Kolları belimi sarıp beni kendine daha çok çekerken sonunda herşey doğru hissettiriyordu
Yarıyıl tatiline girmiştik ve benim dönüp de senenin geri kalanını bitirmeden önce biraz dinlenmem gerekiyordu. Dinletiden sonra Berk'le başka piano dersi yapamamıştık. Çünkü ne zaman buluşsak piano çalmak yerine dışarı çıkıyor , geziyor ya da öyle sohbet ediyorduk. O akşam dinletiden sonra olanlarla ilgili tam anlamıyla konuşmamıştık bile. Yani bilmiyorum o birşey söylememişti ve bende konuyu açan kişi olmak istemiyordum. Bir daha beni öpmeyede çalışmamıştı ama sonuçta o akşam herşey güzel geçmişti. Aramızın iyi olması beni sevindiriyordu.
Yarıyıl tatilinde yurt dışına gitmesi gerektiği için yaklaşık bir buçuk hafta onu göremeyecektim ve ben şimdiden kendimi boşlukta kalmış gibi hissediyordum. Tabiki de yapılması gereken testlerim ve çalışılması gereken derslerim vardı ama programın zaten önünde gidiyordum ve şimdi Berk'i de bir süre göremeyecek olmamı hesaba katarsak boş zamanlarımda ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum.
Berk gideli iki gün olmuştu ve ben de iki gün boyunca yemeden içmeden ders çalışmıştım çünkü yapacak başka birşey bulamıyordum. Bu haftanın sonunda Melisa , Antalya'ya geliyordu ve sonunda onu görecek olmanın verdiği mutluluk paha biçilmezdi. En iyi arkadaşımın uzakta olması gerçekten çok kötü bir durumdu ve onu çok özlüyordum.
Deneme sınavımdan çıktığımda doğruca eve gidip yatmak istiyordum. Sonuçta geçtiğimiz iki gün deli gibi çalışmıştım ve gerçekten biraz dinlenmezsem kafam patlayacaktı ama ben daha durağa bile varamadan hava durumlarında uyarıları yapılan yağmur yağmaya başladı. Bugün için fırıtna olabilir demişlerdi ama tam ben durağa gideceğim sırada olacağını kimse söylememişti.
Gökyüzü sanki kaybettiği bir yakının yasını tutan biri gibi tüm gözyaşlarını akıtıyordu. Bu yağmurda durağa kadar yürümem bile mümkün değildi. Biraz daha ilerleyip yağmurun dinmesini ya da en azından yavaşlasını beklemek üzere bir cafenin kapısını açtım ve içeri geçtim.
İçimi ısıtacak herhangi birşey almak için sıraya gireceğim sırada yanımdan geçen bir sima o kadar tanıdık geldi ki elimde olamadan uzanıp kolunu tuttum. Kendime , yine aklımın bana oynadığı ve sadece benzettiğim biriyle karşılaşacağımı söyledim ama buna rağmen '' Rüzgar?'' diye sordum. Şaşkınlıkla bana bakan surat kesinlikle Rüzgar değildi ama yüzünde onu andıran , ona ait olan birşeyler vardı. Biraz daha dikkatli bakınca karşımdaki adamın ciddi derecede Rüzgar'a benzediğini gördüm.Yanlış kişi olduğunu anlayınca suçlulukla elimi çektim ve '' Pardon. Birine benzettim.'' dedim.
'' Hazal Şaşmaz.''
'' Şey.. Sizi tanıyor muyum?''
'' Hayır ama kardeşimi tanıyorsun.''
O sırada elinde iki bardakla bize doğru gelirken '' Bunu nasıl içiyorsun tadı bok gibi.'' diyen kişiye baktım. Karşımdaki adam gülümseyerek vereceğim tepkiyi beklerken ben olduğum yerde donup kalmıştım. Aklımdaki her şey bir anda uçup gitmişti sanki. Karşımda kanlı canlı duruyordu ve ben ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum.
O gittikten sonra sürekli acaba onu bir daha görürsem ne yaparım , ne derim diye düşünmüş aklımda binbir türlü senaryo kurmuştum ama şimdi tüm o hayaller tüm o senaryolar aklımdan çıkıp gitmişti. Adı beynimin içinde yankılanırken vücudum sanki yere çivilenmiş gibi orda öylece duruyordum ve onunda benden farklı bir yanı yoktu. Elindeki kahvelerle öylece durmuş bana bakıyordu. İkimizde ne yapacağımızı bilemiyorduk.
Karşımdaki Rüzgrın abisi olduğunu söyleyen adam kahveleri ondan alırken bana döndü ve gülümseyerek '' Tanıştırayım.. Kendisi kardeşim olur ama sen benden iyi biliyorsun tabi..'' dedi ve yanımızdan geçip masalardan birine oturdu. Birbirimizin karşısında hiçbir şey söylemeden duruyorduk. Ağzımdan çıkan tek şey '' Merhaba.'' oldu. 10 ay boyunca çektiğim onca acı , aklımdan geçen milyonlarca düşünce , yaşadığım onca şey ve sonucunda onu görünce ilk söylediğim şey sadece ' merhaba' ydı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zakkum
Teen Fiction- Sana neden zakkum diyorlar? Yamuk sırıtışı beni kendi dünyasının dışına iterken '' fazla safsın'' der gibi haykırıyordu. - Biraz düşün belki anlarsın papatya. Gözlerimi devirip bana taktığı ve duyduğum en anlamsız lakabı inkar eder gibi...