-Şeytanın Tebessümü-
Yaralı çocukların sesini duyan olmazdı.
İnsan yaralı çocukların çığlıklarını duymak, bilmek istemezdi. O çocuklar çığlıklarının arasında kaybolup giderdi.
Berin ve Çağan.
Çocuklukları annelerinin gördüğü zulümden ibaretti. Ruhlarında o zulmün acımasız izlerini taşıyorlardı. Yıllar geçse bile geçmeyecek bir yaranın esiri oldular. Berin abisi sayesinde hayatını kurtarırken Çağan kaldıramadığı gerçeklerin içinde kayboldu. Kendini karanlığa itti ve kurtuluşuna giden yollarını kapattı. Hayatı ellerinden kayıp giderken sadece izledi.
Onların çocukluklarını görüyordum, o çocukların attıkları çığlıkları duyuyordum. Yaralı bir çocukluğun verdiği acıyı iyi bilirdim, o ızdırabı iyi bilirdim. Yara yaraya denk demiştim ya yanılmamıştım. Çağan da bende çocukluğumuzdan farklı silahlarla yara almıştık.
Çağan kötülüğe aynı kötülükle karşılık vermek isterken ruhunu soktuğu bataklıktan habersiz kinini besliyordu. O kin daha da büyüyor, büyüdükçe bataklığın en dibine batıyordu. Onun bu bataklığa itilmesinin sebebi babasıydı ama buna düşmeye izin veren kendisiydi. Şimdi bu intikam uğruna kararttığı gözlerinin bedelini ödetmek için sabırsızdı.
Saatlerce sahilde sessiz bir şekilde hiç konuşmadan oturmuştuk. Sessizliğimizin altında ezilen çocukluğumuz darmaduman olmuş gençliğimizle yüzleşiyordu. İkimiz de çocukluğumuzdan hasarlıydık lakin tek bir fark vardı; ben ailemin güzel anılarıyla büyüdüm sadece yokluklarıyla sınandım. Çağan ise babasının zulmüyle daha anne rahminde tanıştı. Onun çocukluğunu yaralayan babası benimkini yaralayan ise ölümleriydi. Sessizliğimizin sebebi buydu, ikimizde yaralı olduğumuz çocukluğumuzu uzun uzun dinledik.
Ne zaman omuzlarıma koymuş olduğu anlamadığım şalı fark ettiğimde gözlerimi ona çevirdim. Beni izliyordu, aslında uzun bir süredir bakışları üzerimdeydi. Şalı atmak üzere uzandığımda parmaklarımı yakalayıp buna engel oldu. Bana dokunduğu her an öfke doluyordum ama şuan o öfkem yoktu. "Sende kalsın," diye konuştu sakin bir sesle. "Acıktım, bildiğin bir yer varsa gidelim."
"Arabamı takip et, bir yere gideceğiz."
Oturduğumuz yerden kalkıp arabalarımıza binip yola koyulduk. Müzik açtığımda arabanın içindeki sessizliği bozdum. Çağan ile Ersan Arsal'ın mekanının yakınında karşılaştığımızda bana engel olurken aslında kendi öfkesinin de önüne geçti. Beni oradan uzaklaştırırken sahil kenarında oturmayı teklif ettiğinde onu geri çeviremedim. O sahilde birlikte sessizliği paylaştık, o sessizliğin içinde aslında çok şey söyledik.
Teyzemin mekanına geldiğimizde Çağan etrafa kısaca göz atarken bir yandan da peşimden geliyordu. Ona güvendiğim için değil kendime güvendiğim için buraya getirmeyi tercih ettim. Terasa çıktığımızda teyzem beni gördüğünde gülümserken bir adım arkamda duran Çağan hemen dikkatini çekti. "Yavrum hoş geldin," dediğinde yanıma gelip sarılırken bende ona sarıldım. "Bir şeyler hazırlayayım mı ne istersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...