DÜŞMANLIĞI BESLEYEN ATEŞHer şey ölümle başladı, ölümü nefret ve intikam takip etti.
Şimdi hikayenin başına yakın bir noktadaydık.
Tek bir kurşun beni beş yaşımın o acı gününe götürürken kan sızmış ellerim çaresizliğimin bir yansıması gibiydi. Ben şimdi tüm savunmasızlığım ile bir başımaydım, öldüğüm yerden ayağa kalkarken yeniden yara aldım. Ben öldüm fakat yeniden ayağa kalkacak gücü bulamadım, düştüm ve yine dizlerim yara içindeydi. Ben öyle bir düştüm ki bir daha nasıl ayağa kalkacağımı bilmiyordum.
Benim beş yaşımın çocukluğu acıyordu.
Oturduğum yerde sallanırken bakışlarım bir an olsun ellerimden ayrılmazken ameliyathane kapısının önünde Bulut ve Sarper ile bekliyorduk. Hakan amca vurulduktan sonrası beynimin içinde karmakarışık bir haldeydi. Ambulans sesleri ve polis araçlarının siren sesleri birbirine karışmış bir halde zihnimin içinde yankılanıp duruyordu ama en baskın gelen ses Hakan amcaya sıkılan silahın sesiydi. Susmuyordu, kafamdaki karmaşa bir türlü son bulmuyordu.
Koridordaki gürültülerle kafamı kaldırdığımda Çağan ve arkasında ekibi görürken ayaklandığımda hızla bana doğru geldi. Bana sarılmasıyla birlikte başım göğsüne çarparken ona yaslanıp, "Çağan." diye zar zor konuşurken birden haykıra haykıra ağlamaya başladığımda ellerimdeki kanı umursamadan ona sarıldım. Yine ona sığındım, acımı onunla gömmek istedim, yapamadım. Bulut ve Sarper olup biteni anlatırken tekrar tekrar o anın gerçekliği ile sarsılıyordum.
"Geçecek sevgilim."
"O da gidiyor," diye konuştuğumda ruhsuz bir şekilde gözlerine baktım. Onun gözlerindeki endişeye şahit olsam bile içimden bir şey gelmiyordu. "O da beni bırakıp gidiyor."
Serpil teyzenin sesini duyduğumuzda ağlayarak yanımıza yaklaşırken daha fazla ağlamaya başladım, Çağan'ın göğsüne gömdüm yüzümü, sanki her şeyden kaçıp saklanabilirmiş gibi. "Hakan nasıl," dediğinde bakışları beni bulurken ellerime baktığında darmadağın oldu. Acı gerçekle karşı karşıyaydık, ikimizinde acısı aynı yerdendi. Elimi tutup kendine doğru çektiğinde elleri omuzumun iki yanını kavrarken bedenimi sarstığında, "Dedim sana, ikinizden birisi ölmeden bitmeyecek dedim. Durmadın!"
"Özür dilerim."
"Durun dedim size durmadınız! En başından beri gittiğiniz yol sizin sonunuzu getirecek dedim. Duymadınız."
Çağan beni arkasına geçtiğinde hıçkıra hıçkıra ağlarken o soğukkanlılığını koruyarak beni yine kanatları altına aldı. "Bunun Hakan amcaya faydası yok," dediğinde sesi öfkeli çıkıyordu. Öfkesi bana, Serpil teyzeye değildi. Hakan amcaya bunu yapanlaraydı. "Ona bir şey olmayacak. Herkes kendini toplasın." Olmazdı değil mi, buna inanmaya çok ihtiyacım vardı. O da beni bırakıp giderse ben bir daha ayağa kalkamazdım. Henüz gidemezdi, gitmek için çok erkendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...