Yüreğim kayıpların izleri, kazandıklarımın güzellikleriyle doluydu.
Bir yanım kayıp, bir yanım tamdı. Bir yanım yıkık dökük, diğer yanım gül bahçesiydi. Bir yanımda acılarım vardı, bir yanımda mutluluklarım vardı.
Ben hem yarım hem tamdım.
Bir sonbahar günü başladı hikayem, güzel bir aşk masalının meyvesi olarak dünyaya geldim. Bir babanın en büyük dileğiydim, bir kız çocuğu olarak en değerlisi, başının tacıydım. Yine bir kış günü o hikayenin üzerinde fırtınalar koptu merhaba ve o fırtınalar o günden sonra benim ruhumun tek yoldaşı oldu.
Fırtına ruhlu bir kadının çektiği azabı kendinden başkası bilemezdi.
Küçücük yaşta verdiğim kaybın ardından ben ben olmaktan çıktım. Babasının baş tacı, annesinin gözünden sakındığı o kız yüreğine gömdükleriyle bir hayat kurdu. O günden sonra bir kişiye inandı, diğer herkese sırtını döndü. Sırtına bıçaklar saplandı, kan kustu yinede vazgeçmedi.
Yıllarca zorbalıklarla canı yandı yinede yolunda dimdik yürüdü.
Büyüdüm, yakıp yıktım. Yakıp yıktığım her an daha fazlasını istedim. Bana yaklaşmaya çalışan kim varsa duvarlarıma çarptı. Hep bir uçurum kenarında yaşadım bu hayatı, düşmekten hiç korkmadım.
Çağan.
Canıma can katan tek adam.
En çok o duvarlarıma çarptı, en çok o benim yüzümden yandı. Duvarlarımı geçmeyi başardığında kalbime ördüğüm dikenli sarmaşıkları söküp atması zor olmadı. Ben ilk kez ona yenildim, ilk kez onda can buldum. Küçücük çocukken verdiğim kayıpları bir tek onda kazandım. Bir uçurum kenarında gibiydi aşkımız ama ben o uçurumda yaşamaya zaten alışkındım.
Bir uçurum kenarında yaşadığım bu hayatın sonu yine bir uçurumun kenarındaydı.
Kızlarım.
Hazal'ım.
Hazan'ım.
Eğer ki olurda o uçurum benim sonum olursa beni hep hikayemin güzel yanıyla bilin.
Ve benim acım yüzünüzdeki gülüşü soldurmasın, ben asıl o zaman ölürdüm.
Başımdaki sızı ve esen sert rüzgar ile birlikte gözlerimi araladığımda bir uçurumun kenarındaydım. Ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde taşların üzerinde otururken sırtımı yaslandığım kayalıktan ayırdım. Doğan Altuner sefil bir halde başımda silahı ile beklerken gözleri uçurumun derinliklerindeydi. "Kafana sıktığımda bedenini bu uçurumdan aşağıya atacağım," dediğinde sesi dümdüz çıkıyordu. "Cesedin paramparça olacak. Cesedini buradan zor çıkaracaklar belki de çıkaramayacaklar. Bir mezarın dahi olmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...