İrem'in ağzından:
Yataktan doğruldum.Karşımdaki aynaya baktığımda uykusuzluktan çökmüş,morarmış gözaltlarım,ağlamaktan kızarmış gözlerim,solmuş ten rengimle karşılaştım.Rehabilitasyondan çıkmamın 3. Ardasız geçirdiğim 1 ay 11. gündü.Bu süre boyunca sakinleştirici vermedikleri ve bedenim artık güçsüz düşüp uyuyakalmadığım sürece hiç uyumamıştım.Uyuduğum zamanlarda ise Bahar'ın tetiği çektiği,Arda'nın gözlerini kapattığı son anları görüp çığlıklar ve ağlayışlar eşliğinde uyanmıştım.İki kere intihar girişimde bulunmuş hepsinde bir şekilde kurtulmuştum,daha doğrusu kurtarılmıştım.
Dolu gözlerimi elimin tersiyle silip ayağa kalktım.Verdiğim kilolardan ve yemek yememden kaynaklı olarak kararan gözlerimle yatağıma tutundum.Gözlerimi açtığımda titreyen dudaklarıma engel olamadım sıcak gözyaşlarım yanaklarımdan akarken titreyen dudaklarımı engellemek için üst dudağımı dişledim.Onu özlemediğim,şaka yaptım diyerek ortaya çıkmasını beklemediğim tek bir bile gün geçmemişti.Son kez tabutuna sarılabilmiştim onun.Sevdiğiniz kişinin tabutuna sarılmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz?Ya da vedalaşmanın?
Gardırobumun önüne gelip gözyaşlarımı sildim ve dolabımı açtım.Havalar iyice ısınmıştı,yaz gelmişti.Kalbimde kasırgalar esip gürlerken dışarda çiçekler açıyordu.Annemlere yalvararak getirttiğim Arda'nın tişörtlerinden birini geçirdim üstüme altımada siyah ince taytımı giydim sonra triko,kocaman cepleri olan ince siyah hırkayı üzerime geçirdim ve odadan çıktım.Oturma odasında oturan annem beni görünce sıcak bir şekilde gülümsedi gülümsemesine karşılık vermeyince yüzünü düşürdü.Benimle birlikte bu süre zarfında o da uyumamıştı hiç.Başımda beklemiş,kendime zarar vermemem için gözetlemişti beni.Oysa onun alamadığı nefesi aldığım her an zarar veriyordu bana."Çok sıcak değil mi kızım?" dediğinde başımı iki yana salladım.Gözlerim ve başım ağlamaktan ağırıyordu."Üşüyorum" diye kestirdim.Onun olmadığı her gün üşüyorum anne,onun sarılmadığı her an üşüyorum."Bir yere mi gidiyorsun?" dediğinde başımla onaylayıp "Sahile gideceğim" dediğimde kaşlarını açttı "Psikolog oraya gitmemeni söyledi İrem" dediğinde dolu gözlerimle baktım ona "Anne,lütfen" dedim yalvaran sesimle.Bir süre baktı onunda gözleri dolmuştu benim gibi.Kızını bu halde görmek kim bilir ne kadar yakıyordu canını.Ayaklanıp "Emreyi arayayım" dediğinde "Arama" dedim ve devam ettim "Yalnız olmak istiyorum anne" dedim ağlayarak.Tedirgindi.Beni yalnız yollamayı hiç istemiyordu.Haklıydı,yollamamalıydı."Sürekli arayacağım" dediğinde gözyaşlarımı sildim ve başımla onayladım.
Evden çıktığımda şöyle bir etrafa baktım.Her yerde o vardı sanki.Sanki her ses onun gülüşüne benziyordu.Taksi çevirmek yerine yürümeye başladım.Pek uzak değildi sahil bize.Saat 5-5.30 civarı olduğu için sokaklar bomboştu tek duyduğum kuşların cıvıltılarıydı.O bile huzurlu hissetmemi sağlamıyordu.Artık neşeyle öten kuşlar bile canımı yakıyordu.Hayatımda neşe diye bir kavram kalmamıştı.Bahar Arda'yı benden alarak hayatımı,neşemi,her şeyimi almıştı benden.Olaydan sonra bana tek bir mektup yollamıştı sadece cezaevinden.Mektubunda Arda'nın önüme geçmeseydi hala yaşıyor olucağını,Arda'nın ölümüne sebep olduğumu ben olmasaymışım şu an ikisinin mutlu olabileceğini ama Arda'nın gözünü boyayıp her şeyi mahvettiğimi yazmıştı.Akan gözyaşlarımı parmaklarımın ucuyla sildim.Arda ölüceğine değil o kurşunların önüne atlamak acılar içinde kıvrana kıvrana ölmeye razıydım ben.Yeter ki o nefes alsın diye her şeyi yapardım.
Sahile geldiğimde iskelenin yanına geldim.Adım atmak istiyordum ama ayaklarım ilerlemiyordu.Oraya gittiğimde her şeyi tekrar tekrar yaşayacağımı biliyordum.Yerden bulduğum orta boylu,büyük taşları cebime doldurdum.Cebim geniş olduğu için epey taş almıştı sonra iki cebimede cebime sığabilecek en büyük taşlardan koydum.Ellerimi cebime daldırıp taşlarla oynamaya başladım.Taşlardan çıkan hışırtı sesi biraz rahatlamamı sağlıyordu.
İskeleye bir kez daha baktım ve derin bir nefes alıp adımımı attım.Aklıma kanlar içindeki beyaz elbisem gelmişti.O gün hayatımın en güzel doğum günü kutlayacağımdan emindim çünkü yanımda Arda vardı.Ne kadar kötü olabilirdi ki Arda'nın içinde olduğu bir şey?Şimdi ise doğum günüm ölüm günümden,beyaz elbisem ise kefenden farksızdı benim için.Titreyen dizlerimle iskelenin sonuna doğru yürümeye başladım.
Gözlerini ilk gördüğüm anı hala hatırlıyordum.İlk bakışlarında bile içimi titretmişti.İlk gördüğümde hayatımın merkezine koyucağımı,onu hayatım yapacağımı düşünmemiştim hiç.
İskelenin en ucunda durduğumda cebimden telefonumu çıkarttım ve numarayı tuşladım.Bir kaç çalıştan sonra açtı."İrem?" diye sordu uykulu bir sesle."Batu" dedim hiçbir duygu olmayan bir ses tonuyla "İrem açıklamama izin ve-" dediğinde sözünü kestim ve "Seni affediyorum" dedim.Cevabını beklemeden telefonu kapatıp denize attım.Telefonun girmesiyle oluşan dalgaları izledim ilk önce sonra denizdeki yansımama baktım berbat haldeydim.Cebimdeki taşlar omuzuma ağırlık yapıyordu ve kambur durmamı sağlıyordu aynı zamanda belimi ağırıtıyordu.O an keşke sadece belim ağrısa diye geçirdim içimden.
Ardayla pek sevgi sözcüğü söylememiş,sevdiğimizi dile getirmemiştik birbirimize.Hatta genellikle birbirimizi üzmüştük.Eskiden üzülmekten yakınırdım şimdi ise çıkıp gelsin üzsün beni istiyordum.Şimdi ise terkardan üzemeyecek olması üzüyordu,bir daha dediği şeylerle,hareketleriyle ağlatamayacak olması ağlatıyordu.Tişörtünün yakasından tutup burnuma dayadım.Kokusu tişörtlerden kaybolmaya başlıyordu.Kokusunu bir daha duyamaktan korkuyordum.Kokusunu,bakışlarının nasıl hissettirdiğini unutmaktan korkuyordum.Buna izin veremezdim.Onun bir daha kokusunu alamamaya,ses tonunu,yüzünün küçücük bir kısmını bile unutmaya dayanamazdım.Bakışlarım koyu denizin üzerinde gezdirdim ve sertçe yutkundum.Tek bir adım kalmıştı denizle aramda sonra Arda'ya kavuşacaktım.Ne kadar acı çekeceğim umrumda değildi.Sadece sonunda Arda'ya kavuşacağıma inanmak istiyordum.Sertçe yutkundum ve eğilip ayakkabılarımı çıkarttım.Arda'nın hayatı bitmişken devam edemezdi ki hayatım.Benim hayatım zaten Ardaydı.
Özür dilerim anne sana bunları yaşattığım için ama dayanamadım.Dayanabilsem inan gitmezdim ama bir nefes dahi alıcak gücüm yok artık.Özür dilerim Emre beni sakinleştirmeye çalışırken,benim iyi olmamı sağlamaya çalışırken acını tam olarak yaşayamadığın için.Özür dilerim Akın,Özür dilerim Giray size bir arkadaş acısı daha yaşatacağım için.Özür dilerim Balım bana hep hayata tutunmam için konuşmalar yapmana rağmen tutunamadığım için.Özür dilerim Duman artık kafamı dağıtmak için aradığında duyamayacağım için...
Son bir kez nefes aldım ve kendimi soğuk denize bıraktım.Ceplerimdeki taşlar beni aşağı çekerken yüzmeyi bilmemenin ve nefes alamamın verdiği telaşla çırpınmaya başladım.Çırpınmam yaşamak istediğimden değildi.Dışarı çıkıp nefes alırsamda yaşayamacağımı biliyordum.Nefes alan bir ölü olmak daha zordu emindim ölmekten.Korkum yine kavuşamamaktı Arda'ya...
Ve özür dilerim sevgilim,ayım sana yeterince söyleyemediğim için sevdiğimi.Gitmene engel olamadığım için.Bana dediğin,benden istediğin son şey 'Yaşa' olmasına rağmen yaşayamacağım için...
~ SON ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNBOZAN #Wattys2021 (Tamamlandı)
Romance"Ben istediğin beyaz atlı prens olamam ama arabası olan bir ayı olabilirim" -- İrem en yakın arkadaşlarından birinin ona ve çocukluk arkadaşı Bahar'a attığı iftira yüzünden zorluklarla girdiği okulundan atılır ve okulunu değiştirmek zorunda kalır.Ye...