-KÜLLERİNDEN DOĞAN ŞEHİR-
"Deniz yıldızları yuvalarından koptuğu an ölürlermiş, fırtınalarda limanlarına kavuşmadığı an kaybolur giderlermiş."
Yuvamdan ayrı kaldığım her an ölüme bir adım daha yaklaşıyordum, limanıma sığınamadığım her an ise kayboluyordum. Ruhumun her bir yanı özlemiyle yanıyordu, öyle canım acıyordu ki ben onun yokluğuyla ölüyordum.
Aşık olmak kendim için yaptığım en güzel şeydi.
Aşık olmak ruhumun eksik bir parçasını bulmak gibiydi. Ben onunla eksik yanlarımı tamamlarken bu kadar acı çekeceğimi bilmiyordum. Ben aşkın kolları arasında bu kadar yanacağımı bilmiyordum. Fakat aşkın ızdırap dolu sarmaşıklarıyla kuşanırken yaralarımdan sıyrılacağımı hiç bilemezdim. Ben artık daha az hasarları olan bir kadındım ve bu gördüğüm değer ve sevginin bir yansımasıydı.
Şimdi bir başıma sahil boyunca yürürken kafamın içinde dönüp olan anılar bana eşlik ediyordu. İstanbul'un sert soğuğu iliklerime kadar işlerken asıl üşüyen ruhum olduğundan bedenim soğuğa karşı koyuyor gibiydi. Bunun acısı çıkardı biliyordum, bedenim yeterince hassas bir noktadayken şimdi soğuğa kafa tutar gibi korunmasız bir haldeydim. Zaten her şeye kafa tutmayı huy haline getirmemiş miydim?
Bazen kendime tahammül edemiyordum, öyle zor bir yapım vardı ki kendimle birlikte etrafımda kim varsa kırıp döküyordum. Bundan nasibini en çok Çağan alıyordu, onu kırıp döktüğüm anların sayısını dile getiremezdim. Halbuki onu en çok mutlu etmek istediğim an öyle bir kırılmıştım ki yana yakıla onu kırıyordum şimdi. Can yakmaktan geri durmuyordum, insanları kendimden uzaklaştırmak için onlara gerçek yüzümü göstermem gerekiyordu. Zehirliydi dilim, kırıp dökmek zor gelmiyordu.
Kalbim en kusurlu noktamdı fakat kusursuzdu da çünkü onun sevgisini taşıyordu..
Fakat en merhametli yanımdı. Sanki kırıp döken, can acıtan o kadın değilmişim gibi öyle merhamet doluyordu ki kalbim beni şaşırtıyordu. Bazı anlar öylesine saf sevgiyle doluyordu ki o duyguların varlığını bilmek aslında gerçekten sevgiyi hak ettiğimi bilmeme sebep oluyordu. Ben değer görmeyi de, sevilmeyi de hak ediyordum ve hak ettiğimi bana sunan bir adama sahiptim.
Onun sevgisi kalbime işlenmiş değerli bir mücevherdi.
Kolumdan tutulmasıyla belimde silahın namlusunu hissederken nefesimi tuttuğumda hareket edecekken silahın baskısı artarken, "Sakın yanlış yapma," diye konuştu Doğan Altuner tehditkar bir sesle. "Sakin bir şekilde yürü. Tenha bir yere geçip konuşacağız." Bulut ve Sarper'in uzaktan izlediğine emindim. Çağan onları koruma olarak sürekli peşime taktığından uzaktanta olsa sürekli takip halindeydiler.
"Yanlış sulardasın pezevenk."
"Hakan gibi birinin yanında yetişen kızdan başka bir şey beklemezdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...