ÇAKAL VE KATİL
Geçmişin kırık çocuğu bugün kavuştuğu gülüşlere aşıktı, o çocuk yaşamayı sevmişti.
Hayata küstürdüğüm hatta canına kastettiğim o çocuğun umut dolu ellerini tuttum; onunla yaşama döndüm. Onun gülen yüzünü gördüm, ruhum en ağır yükünün birinden kurtuldu. Ben aslında en büyük azabımı terk ettiğim çocukluğum ile yaşıyordum.
Şimdi onun varlığı benim ruhumun şifası olmuştu.
Beni çocukluğuma kavuşturan şifamın ta kendisiydi. Şifa Çağan ile birlikte gelmişti, çocukluğum onun güven dolu yüreğiyle yaşam bulmuştu ve umut dolu elleriyle ellerimi tutmuştu. Ah bir bilse nasıl bir yükü aldı omuzlarımdan, acır mıydı halime? Bilmiyordum.
Şimdi o çocuk ve kahramanı aynı geçmişin penceresinden bakıyordu. Kahraman o çocuğun öldüğü yerden dirilişine şahit olurken geleceğin kahramanı o kızın ellerini sımsıkı tuttu. Geçmiş ve gelecek arasında sallanırken elimi tutan elden güç aldım. Ruhumda ki küçük çocuk ise iki kahramanın varlığından aldı gücünü.
Artık bu hikayenin benim dışımda iki kahramanı vardı.
Çocukluğumda Hakan Amca benim için çok uğraşmıştı. Ama ne eski neşemi yerine getirebilmişti ne de çocukluğumu bana verebilmişti. Ben kendimden vazgeçmiştim ve bir daha terk edip gittiğim o çocuğun yüzüne bakmamıştım. Ne psikologlar işe yaramıştı, ne de Hakan Amca'nın gayreti işe yaramıştı. Ben hissiz ruhumu oradan oraya sürüklemiştim. Ta ki bir adam ruhuma dokunana kadar...
Bir adam geldi ve ruhumun içinde saklanan o çocuğa hayat verdi.
Bu tuhaf karşılaşmayı bir mekana taşıdığımızda oturduğumuz yerde herkes gergin bir şekilde duruyordu. Gelen çaylarla birlikte garson yanımızdan ayrıldığında ilk sözü alan Hakan amca oldu. "Seni içten gülerken hiç görmemiştim. Mutlu olduğuna, bir çocuk gibi eğlendiğine ilk defa şahit oldum," dediğinde hüzünle dolan gözlerini gördüm. İlk geldiğimiz andan itibaren bizi izliyordu demek. "Garip hissettim, duygulandım. Sanırım bu konuda umudu kestiğim için seni öyle görmek benim kalbime dokundu."
"O terk edip gittiğim küçük kızı sevmeye başladım," dediğimde bakışlarım Çağan'ı buldu. "Bana o çocuğu sevdirdi."
"Hiç kimsenin başaramadığını başardı."
Hiç kimsenin başaramadığını başarmasına izin vermiştim. Önüme koyduğum dikenlerimi bile benim için aşan adama daha fazla ne kadar karşı koyabilirdim? Ona izin vermiştim çünkü sevgisine güvenmiştim. Ona izin vermiştim çünkü benim buna ihtiyacım olduğunu görmüştüm. Ona gardımı indirirken ruhumu ve kalbimi ona teslim etmiştim. Ruhuna sığınmıştım ve tüm kırgın yanlarımı ruhunun arkasına gizlemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
ActionBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...