Bölüm 16: "Diken ve Kasırga."

12.1K 825 104
                                    

-DİKEN VE KASIRGA-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-DİKEN VE KASIRGA-

Bu şehirde fırtınalar gözyaşları eşliğinde kopuyordu.

Ruhlarımız dinmeyen fırtınalara tutsaktı.

O fırtınalar bana bitik, kimsesiz, hiç edilmiş beş yaşımın hatırasıydı. İlk yaramı beş yaşında aldım, o günden sonra dimdik durmayı öğrendim, kendime aile olmayı öğrendim. Senelerce çok yara aldım, bir daha kimsenin beni yaralamasına izin vermedim. Hayatıma kimseyi sokmadım, herkese karşı duvarlar ördüm. Bu mücadelem kalbi yaralı bir adamın kollarına düşene kadar sürdü.

Ve ben ilk defa ona karşı yenildim.

Bu yenilgi ona karşı yaptığım savaşın sonucu değildi. Ben kendimle yaptığım savaşta ona karşı yenildim. Beni tarumar etmeyi başardı, aptal adam tek tarumar olanın kendisi olduğunu sanıyordu. İlk defa keşfettiğim duygularımı ona öylece sunamazdım, kendisi keşfetmedi ve  kendisi yaşamalıydı. Benim verdiğim savaşı görmeliydi. Çağan beni verdiğim savaşın içinde tanımalıydı. Tanır mıydı, tanımak ister miydi? Kendi bilirdi.

Şöminenin karşısında, sessizliğin kollarında hüküm sürerken evin içinde ki tek ses şöminede ki alevlere aitti. Niye buradaydım? Neden buradan gidemiyordum? Beraberinde gelen sorular zinciri peşimi bırakmıyordu. Kendimi sorguladıkça başkaldıran şeytanlar ruhumu yakıp yıkıyordu. Burada kal işte, sorgulama ve biraz olsun anı yaşamaya bak. Biraz da sen hata yap ama bu hataların seni yaralamasına izin verme. Tek kural, hataların canını acıtmasına izin verme. Sen en büyük yarayı çok küçükken aldın. Daha fazla yaralanmaya müsaade edemezsin.

Duy ruhunun ıstırabını, diye bağırdı zihnimden bir ses.

Bizi artık duy,

İçindeki zehri sök at.

Ruhunda kopan fırtınaları savur at,

Istırabın zincirlerini kır at.

"Olmaz öyle Neva Abla," dediğinde ısrarcı tavrı karşısında gülümsedim. "Beni kırma da getirdiğim tabağı bitir." Uzattığı tabağı aldığımda memnuniyetle gülümsedi. Berin bir abla gibi beni benimsedi, ben de ona bir kardeş gözüyle bakıyordum ama pek duygularımı yansıtmayı başaramadığım için bunu anlıyorlar mıydı pek emin değildim. Anlamalarını bekliyordum ama bunun için bir şey yaptığım pek söylenemezdi. Belki biraz duyguları açık bir insan olsaydım her şey daha kolay olurdu.

"Teşekkür ederim Berin."

"Rica ederim," dediğinde gülümsedi. "Abim ne zaman gelecek biliyor musun?"

"Yok bilmiyorum."

Çağan sabahın erken saatlerinde çıkıp giderken beni arkasında soru işaretleriyle bıraktı. Elimize işe yarar bir bilgi kazandırmak üzere giderken bunun altında neler yattığını bilmemek şüpheci yanımı yeniden uyandırdı. Beni kızdıracak ya da güvenimi kıracak bir şey yapmazdı, yapmayacağına güvenmek istiyordum. Sadece intikamı ile uğraşsın ama bunu yaparken suçuna suç katmasın istiyordum. Yeterince dibe batıyordu, daha fazla dine batmasını istemiyordum.

Vecheyn |Tamamlandı.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin