Bölüm 3: "Tehlikeli Oyun."

21.6K 1.2K 452
                                    

-Tehlikeli Oyun-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Tehlikeli Oyun-


Bir deli rüzgâr bu şehrin en ücra köşelerinden esip geçti.

Ardında sadece anılar bıraktı.

İstanbul her köşesi anılarla süslenmiş eşsiz bir şehirdi. Bu şehre bu yüzden hiç gelmek istemiyordum, anılarından hep korktum. Şimdi korktuğum şehrin içinde tehlikeden tehlikeye koşuyordum. Bir zamanlar babamın ayak bastığı yerlerde ben vardım, herkese kök söktüren o adam öldü ama kızı onun öldüğü yerde can buldu.

Babam yıllarca doğuda görev yaparken sırf anneme olan aşkından dolayı tüm düzenini bozup İstanbul'a gelmiş. O dönemler babamı İstanbul'da ki bir ekibe istiyorlardı, anneme olan aşkı bu yüzden onlar için iyi bir ikna seçeneği olmuş. İstanbul'a geldiğinde her şey onlar için kusursuz bir hale gelmiş. Mesleğinin ve sevdasının bir arada oluşu babama ayrı bir güç veriyormuş.

Annem ise babamın gözünde öyle çekici bir kadınmış ki mesleğine âşık bir adamı peşinden sürükleyecek kadar aklını başından almış. Babamın hayatını kökünden değiştirmiş, ona güç vermiş. Benim annem güçlü bir kadınmış, yeri geldiğinde babamla her türlü yokluğa, zorluğa kafa tutmuş, yeri geldiğinde küçük ailesini küllerinden yeniden doğmasını sağlamış.

Bana büyüleyici sevdalarını bıraktıkları için onlara hep minnettardım.

Sorgu odasında Çağan Arsal'ın ifadesini vermesini bekliyordum. Onu ifade için buraya çağırdığımda o kendinden bekleneni yapıp beni tehdit ettiğinde sonunun burada biteceğini tahmin ediyor olması gerekirdi. Ona Neva Talaz ile uğraşmaması gerektiğini öğreteceğimi söyledim, dediğimin de arkasındayım. Kafasına göre davranamayacağını kafasına vura vura öğretecektim. Eskisi gibi rahat davranamazdı artık ben vardım. Bu dosyanın peşinde olduğum sürece ensesinde olacaktım.

Oturduğum sandalye de arkama yaslanırken kollarımı başımın altına aldım. O da benim gibi arkasına yaslandığında kollarının başının altına aldı. İfade yazmasını bekliyordum lakin ısrarla herhangi bir harekette bulunmuyordum. Sabırlı davranmaya çalışıyordum fakat zaman geçtikçe sabır beni terk ediyordu. Dayanamayıp ellerimi masaya vurduğumda ayaklanıp ona doğru eğilirken, "Keyfinin kâhyasını mı bekleyeceğiz? Saatlerce seni bekleyemeyiz," diye bağırdım. "İfadeni ver ve defol git."

"Pekâlâ, ifademi vereceğim."

Cama tıklattığımda Emre elinde bilgisayar ile içeriye girdi. Çağan Arsal'ın ifadesini almaya başladığında duvara yaslanıp onu izledim. Olay anını ve öncesinden bazı şeyleri eksiksiz bir şekilde anlatıyordu. Ara ara bakışları beni bulurken her seferinde ifadesiz bakışlarıma çarpıyordu. Nice görevin içinde yer aldım, nice insanla karşı karşıya geldim fakat ilk defa bu kadar değişik biriyle karşı karşıyaydım.

Vecheyn |Tamamlandı.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin