Arabayı durdurunca kapıyı açıp indim. Burası bana bir yerden tanıdık geliyordu. Yanıma gelip elimi tuttu ve yüzüme bakıp '' Hatırlamadın mı?'' diye fısıldadı..
Sağ tarafa baktığımda gülümseyerek elimle ağzımı kapattım ve '' Nasıl unuturum.'' diye fısıldadım. Beraber restorana doğru yürümeye başladık. Burası bizim ilk yemeğimize geldiğimiz restorandı. Onun bana , benim de ona 5'er soru sorduğum restoran. Ona gıcık olmaktan yemek yemediğim , yanımızda uzanıp giden deniz manzarasının bile keyfini çıkaramadığım restorandı.
'' Aslında başka bir yer düşünüyordum ama..''
'' Bundan daha iyisi olamaz.''
'' Beğeneceğini umuyordum.''
'' Bayıldım. O gün senin yüzünden keyfini çıkaramamıştım.''
Gülerek beni öptü. Geçen sefer geldiğimizde de restoranın ne bir tabelası vardı ne de isminin yazılı olduğu başka bir şey. '' Buranın adı yok mu? ya da tabelası falan?'' diye sordum. Olduğu yerde durup bana baktı ve '' Gözlerini kapat.'' diye fısıldadı.
'' Neden?''
'' Çünkü sana gecenin ilk süprizini göstereceğim.''
İkiletmeden gözlerimi kapattım. Elimden tutup bir kaç adım atmama yardım etti. Omuzlarımdan tutup beni hafifce sağa döndürüp gülümseyerek kulağıma fısıldadı. '' Aç hadi..''
Gözlerimi açıp önümde duran tabelaya baktım ve inanamış bir şekilde elimle ağzımı kapattım.
5 Soru'ya Hoşgeldiniz!
Ona dönerken hala inanamıyordum.
'' Sen bunu nasıl yaptın?''
'' Adamla konuştum. Zaten sahibi de restoran adından memnun değildi. İlk yemeğimizin özetini kısaca anlattım ve o da restoranın adını koymama izin verdi. Bundan sonra buranın adı ' 5 Soru'.''
'' Sana inanamıyorum Rüzgar. Gerçekten inanamıyorum.''
'' Bize ait bir yer olsun istedim. Diğer insanlar buranın ismi neden böyle diye düşünürlerken sadece bizim bilebileceğimiz bir şey. İlk yemeğimizin anısına.''
Gülümseyerek uzanıp onu öptüm. Kollarımı boynuna doladım ve ona sıkıca sarıldım. '' Sen harika birisin Rüzgar.''
'' Senin sayende.''
Bir kez daha tabelaya bakıp güldüm. Beraber içeriye geçtik. Kenarda bekleyen bir adam Rüzgarı görünce gülümseyerek yanımıza geldi.
'' Rüzgar Bey hoşgeldiniz. Masanız hazır.''
Adamın gösterdiği masaya doğru gittik. İlk kez geldiğimizde olduğu gibi kalabalıktı ama Rüzgar o gün oturduğumuz gibi denize bakan bir masayı seçmişti. Masaya oturduğumuzda derin bir nefes alıp denizin kokusunu içime çektim.
Rüzgarın '' İlk sefer düzgün bir şeyler yiyememiştin.'' demesi üzerine gülerek ona döndüm. '' Sorularım hakkında düşünüyordum. 5 soru pek de fazla sayılmazdı doğrusu.''
Elimi tutup gözlerimin içien baktığı sırada aynı adam menülerimizi getirdi. Menüyü açarken Rüzgarın gözlerini üzerimde hissedebiliyordum. İlk sayfayı açtığımda sayfaya yapıştırılmış iki papatya ve arasında da bir kağıt vardı.
Katlanmış kağıdı bantlardan kurtarıp çektim ve menüyü bir kenara bıraktım. Kağıdı açarken yüreğim ağzımda atıyordu sanki.
....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zakkum
Teen Fiction- Sana neden zakkum diyorlar? Yamuk sırıtışı beni kendi dünyasının dışına iterken '' fazla safsın'' der gibi haykırıyordu. - Biraz düşün belki anlarsın papatya. Gözlerimi devirip bana taktığı ve duyduğum en anlamsız lakabı inkar eder gibi...