Sorgu

2K 127 5
                                    


Murat Gezel.. Bu ismi tanıyordum. Yaklaşık 11 ay önce babam kaçtığında beni sorgulayan adamdı. Şimdi o zamankinden çok daha büyük bir yalan söylemek zorundaydım ve bunu başarabileceğimden de şüpheliydim.. Yine de denemekten hatta denemek de değil yapmaktan başka çarem yoktu. Kapı açılıp 11 ay öncesinden o tanıdık sima dışarı çıkınca kalbim daha da hızlı atmaya başladı. Bana doğru gelirken yanındaki polise " Annesi geldiğinde onunla da konuşmalıyız. Ayrıca Rüzgar Çetin'in de bulunmasını istiyorum. Hemde hemen!" diye emir verdi.

Rüzgar'a bakarken içim korkuyla doldu. Murat Gezel önümde durduğunda soğuk bir şekilde gülümserken " Yeniden karşılaştık işte.." diye fısıldadı. Gözleri Rüzgar'a doğru kayarken emirleri verdiği polise dönüp " Rüzgar Çetin'i arama emri iptal. Kendisi zaten burdaymış." diye bağırdı. Rüzgar oldukça rahat bir şekilde adama bakarken " Bir problem mi var?" diye sordu.

" Geçen sefer burdan kolayca çıkıp gittin ama bu gece uzun bir gece olacak çünkü bu sefer başın biraz dertte."

" Bu da ne demek?"

" Şu demek.. Faruk Şaşmaz'ın cesedinin bulunduğu yerde seni gördüğünü idda eden bir görgü tanığımız var."

Rüzgar'a baktım. Bunun olacağı belliydi. Şimdi birkaç dakika öncesine oranla etrafım korku ve endişeyle daha çok çevirilmişti. Sanki bu iki lanet duygu aralarında paslaşıyorlardı. Son darbeyi hangisinin indireceğine karar bile veremiyordum. Korkumun mu yoksa endişemin mi beni ele verecek olduğunu bilmemek beni geriyordu. Rüzgar yerinde kıpırdanırken yüzüne şaşırmış bir ifade koymaya çalışarak " Ne yani bu akşamdan mı bahsediyorsunuz?" diye sordu. Murat Gezel sanki bir ipucu yakalamış gibi gülümserken " Faruk Şaşmaz'ı bugün bulduğumuzu nerden biliyorsun?" diye sordu ama Rüzgar zekiydi , akıllıydı , kurnazdı..

" Daha önce bulmuş olsaydınız daha önce burda olmamız gerekmez miydi?"

" Bu akşam nerdeydin Rüzgar?"

Sesimin fazla heyecanlı ya da titrek çıkmamasına dikkat ederek " Benimleydi.." dedim. Bir kaşını kaldırarak şüpheyle bana bakarken daha inandırıcı olması için de " Biz ders çalışmak için sözleşmiştik." diye de ekledim. Elindeki dosyayı kıvırıp dizine vururken " Pekala.. Sizinle ayrı ayrı konuşmak istiyorum. Hazal lütfen benimle gel. Rüzgar.. Sende Korhan komseri bekle lütfen." dedi. Ayağa kalkarken koridorun sonundaki odayı işaret edip " Lütfen beni sorgu odasında bekler misin hemen geliyorum." diyip diğer tarafa doğru yürümeye başladı. Rüzgar ayağa kalkıp bana bakarken " Yapabilir miyim bilmiyorum çok korkuyorum." dedim. Yüzümü ellerinin arasına alırken gözlerimin içine bakıp " Sen ne yaparsan yap ben uyarım. Hiçbir şey için kendini zorunlu hissetme." dedi..

Koşuşturmakta olan polislerin arasından daha önce hiç görmediğim ama Korhan komser olduğunu düşündüğüm adam bize doğru gelirken " Rüzgar.. Sakın onlara doğruyu söyleme.. Konuştuğumuz gibi tamam mı? Yalan söyle." diye fısıladadım. Adama doğru bir adım atarken sanki herşey yolundaymış gibi gülümseyip göz kırptı ve " En iyi yaptığım şey." diye fısıldadı.

 Sorgu odasının kapısını açıp içeri girdim ve yavaşca kapatıtktan sonra odaya baktım. Geçen seferde buna benzer bir odada sorgulanmıştım. Gerçi sorgu odalarının birbirinden çok da farklı olduğunu sanmıyordum. Büyük metal bir masa üzerinde bir de bigisayar vardı. İki sandalye ve loş bir ışıktan başka hiçbir şey yoktu. Sandalyelerden birini çekip oturdum ve Murat Gezel'in gelmesini bekledim. İçeriye elinde iki bardakla girdi ve birini önüme koyup ceketini çıkarırken " Hatırladığım kadarıyla kahve içmiyordun değil mi?" diye sordu. Önümdeki çaya bakarken hafızasının bu kadar iyi olmasına hayret ettim. Gerçi o bir polisti hafızası ne kadar kötü olabilirdi ki.. Sandalyesine oturup bu gecenin uzun ve yorucu olduğunu belirtircesine gerindikten sonra önündeki dosyayı açtı ve " Baban kaybolduktan sonra dosyayı kayıp şahıslar amirliği devralmıştı ama artık bu bir cinayet dosyayı.." diye açılamada bulundu.

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin