Geçmişten Gelen Hayalet

3.1K 141 18
                                    


            10 AY SONRA

Ocak ayının sonlarındaydık ve sanki hava güneşi göstermemeye yemin etmiş gibiydi. Kaç gündür güneşi görememiştim. Sürekli yağmur ve sürekli rüzgar vardı. Ardı arkası kesilmeyen fırtınalar ve sağanak yağışlar. Bu aslında çok şikayetçi olduğum bir durum değildi çünkü böyle havaları severdim. Ama bu kış önceki kışlardan çok daha uzun sürmüş gibiydi. Sanki yaz hiç gelmeyecek , güneşte hiç açmayacaktı.

Son sınıftayım ve sınava çok az zamanım kaldı. Bir aydan biraz fazla ama kendimi hiç olmadığı kadar hazır hissediyorum. Sigaramdan derin bir nefes alıp dışarı üfledim. Evet... Sigaraya başlamıştım ama bu benim son paketimdi. Hala iradeliydim ve istediğim zaman bırakabilirdim ve buda benim son paketim olacaktı. Neden başladım onu bile bilmiyorum. Onca olan şey ve son sınıfın stresi beni yapmayacağım şeylerle karşı karşıya getirdi. Haziran ayının başından sonuna kadar ayık geçirdiğim bir günüm bile olmamıştı. Sürekli içiyor , dışarıya çıkıyordum. Kendimi tamamen bırakmıştım.

Buse'nin '' Hazal gelmiyor musun?'' diye sormasıyla ona döndüm. Sigaramı atıp çantamı aldım ve yanına gittim. Soğuktan pembeleşmiş yanaklarımı ovalarken saatime baktım.

'' Yarım saat sonra ders vereceğim çocukla buluşacağım.''

'' Hala o çocuğa ders mi veriyorsun? Bunca sıkışıklığın arasında.''

'' Para biriktirmeye çalışıyorum.''

'' Bence o çocuğun.. Adı neydi Berk mi? Her neyse , senden ders almasının tek nedeni sana deli gibi aşık olması. Ona umut veriyordun.''

'' Saçmalama. Berk zaten biriyle görüştüğümü biliyor.''

'' Denizden mi bahsediyorsun? O da tamamen ayrı bir mesele zaten. Senin gibi bir kızın onunla ne işi var anlayabilmiş değilim ama Berk hakkında söylediklerimi bir düşün.''

'' Merak etme. Ona umut verdiğim falan yok. Her şeyin farkında.''

'' Evet belli ki çocuğun kendisi umuttan oluşuyor. Sevgilin olduğunu bile bile hala şansını deniyor. Azmi takdir edilesi.''

'' İster dersi gerçekten piano öğrenmek için alsın ister sadece benimle vakit geçirmek için. Ben paramı aldığım ve işimi yaptığım sürece bu iş sürer. Ayrıca Deniz benim sevgilim değil. Sadece canı sıkılınca konuşacak kız bulamadığında benimle konuşan biri.''

Denizle'de o zaman tanışmıştım. Ayık geçirdiğim bir günün bile olmadığı Haziran ayında.Bizim okulda olduğunu zaten biliyordum ama onunla daha önce hiç konuşmamıştım bile. Yanına yaklaşmak isteyeceğim tipte biri değildi. Ama o gece ikimizde sarhoşken kendimi ona yakın hissettim. İyi arkadaş olduk. Tabi iki sarhoştan ne kadar iyi arkadaş olabilirse ve sonrada takılmaya başladık işte. Aramızdakine bir ilişki demek doğru olur mu bilemiyorum..

'' O da doğru. Aranızda ne olduğunu gerçekten anlamıyorum. Bence o çocuktan da uzak dur serserinin teki sen çok daha iyilerini hak ediyorsun. Bu baya klişe oldu ama öyle. ''

'' İnan bana bu durumdan bende çok hoşnut değilim. Yakın bir zamanda halledicem. Ama şu anda Deniz ve ben bundan ibaretiz. O sadece konuşacak birini bulamadığında benimle konuşan biri.''

'' Ve sende buna izin veriyorsun çünkü?''

'' Çünkü konuşmaya ihtiyacı olan tek o değil.''

Buse gözlerini devirip parkın içinden geçti ve durağa doğru yürümeye başladı. Son sınıfa başladığımda ister istemez kendimi toparlamıştım ama herşey benim için yine de zordu. Burda teyzemle kalıyordum. Annem İzmirde bir şirketle anlaşmıştı ve sürekli orda olması gerekiyordu. Bizden onunla gitmemizi bile istedi ama son senemi başka bir şehre taşınıp adapte olmaya çalışarak geçiremeyeceğimi söyledim.

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin