|Özel Bölüm.|
"Ayye!"
Her sabah aşina olduğum seslerin eşliğinde yeni bir güne gözlerimi araladım. Kızlar her gün erken bir saatte kalkıyorlardı ve bize seslenerek uyandıklarını belli ediyorlardı. Hafif bir uykuya sahip olduğum için genelde ben uyanıyordum, onlarda bunu fark ettikleri andan itibaren hep bana sesleniyorlardı.
İkisi bizi yönetmeye bayılıyordu.
Uyuyan sevgilimin mahmur yüzünden öpüp sevmeye başladım. Bana bu dünyada cenneti tattıran bu adam dünyanın en güzel şeylerine layıktı. Beni iyileştirdi, bana yuva oldu ve o yuvayı ışıksız hiç bırakmadı. Çok savaştı, çok mücadele etti ama bugün ikimizde huzurla uyuyabiliyorsak bunun sebebi oydu. Her ne kadar benimde payım olsa bile aile olmamızdaki en büyük etki ona aitti.
Kızların sesleri yükselirken yataktan kalktığımda önce banyoda işlerimi halledip ardından üzerimi değiştirdim. Kızların yanına gittiğimde el çırpmaya başladıklarında gülücüklerinin arasında minik dişleri belli oluyordu. İlk diş çıkarmaya başladıklarında ateşlenmeleri ve huysuzlukları Çağan'ı deliye çevirmişti, onlara bir şey olacak düşüncesiyle aklı gidecek gibiydi. Fakat diş olduğunu öğrendiğinde yüzündeki ifade hala beni güldürüyordu.
"Kızlarım acıktınız mı?"
"Mamaa!"
Gülümsediğimde yataklarına uzanıp sırayla onları kucağıma alırken ardından koltuğun üzerine bıraktığımda dolaptan birkaç kıyafet çıkardım. Üzerlerini değiştirmek konusunda bana savaş açmış durumdaydılar, her seferinde buna karşı koyuyorlardı. Bende yeni bulduğum taktik ile bu işi kontrol altına almaya çalışıyordum. "Hazal hangi rengi giymek istersin," dediğimde bordo ve gri olan iki takım uzattım. Griye parmağını uzattığında hemen üstüne giydirdim. "Hazan bordo giymek ister misin?"
Başını salladığında onunda üstünü giydirmeye başladım. Hazal koltuktan inip mimik adımlarla yürümeye başladığında gülümsedim. Yürümeye başladığından beri her şeyi daha rahat kontrol altına alabiliyordu. Hazal iki haftadır kendi başına yürüyebiliyordu, Hazan ise hala emekliyordu. Doktor on sekiz haftalık olana kadar bunun normal olduğunu söylesede ikisinin birbirinden ayrı büyümelerini istemiyordum. Hazal ile Hazan birlikte yürüyüp, birlikte adımlarıyla bizi peşlerinden koşturmalıydı.
Bunun için iş yerinden bir süre izin almıştım. Hem Hazan'ın yürümesi için onunla pratik yapıyordum hemde kızların gelişimi için bu süreci iyi değerlendirmeye çalışıyordum. Şuan daha sakin işlerin içinde olduğumuzdan sahaya çıkmadığımız için gerektiğinde buradan onlara eşlik edebiliyordum. Gerektiğinde kızları gerektiğinde mesleğimi seçiyordum, bir şekilde düzeni kurmaya çalışıyordum.
Kızları alıp mutfağa götürdüğümde onlar için özel olan sandalyelerine oturttum. Kahvaltılarını hazırlamaya başladığımda onlar ara ara ellerini yemek sandalyesinin üzerine vuruyorlardı. Artık bizimle daha çok iletişim halindeydiler, benimle daha fazla bu iletişimi kuruyorlardı. Bana çok düşkündüler, Hazal Çağan'ı herkesten kıskansa bile çoğu konuda hala bana düşkün bir haldeydi.
Birbirleriyle uğraşmayı seviyorlardı, Hazan bu konuda daha çabuk kızan olduğu için Hazal bu hallerine çok gülüyordu. Hazal tam babası gibiydi eğlenmeyi severdi. Güler yüzlüydü ve yumuşacık huylara sahipti. Hazan ise benim gibi olacağını şimdiden açık ediyordu. Hazal'a göre daha çekingendi ama kızdığında bunu göstermekten hiç çekinmiyordu. Kızdığında kaşları çatılıyordu ve emekleyerek uzaklaşmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vecheyn |Tamamlandı.|
AksiyonBir hırçın dalga gibi yakıp yıkmıştı zihnimi, Yerine tüm benliğinin yıkıntılarını bırakmıştı. Bir şehrin küle çevirdiği kalbin sahibiydi onlar. Bir şehir acımasızca kül edip geçtiği kalpleri, kanlı parmaklarının arasında can çekişti. Ruhları bir mez...