-KIŞ GÜNEŞİ-
Kalbe saplanan acı kendini hiçbir zaman unutturmazdı.
İzi kalırdı,
Ve söküp atmak için kalbini kanatman gerekirdi.
Acıya acıya.
İçimin yangınını kelimeler nasıl anlatırdı? Nasıl dile gelirde söylerdi canım acıyor diye. Ben canımın acısını toprağın altına gömmüştüm. Biri gelip acı dolu yüreğimi o toprağın altından çıkarmış ve ilk acısını kondurmuştu. Kalbime kondurduğu ilk acısının yeri benimle kalacaktı. Kendini unutturmayacaktı, unutmama izin vermeyecekti. Şifa olacak oydu, canımın yangınını söndürecek oydu. O izi silip atacak oydu, bunun için savaşması gerekecekti.
Dağa taşa haykırmak istiyordum. Belki haykırırsam içimde ki kırıklığı atardım. Öyle bir his kuşatmıştı ki kalbimi bunun ne denli bir sarsıntı yarattığının farkında değildim. Yalanın ilk acısı karşısında savunmasız kalmıştım. Gerçeğin acı tokadı yüzüme inmiş ve ilk izini kondurmuştu. Bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Hayatımda ilk defa kendimden korkmuştum. Gidip onun canını yakma ihtimalimden korktum ve bu kendime karşı verdiğim savaşın en büyüğü olmuştu.
Şimdi Çağan ile benim aramda bin altmış dört kilometre vardı. Aynı gökyüzüne başka şehirlerden bakıyorduk. Aynı gökyüzü bizi başka yerlere savurup attı. Söylesene sevgilim, kavuşur muydu bedenlerimiz? Zira ayrı olan sadece bedenlerimizdi. Mesafelerin gücü kalplerimizi savurup atmaya yetmedi. Bin altmış dört kilometreden bile kalbim senin için deli gibi atıyordu. Yarattığın hayal kırıklığına rağmen kalbim senin için delicesine çırpınıyordu ve buna engel olamıyordum.
Sabahın ilk ışıklarıyla yattığım yerden doğrulurken günlerdir uyuyamamanın verdiği huzursuzluk ile baş başa kaldım. Yıllardır süren uyku problemim bir kez daha kendini göstermeye başladı. Yaşadığım ilk sorunda eski halime geri döndüm. Çağan hayatıma girene kadar destek aldığım uyku ilaçlarını bırakırken ondan uzaklaşmam yine o uyku ilaçlarının kollarına geri itekledi. Çağan. Onun adının zihnimden geçmesi ile histerik bir şekilde gülüp ayaklandım. Öfkem ile yeniden karşı karşıya kaldım ve bundan hiç hoşlanmadım.
Onun is kokulu geçmişi beni öldürüyordu.
Yedi gün önce Trabzon'a geldiğimde emniyette ki geçici görevimin bilgilerini alırken bunun saçma sapan bir konu olduğunu anında anlamıştım. Beni göndermek için uydurulmuş bir görevdi, ekiptekiler artık bu duruma alışmıştı. İki kez daha geçici görev için gelmiştim ve çok durmadan doğuya geri dönmüştüm. Bu sadece beni cezalandırma yöntemiydi, elimde ki görevi aldığında nasıl çıldıracağımı biliyordu ama bu defa öyle olmamıştı. Burada olmayı önemsememiştim çünkü o şehir kalbimi kırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...