Başımı önüme eğip gülümsedim. Kendi kendine mırıldandı.
- Kimseye söylemediğim bir sır..
- Çok özel olmasına gerek yok sadece..
- Ben annemle yaşamıyorum.
Anlamamış şaşkın bakışlarımı ona çevirdim.
- Ama sen babam öldükten sonra annemle buraya taşındık demedin mi?
- Dedim. Herkese öyle söylüyoruz. Ama annem değil.
- Kim?
Yanındaki pencereyi açıp paketinden bir sigara daha çıkardı ve yakıp derin bir nefes aldıktan sonra bana baktı. Anlatacağı şeyin tam olarak ne olduğunu kestiremiyordum ama pek hoş bir şey olmadığı anlaşılıyordu.
- Teyzemle yaşıyorum. Çünkü benim bildiğim hayattaki tek akrabam o.
- Annen?
- Annem öldü. Babamdan da önce.
- Rüzgar vazgeçtim anlatmak zorunda değilsin.
Tabiki de beni duymayarak konuşmaya devam etti. Belki de sadece anlatıp kurtulmak istiyordu. Ve dinleyeceğimi biliyordu. Bu yüzden belki bu biraz da olsun rahatlamasına yardımcı olur düye çenemi kapattım.
- Bir gün annem beni anaokulundan almaya gelmişti. Kasım ayıydı ama soğuk hiçbir zaman bana engel olmamıştı. Çok ısrar edince beraber dondurma yemeye gitmiştik.
Hafifce gülümseyince gamzeleri ortaya çıktı. gerçekten çok hoş görünüyordu. Onu bu kadar içten gülerken ilk kez görüyordum. Bu yüzden gülümsememe engel olamadım.
- Hava erken kararıyordu. Eve kestirme yoldan gitmek için arka sokaklara daldık. Annem sıkıca elimi tutuyordu.
Bir anda gömleğinin düğmelerini üstten açmaya başladı. Bense hikayenin sonunu az çok tahmin ettiğim için üzülüyordum.
- Bir anda ne olduğunu anlamadığım iki adam geldi. Annemin çantasını aldıklarını gördüm. Sadece elini bırakmadan yanında duruyordum. Adamlardan biri ‘’ önce çocuk dedi’’ annem çığlık atıp üzerime eğildi. Elini daha sıkı tuttum. silah patladı ve annem duvara yaslanarak yere düştü.
Sağ omzunu sıyırıp hafifce bana döndü.
- Adamlara bağırdım. Sonra cevap gelmesini umarak ‘’ Anne’’ diye bağırdım. Annemin çantasını elinde tutan adam sokağın çıkışına doğru koştu. Sokağın diğer ucundan bir ses geldi. Bir adam yardım için bize doğru koşmaya başladı. Hırsızlardan elinde silah olan bana döndü ve tetiğe bastı.
Omzundaki yaraya baktım. Kenarında iki tane ufak melek kanadı vardı. Yuvarlak kurşun izinin kenarında iki tane ufak melek kanadı..
- Hastanede gözlerimi açtığımda bana annemin öldüğünü söylediler. Bundan sonra annesiz olacağımı. Onsuz büyüyeceğimi. 14 yaşımda bu dövmeyi yaptırdım.
Düğmelerini geri iliklerken diğer omzuna doğru uzanan ve nerdeyse tüm omzunu kaplayan bir dövmesi daha olduğunu fark ettim. Yakasını düzeltip konuşmaya devam etti.
- Annemin adı Melekti. Dövmeci adam istersem yara izini kapatabileceğini söyledi. Kapatmak istemedim. Bana annemin ne kadar fedakar olduğunu hatırlatıyordu. Gözünü kırpmadan nasıl benim için canını verebileceğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zakkum
Teen Fiction- Sana neden zakkum diyorlar? Yamuk sırıtışı beni kendi dünyasının dışına iterken '' fazla safsın'' der gibi haykırıyordu. - Biraz düşün belki anlarsın papatya. Gözlerimi devirip bana taktığı ve duyduğum en anlamsız lakabı inkar eder gibi...