ZEHİR ADAM& ZEHİR KADIN.
"Çünkü ben sana aşık oldum."
Kadının dudaklarından dökülen itiraf adamın kalbine saplandı.
Bu itiraf, bir yıkımdı, dudaklarımdan dökülen kelimeler Çağan ile aramda ki tüm duvarları yıkan bir yıkım etkisi yarattı. Çağan ile aramdaki son duvarda yıkılırken onun karşısında duygularım ile savunmasız kaldım. İlk kez birine açık açık duygularımı sundum, ilk kez aşık oldum ve bu aşkı haykıracak gücü kendimde buldum.
Bir vurgun,
Bir yıkım.
İçimde sakladığım itiraf bir bomba gibi sonunda patladı. Ona âşık olduğumu haykırırken yağmurun altında ıslanan bedenlerimiz birbirine kavuşmayı bekliyordu. Onu seviyordum, ben sonumu getirecek adamı seviyordum. Bedeni ağır adımlarla bana dönerken bu anın gerçekliğini sorguladı, buna inanmak istedi. Tam karşıma gelmesiyle yüzümü ellerinin arasına aldı ve beni öptü. Dudaklarımız birbirine kavuştuğu an alev alev yandı ve biz soğuk bir şehrin ortasında birbirimize yandık. Tutkuyla öptüğü dudaklarımı serbest bırakırken o dudakların yerini parmakları aldı. "Yanlış duymadım değil mi?"
"Hayır, Çağan ben seni seviyorum."
Kollarını bedenime sararken kollarımı anında boynuna sardım. Parmaklarım ıslanan saçlarında gezinirken birbirimize tutku dolu bakışlarla baktık. Bu hataydı, yapmamam gerekiyordu belki ama yapmaktan geri durmadım. Ben ilk defa âşık oldum, ilk k defa birini sevmenin yakıcı hissine esir oldum. Onunla bu kadar iyi hissederken duygularından kaçmak mümkün olmadı. Ben bu şehrin kumpasına onunla düştüm ve artık oradan çıkmak çok zordu. "Yakıyorsun, yıkıyorsun ama eskisinden daha sağlam topluyorsun," dediğinde mutluluk sesinden kalbime döküldü. "Beni sevdiğini hep hissettim ama duymak bir başka hissettirdi."
"Ne olursa olsun beni seni sevdiğime pişman etme."
Başını başıma yasladığında huzurlu bir şekilde sesle, "Seni pişman etmem." diye mırıldandı. Onun sesinde ki huzur ilk defa bu kadar kalbimi ısıtıyordu. Ve umarım ki Çağan beni dediğin gibi pişman etmezsin yoksa sonumuzu kendi ellerimle yazmış olacağım. Ve ben can yakmadan bir son yazmazdım, bundan ikimizde nasiplenirdik. O yüzden beni kendime düşman etme Çağan, kendi düşmanlığımın altından kalkamazdım.
Kollarım sahiplendiği boynu bırakırken bir anda onun kucağında yer aldım. Kaşlarımı çatıp ona baktığımda itiraz istemez bir şekilde inatçı tavırla arabasına doğru ilerledi. Arabasının kapısını açtığında beni koltuğa otururken emniyet kemerimi takmayı ihmal etmedi. Ardından şöfor koltuğuna ilerlerken onu izledim. Gerçekten karizmatik bir adamdı, göz doldurucu bir duruşu vardı. Direksiyon başına geçtiğinde arabayı çalıştırırken gözleri bana döndü. "Yorgun musun," dediğinde başımı iki yana salladım. "Bugün biraz seninle gezmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
AcciónBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...