-YETİMHANE TOZU-
Geçmişim aldığım her nefeste ruhuma batıyordu.
Nefes almak bu kadar zor olur muydu, olurdu. Ruhum beni nefessiz bırakanlardan şikâyetçiydi, benim nefeslerimi zehir edenlerden şikâyetçiydim. Ruhumu kasıp kavuran bu illetten kurtulamıyordum, her gün tükeniyordum ve her geçen gün daha fazla nefessiz kalıyorum. Ama dimdik ayağa dimdik kalkıyordum, biliyorum ki ben ayağa dimdik kalkamazsam düşmem için bekleyenler beni daha da dibe çekeceklerdi. Benim nefesimi kesenlere bu zaferi tattırmayacağım, bil ki babacığım sizin başınızı önünüze eğdirmeyeceğim.
Gözlerimi bana nefes olan adamın kollarında araladığımda onun ruhumda var ettiği cennetin içinde kendimi buldum. Bitkin bir şekilde ona bakarken gözlerinde gördüğüm endişe ile kalbim sıkıştı. Onu bu kadar endişelendirmek istemiyordum ama şartlar buna izin vermiyordu. Parmakları yüzümde gezinmeye başladığında gözlerim onun yüzünde gezindi. Sanırım o da stres yapmış olmalıydı ki yüzünün rengi atmış gözüküyordu. "Çağan," dediğimde doğrulacakken izin vermedi. "Bana ne oldu?"
"Sinirsel bir baygınlık geçirdin," dediğinde belli belirsiz başımı salladım. "Doktor kendini çok kastığından, fazla duygu birikimi yaşamış olabileceğinden bahsetti."
"Korkutmak istemedim, birkaç günün gerginliğinin patlaması oldu."
"Bu kadar içine atacağına beni hırpalamanı tercih ederdim."
Başımı onun boynuna soktuğumda parmaklarım onun yüzünde gezinmeye başladı. Onu sevdim beni sevdiği gibi şefkatimle sevdim. Bana şefkatini açtığı gibi ona şefkatimi açtım. Ben bile getirmesem bile o beni anlardı biliyordum. Ellerini ellerime kenetlerken kısılan gözleri yüzümde gezindi. Çağan sevildiğinde gözleri kısılıyordu ve bu çok hoşuma gidiyordu. "Ben bayıldıktan sonra hastaneye mi götürdün," dediğimde başını salladı. "Hakan Müdür beni almana nasıl izin verdi?"
"Hastanede birlikte başında bekledik," dediğinde şaşırdım. Onları öyle düşünemiyordum. "Sonrasında bir fırsatını bulup seni hastaneden kaçırdım."
"Serseri asla uslanmayacaksın değil mi?"
Gülmeye başladığında, "Bunu sen mi söylüyorsun?" dedi. Yattığım yerden doğrulup onu göz hapsine alırken kollarını yeniden belime sardı. Serseri bir kadındım ama bu serseriliğim ile beni sevdi. Bundan şikayetçi olduğunu düşünmüyordum aksine en başından beri böyle olmam onun hep hoşuna gidiyordu. Çağan beni olduğum gibi seven nadir insanlardan biriydi hatta belki de tek insandı. Beni anlıyordu, bana inanıyordu ve en çokta bana hayatına alacak kadar güveniyordu. Çağan bana kıymet veriyordu, bunu hep hissettiriyordu.
Yeniden onun göğsüne yattığımda kolları belimden ayrılmadı, beni biraz daha kendine çekti. Kokusu bana huzur veriyordu, varlığı beni iyi ediyordu. Düşman kesildiğim adamın gün gelip beni bu kadar iyi edebileceği aklımın ucundan geçmezdi. Çağan hayatıma girdiği andan itibaren benimle birlikte yüklerimi paylaştı ve beni o yüklerin altından ezilmekten kurtardı. "Söyledikleri yüreğimi paramparça etti Çağan," dediğimde iç çektim. "Benim nefesimi aldılar, nefessiz bıraktılar. Belki o gün beni öldürmeyi başaramadılar ama benim asıl ruhumu öldürdüler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...