Neva ve Çağan'ın hikayesine hoş geldiniz.Bildiğiniz üzere düzenlenmiş haliyle sil baştan başladığımız için bölümleri sildim. Büyük bir değişiklik olmadı, içime sinmeyen yerleri düzelttim, ara ara yeni sahneler ekledim. Bazı sahneleri düzenledim. Ana kurguya dokunmadım, dokunmak istemedim çünkü onlar ilk tanıdığınız halleriyle güzellerdi. İlk halini okuyanlar Neva'yı da Çağan'ı da olduğu gibi sevdiler. Çoğunuz onları çok sevdi, benimsedi. Bunun için teşekkür ederim. Onların yanında olduğunuz için, sevdiğiniz için size minnettarım. Umarım yeni gelenlerde onları sever.
İyi ki bu satırlarda buluştuk. Buluşmaya devam edeceğiz. Sizi seviyorum.
Yine aynı satırlarda sizi bekliyor olacağım, yorumlarda daha aktif olacağım.
Yeniden Vecheyn'e başlamaya hazır mıyız?
O halde sizi bölümde bekliyorum.
-SAVAŞ-
"Büyük acılar, en sefilleri bile değiştiren ilahi bir ışığa benzer."
-Sefiller, Victor Hugo.
Kader insanı hem aydınlık hem karanlık yüzüyle kuşatırdı. Hikâyenizi hangisiyle başlayacağını ise kader belirlerdi.
Benim aydınlık başlayan hikâyemin karanlığa gömülmesi hiç uzun sürmemişti.
Zifiri karanlıkta, soğuğun kollarında her gece olduğu gibi yürümeye başladım. Yağmur hafiften çiselemeye başladı, gökyüzü bulutlara ve yağmura teslim oldu. Yüzümü gökyüzüne doğru kaldırdım, yağmurun yüzümü ıslatmasına izin verdim. Uykuya muhtaç olan gözlerimi yumdum ve soğuk havayı cayır cayır yanan ciğerlerime çektim.
İstanbul bana hiç iyi gelmiyordu.
Bu gece deli gibi yürüyecektim, acıyı hissetmeyecek kadar zihnimi yorana dek yürüyecektim. Beni uykusuz bırakan kabuslarımdan arınana dek, gerekirse mantığımı yitirene dek yürüyecektim. İçinde boğulduğum kâbusların, sürekli kanayan yaralarımın içinde kaybolmamak için bunu yapmalıydım.
Yüreğim yangın yeriyken bir yanımın nasıl buz tuttuğunu anlayamıyordum.
Parmaklarım boynumu bulurken tırnaklarımı tenime bastırdım. Kafamı toparlamam gerektiğini biliyordum, bu bazı geceler mümkün olmuyordu. Arınmaya çalıştığım duygular baskın geliyordu. Kurtulmaya çalıştığım yaralar bazı geceler kanıyordu, kalbim çok acıyordu.
Zaten hikâyem tam da bu acıyla başlamamış mıydı?
Hayatımın ışıkları söndüğünde, ruhum karanlıkta kaldığında yalnızca beş yaşındaydım. Ailesiz kaldığım beş yaşında acıları sırtlamak için çok küçüktüm. Acıyla öyle yandım ki yüreğim is ile doluydu. Küçücük omuzlarımla hayatın yükünü sırtlanmak zorunda kaldım. Öyle yaralar aldım ki üzerinden yıllar geçti ama o yaralar ilk gün ki gibi acımaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...