ÇAĞAN ARSAL.Ankara
2012Kanayan ruhların serzenişleri ağır olur, çığlıkları gür çıkardı.
Duyana ağır gelir, duymak istemeyenlerse sağır kesilirdi. Biz azap çektiğimiz her an kimsesiz kalmış çocuklardık. Bize dönülen sırtlar, yüzümüze kapatılan kapılar ardında yaşam sürmeye çalışan çocuklardık. Her yanımız yara bere içinde, ruhumuzdaki serzenişlerle kıvranan ve çocukluğu katledilmiş bireylerdik.
Bizim çocukluğumuz iyileşmeyecek yaralar almıştı.
Öyle yaralar almıştım ki kesilmeye yüz tutmuş soluğum her an bana zehir olurken bir başıma verdiğim mücadele giderek daha fazla boğuyordu beni. Çocukluk çağlarım acımasız bir şekilde hiç edilirken gençlik dönemlerimde aynı şekilde çürümeye yüz tutmuştu. Biz bir katil tarafından öldürülmüştük ve bir daha yaşama dönmemiz zor gibiydi.
Öyle acı çekiyordum ki çektiğim tüm acılara rağmen nefret edemiyordum hayattan. Ben bu acıların içinde var olmuştum artık ruhum bu acılara bağışıklık kazanmış bir hale gelmişti. Öyle çok acıyı almıştım ki ruhuma bir daha nasıl söküp atardım bilmiyordum. Sanırım bu acılar bir ömür benimle kalmaya yemin etmiş gibiydi.
Bir ölüden tek farkım nefes alıyor oluşumdu.
On altı yaşımın başlarındaydım ve tüm sorumluluklar omuzlarıma işlenmişti. Bir aileye bakmanın, hatta kardeşime sahip çıkmanın getirdiği sorumlulukların yanı sıra geçmişin getirdiği acımasız gerçeklerle savaşıyordum. Kardeşimi o acımasızlıklardan korumaya yemin etmiştim ta küçücük bir çocukken. Hoş şimdide çok büyük sayılmazdım fakat hayat bana hiçbir zaman çocuk olma hakkı tanımamıştı.
Benim çocukluğum acımasız bir ruha kurban gitmişti.
Kendimi bildim bileli anneme yapılan kötülüğün izlerini hep taşıyordum. Babam olacak adamın anneme zorla sahip olmasıyla birlikte başlayan esareti benim rahmine düşmemle birlikte başka bir boyuta ulaşmıştı. Bir tecavüz çocuğu olduğumu ilk başlarda kavrayamazken büyüdükçe bunun ağırlığı daha fazla eklendi yüreğime. En kötüsü de kardeşimde aynı kaderi yaşadı ve o aramıza katıldıktan aylar sonra o adam hayatımızı darmadağın etmemiş gibi çekip gitti.
Geride üç büyük enkaz kalmıştı.
Yıllarca yaşadığım bu gerçek her geçen gün boğarken beni tek tutunduğum dalım kardeşim ve içimde biriken öfkemdi. Kendimi suçlar hale gelmiştim ve bu durumumuzun ne kadar vahim olduğunu gösteriyordu. Aslında yapılan kötülüğün tek suçlusu o kötülüğü yapanlardı bir başkası değildi. Yine de annemin halini gördüğüm her an kendimi suçlamam kaçınılmaz oluyordu.
Yaşadığımı hissedemez bir haldeydim.
Berin minik adımlarıyla yanıma geldiğinde bana sokulurken örülmüş saçları dikkatimi çekti. Birkaç gündür annemiz yanımızda kalıyordu. Normal şartlarda koleji yatılı kısmında kalmam gerekirken Berin'in hastalığı yüzünden izin almayı başarmıştık. Annemde Kriz anlarında olmadığı sürece onunla kalırdı fakat kriz esnasında olduğu her an bizi suçlar, görmeye bile tahammül edemezdi. Belki de bizi hiçbir zaman kabul etmedi. Onun için sadece büyük bir yüktük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...