Bölüm 28: "Düşmana Vurulan Kelepçe."

5.6K 623 345
                                    

DÜŞMANA VURULAN KELEPÇE

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

DÜŞMANA VURULAN KELEPÇE

Düşmanınızı merhametinizle vurun. Bu onların ucube kalplerine atılmış en büyük tuzak olacaktır.

Merhametimi gizli bir silah olarak kullanmayı yıllar önce öğrenmiştim. Kimini merhametimle öldürürdüm, kimini ise merhametimin içinde boğup süründürürdüm. Ama bazen merhametimi hak edene bir ödül gibi sunardım. Düşmanlarıma bile sunduğum merhametim onları yüceltmek için değil alaşağı etmek için olurdu. Merhametimle öldürür, yine merhametimle yaşatırdım. Onlar için her zaman duygularım tehlikeli bir silah olurdu, nereden vuracağımı bilirdim. Duygular bir silah gibidir, doğru hedef ve doğru hamleyle güç her zaman sizde olurdu.

Gizli silahımı bir kez daha meydana çıkartırken yemeğin ortasında mekânı terk etmiştim. Çağan'a bir işim olduğunu söylemiştim ve sistem aracılığıyla aldığım adrese doğru yola koyulmuştum. Onu arkamda birçok soru işareti ile bıraktığımı biliyordum lakin alışması gerekirdi. İşimin bir parçası olarak her zaman böyle çekip gitmelerim olacaktı. Bunu o da çok iyi biliyordu. Asıl sorun görev için gittiğimi zannetmesiyken Ahsen bozuntuya vermeden o da nöbet saatinden önce emniyete geçmişti. Bu dosyayı tamamlamadan bana rahat yoktu. Ve bu uğurda Çağan'ı yakacağımı bilsem bile bu yoldan dönmeyecektim.

Verilen adreste ki mekâna geldiğimde içeriye girerken Kuzey hemen gözüme çarptı. Hemşire onun boşluğuna pansuman yaparken geldiğimi fark etmiş olacak ki başını kaldırdı. Onun yanına gelmem Çağan açısından pek hoş olmasa da ben Ersan'ın ipini çekmek için her türlü hamleye hazırdım. Ne olduğunu anlamam da gerekiyordu, sözlerinin altı boş gelmedi.

Adamlarına geri çekilmesini söylerken hepsi birer birer mekanı boşalttı. En sonunda hemşire de çıktığında yalnız kaldık. Konuşacaklarımızı bir başkasının duymasını istemediğini biliyordum. Bu konular hassastı ve anlayış gösterebilirdim. Çağan'ın da anlatırken nasıl zorlandığını biliyordum, haklıydı da böyle bir travmatik olayları anlatmak hiçbir zaman kolay olmazdı. Üstelik söz konusu anneyken hiç kolay olmazdı. "Otursana," dediğinde ayaklanacakken duraksadı. "Yine ucuz yırttım, kurşun sıyırıp geçti."

"Kim saldırdı?"

"Bir gözdağı verildi diyelim," dediğinde elini koltuğun boş tarafına vurdu. "Bu konuyu boş ver bizim konuşulacak daha uzun bir mevzumuz var."

Koltuğun boş tarafına yerleşirken gözleri parmağımda ki yüzüğü buldu. Bana göre ilişkimizin bir adı yokken dışarıya göre Çağan bir isim koydu. İkimizin de ne hissettiği daha önemliydi lakin ona göre bir ciddiyette gerekiyordu. Bu defa onun isteğini kabullenmiştim. Bir yüzüğü takmanın bana zararı yoktu. Onun yüzüğünü gururlu bir şekilde takardım, o da benim gibi gururla takardı. Sadece kendime şaşırıyordum, böyle bir adım atmak benim için büyük bir olaydı. "Yüzükler takıldı," dedi tuhaf bir sesle. "Anlaşılan yanlış bir zamanda aramışım."

Vecheyn |Tamamlandı.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin