Bölüm 33: "Ateşe Verilen Şehir."

5.1K 546 549
                                    

ATEŞE VERİLEN ŞEHİR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ATEŞE VERİLEN ŞEHİR

Bir düşmanın izlerini kalbinizden silemedikten sonra onu öldürmeniz anlamsız bir hareket olacaktır.

Bazı izleri silip atmak kolaydı ama öyle bir izler vardı ki her daim yerini korurdu. İzini silemediğiniz acılar yerini hiçbir zaman unutturmazdı. Unutulmayan izlere sahiptim, söküp atmayı denedim ama hep oldukları yeri sızlatmakla kaldım. Bu izlerin sebebi bana görünürde yakın olan ama bir o kadar da uzak olanlardı. O yüzden silip atması zordu.

Anneannem ölmüştü.

Bana ilk sırt çeviren, ilk kor bir bıçağı kalbime saplayan celladım hak ettiği yere sonunda kavuştu. Kimse beni vicdansız olduğum için suçlayamazdı. O kadının zorbalıklarına, çirkin laflarına maruz kaldığımda ailemin acısıyla ve travmalarla yaşayan küçük bir kız çocuğuydum. Acımı dindirmek yerine daha fazla acıyı ruhuma acımasızca yüklemişti. Benden annemi koparmak isteyende oydu, onun eşyalarını bile bana çok gören oydu. İstediği gibi olmadığım için sürekli hor görülen ve en sonunda yapayalnız bırakılan bendim.

Körelttiğim vicdanımın hedefini yalnızca onlara çevirmiştim.

Hastane koridorunda yavaş adımlarla ilerledim. Adeta buz kesmiş bedenim tüm ruhsuzluğumu haykırırken, kalbim bedenime eşlik etti. Elimi sımsıkı tutan, bana destek olan o adamın varlığına baktım. Benim aksine sıcacık olan gözlerine bakarken işittiğim ağlama sesleriyle irkildim. Birkaç adımın ardından teyzemler ile karşı karşıya kaldığımda ikisinin üzüntüsünü gördüm lakin kalbim bunu hissetmeme engel oldu. "Neva," Çakıl'ın seslenmesiyle birlikte teyzemler bana döndü. "Kuzen gelmezsin diye düşündüm."

"Nerede o?"

"Morgda, birazdan çıkaracaklar."

Ona son bir sözüm vardı ve onu söylemek için buraya geldim. Veda etmeye değil içimde tuttuklarımı bir nebze olsun haykırmaya geldim. Ardından üzülecek veya yas tutacak değildim, bunu hak etmiyordu. Buzdan keskin adımlarla alt kata indiğimde arkamdan geldiklerini hissediyordum. Ne yaptığımı ya da ne yapacağımı merak ediyorlardı. Hatta belki de aklımı kaybettiğimi düşünüyorlardı. Öyle ki Çağan'ın bana endişeyle baktığını görmem için ona bakmama bile ihtiyacım yoktu.

Morg yazan kapının önüne geldiğimde önce kısa bir süre tabelayı donuk gözlerle izledim. Ne düşünmem gerektiğini veya ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum ama ne hissetmemem gerektiğini çok iyi biliyordum. İçeriye girdiğimde görevliye bilgileri söyledikten sonra açmasını bekledim. Dolabı açıp sürüklediğinde ceset ile karşı karşıya gelirken yalnız bırakmasını söyledim. Kapı kapandı ve birçok ceset ile baş başa kaldım. Delirmiş olduğumu düşünüyorlardı, haklıydılar. Normal olsaydım zaten yaşadığım şeyleri kaldıramazdım. Burası çok soğuktu. Fazlasıyla soğuktu ama bu soğuk kalbimdeki kadar etkili değildi.

Vecheyn |Tamamlandı.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin