Bölüm 27: "Çocukluğa Uzanan Eller."

6.4K 651 322
                                    

ÇOCUKLUĞA UZANAN ELLER

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ÇOCUKLUĞA UZANAN ELLER

"Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın."

(Uçurtma Avcısı- Khaled Hosseini)

Çocuk olmak en saf duyguların anahtarıydı. En güzel düşler insanın çocukluğunda saklıydı. Yıllar önce derinlere gömdüğüm o anahtar, artık bir adamın avuçları arasında duruyordu. Çocuk yanım ona emanetti, onun göğsünde yaşam buluyordu. En saf duygularım ona mühürlüydü, çünkü o duyguları sadece onunla birlikte yaşıyordum. Çocuk olmak isterdim kimi zaman, o zaman kendimi içinde yaşam bulduğum o yere ait hissederdim. O zaman masum olduğuma inanırdım, saf duyguların kollarında barınırdım. Çocukluğum gömülmüş düşlerimi taşıyordu, bunu da sadece Çağan Arsal görüyordu.

Sahi, siz daha önce düş kurmuş muydunuz?

Ben kurmuştum ama daha o düşleri çocuk kalbimin içinde büyütemeden kalbimin derinliklerine gömmek zorunda kalmıştım. Çünkü ben çocuk olmamıştım, çocuk yanım bir saldırıya kurban gitmişti. Düşlerimi verdiğim kayıplar ardına saklamıştım, oradan çıkmasını istememiştim. Çocuk olmanın en güzel hislerini hiçbir zaman yaşayamamıştım. İçimi öyle bir öfkeyle doldurmuştum ki o saf duyguların katili olmuştum. Ellerimden kayıp gitmesine izin vermiştim, yakarışlarına kulak tıkamıştım. Ölüme terk edilmiş bir ceset gibiydi. Ama katiller her zaman olay yerine geri dönerdi. Ve aslında acı bir gerçek yüzüme çarptı. Ben yaşadığım her şeyi hak etmiştim.

Çocukluğumun laneti hep ensemdeydi.

Trabzon'un hırçın sabahına gözlerimi açarken içeriye giren güneş ile ağzımın içinde homurdandım. Güneş pek etkili olmazdı bu mevsimlerde lakin varlığını da unutturmazdı. Karnımın üzerinde ki ağırlık ile gözlerim aşağıya kayarken karşı karşıya kaldığım manzara ile sert bir şekilde yutkundum. Çağan kafasını karnımın üstüne koymuş ve olduğu yerde kıvrılmış bir şekilde uyuyordu. Dağılan saçları yüzüne doğru biçimli düşerken yüzünde çıkan izler karşısında tebessüm ettim. Ah Çağan ah! Bana bu kadar âşıksın madem eski polis olduğu niye sakladın? Beni kaybetmekten korkmadın mı?

Parmaklarım saçlarında usul usul gezinirken yüzünü kırıştırmasıyla kimi zaman durmuş, kimi zamanda parmaklarımı o kırışıklıklar üzerinde gezdirmiştim. Tüm masumluğu, savunmasızlığı ile koynumda uyurken yüzünde ki huzur dolu ifadede takılı kaldım. Onu sevgisinin gerçekliği konusunda affettim lakin sakladığı sır konusu hakkında konuşmamız gerekenler vardı. Bir daha aynı durum ile karşı karşıya kalmak istemiyordum, bir daha onun sırları ile yaralanmak istemiyordum. Bu defa ki duruşum çok sert olurdu, kaldıramazdı.

Yüzünü sevdikten sonra parmaklarımı bir kez daha saçlarına götürürken gözlerini araladı ve sanki bu anın gerçekliğini sorgulamak ister gibi baktı. Bakışlarının masumiyeti kalbimi ısıtıyordu. Çağan Arsal sadece bakışları ile birçok şey anlatabilen bir insandı ve ben o bakışlarında hep bana olan sevgisini görüyordum. "Sadece sana bakacaktım," dedi mahmur bir sesle. "Seni izlerken uyuyakalmışım."

Vecheyn |Tamamlandı.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin