Güven Bana

5.3K 340 31
                                    

Kusma Hazal! Sakın kusma! Hazal sa!!

Arabanın hemen arkasındaki çalılıklara eğilip öğürdüm ve akşam yemeğimin bedenimi terk etmesine izin verdim. Rüzgar hemen yanıma geldi. Sırtıma koyduğu elini hissedince başımı diğer tarafa çevirip kusmaya devam ettim. Bunu görmek isteyeceğini sanmıyordum.

Sırtımdaki eli kayboldu ama bir süre sonra elinde peçeteyle yeniden sırtımı okşuyor ve daha iyi olup olmadığımı soruyordu. İğrençliğimi görmemesi için derin bir nefes alıp konuştum.

-          Lütfen bakma.

-          Problem değil.

-          Hayır miden bulanacak. Bu iğrenç..

-          Gerçekten önemli değil.

Sonunda yeniden dik durabildiğimde uzattığı peçeteyle ağzımı sildim. Gülümseyerek ağzıma girmekte olan saçlarımı çekti.

-          İyi misin?

-          Sanırım midemi bozdum.

Çalılıkların arasındaki kusmuğuma bakıp güldü.

-          Evet bu belli oluyor.

-          Lütfen bakma.

-          Bence çok sanatsal bir şekilde kusmuşsun.. milyonlar verip aldıkları tablolardan birine benziyor.

Güldüm ama midemin yeniden ağzıma gelmesiyle kahkahamı yarıda kestim.

-          Evet. o tablolarda üstlerine kusulmuş gibi görünüyor. En azından çoğu.

-          Gerçekten iyi olduğuna iyi misin?

-          Evet.. sanırım iyiyim.

-          İyi.

Bir kez daha bedenimi terk etmiş olan akşam yemeğime bakınca onu engellemek için önüne geçtim.

-          Demek yemekte patates yedin ha papatya?

-          İğrençsin.

-          Bunu çalılıkların arasına midesindeki her şeyi çıkartmış biri mi söylüyor.

-          İyi. Bir daha ki sefere tam üstüne kusarım.

Ellerini kaldırıp ‘’ tamam sustum’’ bakışını attıktan sonra arabaya bindi. Ağzımı bir kez daha silip peçeteyi çöpe attıktan sonra bende arabaya bindim. Elindeki su şişesini bana uzatınca tek kelime etmeden aldım ve ağzımdaki iğrenç tadın gitmesi için bol bol su içtim.

-          Sana demiştim.

-          Ne demiştin?

-          O içeceğin adı ‘’ kusmuk şelalesi’’ olmalı demiştim.

Güldükten sonra arabayı sahile doğru sürdüğünü görünce konuştum.

-          Hayır eve gitmek istiyorum.

-          Güven bana… iyi gelecek.

Güven bana.. bu yapılması oldukça zor bir şey. Hele de onu hiç tanımıyorken.

Arabayı durdurup aşağıya indi. Birkaç dakika sonra elinde iki bardakla geri gelmişti. Bardaklarda birini bana uzatıp gülümsedi.

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin