Hayatımın Şoku

3.7K 210 9
                                    

Yanımdan kalkıp banyonun kapısının oraya gidene kadar bir şey demedi ama kapıyı açıp bana baktığında gülerek fısıldadı ve yemin ederim içimdeki iç organlar eriyip birbirlerine karıştılar.

'' Eğer hissettiğim şeyleri yapmış olsaydım yaklaşık 3 tane çocuğumuz olurdu.''

Ve belki yanlış anlaşılacağım ama umrumda değil söylemem lazım. Aklıma gelen tek şey şu oldu:

Ah tanrım sadece 3 mü?




Ertesigün

Hayatımın Şoku..

Evden çıkmak için ayakkabılarımı giydiğim sırada telefonum çaldı. Rüzgarın aradığını görünce istemsizce gülümsedim ve telefonu açtım. Neşeli bir şekilde '' Günaydın.'' dedim ama onun sesi berbat geliyordu.

'' Hazal.''

Endişelenmeme sebep olacak kadar berbat. Merakım sesime yansımış bir şekilde '' Rüzgar ne oldu?'' diye sordum. Sorumu cevapsız bırakması beni daha da meraklandırmış ve endişelendirmişti. Ona bir şey mi olmuştu yoksa?

'' Rüzgar iyi misin?''

'' Dışarı gelir misin?''

Telefonu suratıma kapattığında bir an için afalladım. Ne olduğunu anlamadığım bir şeyler oluyordu ve iyi birşeyler olmadığı kesindi. Ses tonu.. Kötüydü. Baya kötü. Çantamı alıp hemen dışarı çıktım. Rüzgar arabasına yaslanmış yerdeki taşlara bakıyordu. Yanına koşana kadar beni fark etmedi bile.

'' Hey! Neler oluyor? Sesin çok kötü geliyordu.''

'' Hazal seni bir yere götürmem lazım.''

'' Ne? Nereye?''

'' Gidince görürsün.''

Diğer tarafa geçip yerine oturdu. Pencereden içeri başımı uzatıp ona baktım ve '' Hayır söyle.'' dedim. Başını hayır anlamında sallayınca başka çare olmadığı için kapıyı açıp arabaya bindim. Rüzgar arabayı kullanmaya başladığında '' Kötü bir şey mi oldu?'' diye fısıldadım ama yanıtlamadı.

Yaklaşık yarım saat gittikten sonra resmen Antalya'dan çıkmıştık. Daha da fazla meraklanarak ona baktım. ''Rüzgar nereye gidiyoruz söyle artık yoksa atlarım arabadan.''

Kan oturmuş gözlerini bana çevirdi ve dikkatlice yüzüme baktı. Sanki söyleyeceği şeyin ben de nasıl bir etki yapacağını düşünüyor gibiydi. Derin bir nefes aldıktan sonra fısıldadı.

'' Bildiğini sanmıyorum ama sormam lazım.. Hazal bir abin olduğunu biliyor muydun?''

Benimle dalga geçip geçmediğini anlamak için yüzüne iki defa dikkatlice bakmam gerekti. Aynı şekilde o da bana bakıyordu. Ağzımı açtım ama sadece '' Ne dedin sen?'' diye sorabildim. Rüzgar direksiyonu sıkarak bir ara yola saptı ve fısıldadı.

'' Bir abin var.''

'' Hayır yok.''

'' Evet var Hazal.''

'' Hayır yok Rüzgar!! Annemin sadece iki çocuğu var. Ben ve Poyraz!! Abim falan yok benim.''

'' Annenin değil! Babanın başka birinden bir oğlu varmış Hazal. Başka anneden bir abin!!''

'' Yalan söylüyorsun!! Şaka mı yapıyorsun? Hiç komik değil Rüzgar hiç komik değil.''

'' Şaka falan yapmıyorum Hazal''

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin