BİR SONUN BAŞLANGICI
İlmek ilmek işlenmiş oyunun düğümleri çözüldüğünde geriye sadece bir kişinin zaferi kalırdı.
O zafer benim olacaktı.
Zaman hızla ilerliyordu, geri sayım başladı. Sona doğru son hızla ilerliyorduk, ya batacak ya çıkacaktık. Doğan ile karşılıklı oynadığımız bu oyun bizi asıl sona doğru sürüklüyordu. Zafer gözüküyordu yolun sonunda ama o zafere kim ulaşacaktı o hala meçhuldü. O zaferi istiyordum, o zaferi alacaktım.
Bana o zaferi sunacak olan Çağan Arsal'dı.
Elime geçen yeni koz yeni bir ışık yakarken kafamda dönüp dolaşan şeytani düşüncelere esir düştüm. Bir yanım ortalığı yakıp yıkmam konusunda bana yol açmaya çalışıyordu bir yanım gerçeği yüzüme tokat gibi çarpıyordu. Sahadan uzak duracaktım, ortalığı birbirine katmayacaktım ama bu demek değildi ki ortalığı karıştırmayacağım. Ben yapamıyorsam dolaylı yoldan yapardım, Çağan bunu benim için zevkle yapardı.
Sandalyenin kol kısmına tutunarak ayaklandığımda hazırladığım belgeyi alıp Çağan'ın yanına geçtim. Onu dürttüğümde bakışları beni buldu, gerginliğimin kaynağını anlamaya çalıştı ama peş başarılı olduğu söylenemezdi. İçten içe onunla ilgisi olup olmadığını sorguladığını biliyordum çünkü beklemediği bir anda hedefime sadece onu alıyordum. "Özel olarak konuşabilir miyiz," dediğimde elimdeki belgeyi işaret ettim. İlk önce onunla konuşmak daha mantıklı olacaktı. "Toplantı odasında biraz konuşalım."
"Tamam güzelim sen geç geliyorum."
Toplantı odasına geçtiğimde gergin bir şekilde yerime oturdum. Kısa bir süre sonra gelip kapıyı kapattığında çaprazımda bulunan sandalyeye oturdu. Benden sonra yetkili olan oydu, bu yüzden yeri her zaman benim sağ tarafımdaydı. "Büyük patron denen kişinin kim olduğunu buldum," dememle kaşları çatıldı. Asıl kim olduğunu öğrendiği zaman ki tepkisini merak ediyordum. "Tüm görüntüler, raporlar hatta olanlar beni tek bir kişiye ulaştırdı. Zerrin Altuner, Doğan Altuner'in en gizli ama en büyük düşmanıymış."
Telefonuma aktardığım görüntüyü açıp telefonu onun önüne itekledim. İzlemeye başladığında yüzündeki ifade her saniye değişti, şahit olduğu gerçek ile ifadesi karmakarışık bir hal aldı. Bu sonucu beklemiyorduk, büyük patron dedikleri kişinin hele ki Doğan Altuner'in en büyük düşmanı diye adlandırılanın Zerrin olacağını hiçbirimiz tahmin edemezdik. Şimdi asıl önemli olan çizeceğimiz yoldu. Ya sırrını bildiğimizi açık ederek masaya oturacaktık ya da onun kendisini açık etmesini bekleyecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...