerleride çok alevliymiş.Dün beni çağırdı ama gidemedim.Bugün gidip mutlaka alevini söndürücem ama gözün arkada kalmasın" dediğimde sinirle bir nefes aldı "Başın sağolsun demem gerekiyor mu?" diye sorduğumda yumruklarımı sıktım.Telefonu suratına kapattım ve direksiyona bir yumruk daha attım.2 telefonuda cebime koyup sinirle arabadan indim ve kapıyı çarparak kapattım.Eskiden arabama dokunanı oyardım şimdi ise nerdeyse arabamı kırıcaktım.Bu sarı kafa beni gerçekten değiştirmişti.
Yoğun bakımın önüne geldğimde Bahar hala ağlıyordu.Emrede ağlıyordu ama çaktırmamaya çalışıp başını öne eğiyordu.Emreyi bildim bileli duygusaldı zaten bide o da alışmıştı İrem'e.Benim gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNBOZAN #Wattys2021 (Tamamlandı)
Romance"Ben istediğin beyaz atlı prens olamam ama arabası olan bir ayı olabilirim" -- İrem en yakın arkadaşlarından birinin ona ve çocukluk arkadaşı Bahar'a attığı iftira yüzünden zorluklarla girdiği okulundan atılır ve okulunu değiştirmek zorunda kalır.Ye...