-GÜL VE DİKEN-
Ben artık kimsesiz değildim, küçücük kalbime büyük bir sevgi sığdırdım.
Sevginin eksik yanlarıyla büyüdüm, sevgiyi bulunca çocuk oldum. İçimde sürgün ettiğim çocukluğumu geri aldım, onu hep sevdim. Ailesiz büyüdüm, aile kurunca bir daha ondan hiç vazgeçemedim.
Sevgi ruhumun eşsiz ilacıydı.
Huzurluydum, en önemlisi mutluydum. Sevdiğim adamın kanatları altına sığınmış, beni huzursuz eden her şeyden uzağa kaçmıştım. Aylar sonra hasret kaldığım o kokuya kavuşurken bir kez daha gidemeyeceğimi biliyordum. Bu saatten sonra kendimle savaşırdım ama ondan uzağa gidemezdim.
Yüzümde hissettiğim kıpırdanmalar ile hoşnut bir şekilde kıpırdanırken gözlerimi açmadım ve onun beni sevmesine izin verdim. Uyurken beni izlemeyi, sevip koklamayı seviyordu. Yumuşak, dolgun dudakları yüzümde gezinirken, "Bu adamın tüm zaferleri, yenilgileri sensin," diye mırıldandı efsunlu bir ses tonuyla. "Öyle bir kuşattınki yüreğimi bana kendinden başka hiçbir şey bırakmadın."
Sende öyle Çağan, öyle bir kuşattın ki yüreğimi bana kendinden başka bir yol bırakmadın.
Parmakları yüzümde gezinmeye başladığında üzerime doğru eğilmiş olduğunu tahmin ederek kollarımı ona uzattığımda beline sarılırken kendime çekip başımı boyun girintisine yasladım. Çağan'a sırnaşmayı seviyordum. Onun yanında, kolları arasında kendimi gül bahçesinde gibi hissediyordum, huzurluydum. "Bu kadın seni hep sevecek." dediğimde boynundan öperken daha sıkı sarıldım. Başını göğsüme yasladığında onu sarıp sarmaladığında derin bir soluk aldığını işittim.
"Uyandırmak istemezdim ama seni uyurken izlemek bir manzaraya bakmak gibi," dediğinde ardından kalbimin üzerinden öptü. "Ama nöbet sırası bizim ekipteymiş. Gitmemiz gerekiyor."
"Ne kadar vaktimiz var?"
"Evden çıkmak için bir saatimiz var."
Başımı salladığım da yatakta doğrulurken oturduğumda Çağan tebessüm ederek beni izliyordu. Sersem, beni öyle çok seviyordu ki tek bakışı belli ediyordu. İçinin nasıl gittiğini her seferinde ortaya koyuyordu. "O zaman biraz daha tembellik yapabilirim," dediğimde kollarımı onun boynuna sararken belimden tutup kendine çekti ve anında başını boynuma gömdü. "Hatta sende benimle tembellik yapabilirsin."
"Kahvaltı yapmamız gerekiyor," dediğinde boynumdan öperken ardından elimden tutup kaldırdı. "İlaç alacaksın."
"Onlara ihtiyacım yok."
"Depresanlar değil," dediğinde çekmeceden bir iki ilaç kutusu çıkardı. "Ege biraz vitamin eksikliğin olduğundan bahsetti ilacını yazdırdı, bende aldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...