KARANLIĞI BÖLEN IŞIK
Bazı ruhlar kötülüğe bulanırken bazı ruhların kendisi kötüydü. Kötülüğe bulanan ruhlar verdikleri savaş için lekelendi.
Kötü ruhlar ise hep lekeliydi.
Çağan ve ben bu hayatta bizi yenilgiye uğratmak isteyenlere, ezip geçmek isteyenlere inat ruhlarımızı lekeledik. Kötülüğe bulandık ama kötü olmadık. Kötü ruhlara savaş açtık, bu hayata karşı kaybetmemek için hep savaştık.
Biz bu savaşın içinde birbirimizi kazandık.
Birkaç gün süren tatilimiz son bulurken uçak yolculuğunun ardından İstanbul'a vardık. İkimizde bu tatilin bitmesinden memnun değildik ama başka seçenek yoktu. Rüya gibi geçen günler elbet son bulacaktı bunun ikimizde farkındaydık. O yüzden doyasıya eğlendik, dinlendik ve doyasıya birlikte olduk. Çağan'ın beni rahat bırakmayacağını biliyordum.
E bu kaçınılmaz bir sondu.
Berin'in aşermesi sonucu İzmir'den aldıklarımızı vermek üzere onlara doğru yola koyulurken aldığım sandviçlerden yemeğe başladım. Fazla vaktimiz yoktu, çocukları gördükten hemen sonra işimizin başına dönecektik. Doğan Altuner konusu olduğu gibi durduğu müddetçe bize rahat yoktu. Şu birkaç günü bile sorunsuz geçirdiğimiz için mutluyduk, her an çıkacak bir sorun ile karşılaşmayı ikimizde istemezdik. Bu yüzden şanslıydık fakat bu sessizliğin fırtına öncesi sessizlik olduğunun ikimizde farkındaydık.
İkinci sandviçi yerken bir yandan ekip ile kurduğumuz grupta göz gezdirmeye başladım. Hakan Müdür onlara da izin verip yollamış, bugün bizimle birlikte iş başı yapıyorlarmış. Onlar adına sevindim, çok yoğun çalışıyorlardı ve birazda olsa kafa dinlemeyi hak etmişlerdi. "Ekip bizimle birlikte izindeymiş," dediğimde sandviçten son ısırığı aldım. Bana kısa bir bakış attığında bir şey demesine izin vermeden yutkunup devam ettim. "Bu sessizlik normal mi dersin?"
"Hiç sanmıyorum. Döndük ya hemen ortalığı karıştırmaya başlar."
"Doğru, evlenmiş olmamızda bir hayli zoruna gitmiştir."
"Benden nefret ediyor, seni de yanına çekmek istiyor," dediğinde sıkıntıyla iç çekti. "Elbette bunun öfkesini çıkarmak isteyecektir."
İstediği kadar uğraşsın, ne Çağan'dan vazgeçeceğim ne de onun tarafında olacağım. Ne yaparsa yapsın bunun olmasına izin vermeyeceğim. Bir kez daha ailemi kaybetmeye niyetim yoktu, kaderin zincirini kıracaktım ve tekrar etmesine izin vermeyecektim. Bir kez daha kazanmasına izin vermem bu uğurda her şeyi yapardım ama yine de izin vermezdim.
Bu savaşın içinde sınırlar yoktu, artık en can yakıcı hamlelerle meydandaydık.
Eve geldiğimizde Çağan bavulları indirip odamıza çıkartırken Berin koştur koştur yanıma geldi. Elimdeki poşeti sallamamla kapması bir olurken büyümüş karnını ovalayarak koltuğa ilerledi. İç çekip onu izlemeye başladığımda gözleri beni buldu. "Çok teşekkür ederim. Canımız nasıl istemişti," dediğinde tebessüm ettim. İki canlıydı onu kıracak değildik. "Nasıl geçti tatil? Yüzünüze renk gelmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...