Kapılara Dikkat Et

4.7K 281 23
                                    

Sabah lobiden aramalarıyla uyandım. Bugün kahvaltıdan sonra geri dönüyorduk. Üzerimi giyinip kahvaltıya indim. Kahvaltımın ortalarına geldiğimde fark ettim ki Rüzgar yoktu.. öğretmenimizin uyarısıyla kahvaltımızı bitirdik ve odama çıkıp bavulumu aldım ve aşağıya indim..

Rüzgar yine yoktu. Telefonumu çıkarıp aradım ama cevap vermedi ve iyice merak etmiştim. Odasına çıkacak kadar vaktim yoktu bu yüzden lobiye gittim. Bu sefer lobide duran kadın farklıydı. Gülümseyerek sordum.

-         Merhaba 348 numaralı odayı arayabilir misiniz? Otelden ayrılacağız ama arkadaşıma ulaşamıyorum.

-         348 numaralı oda.. Rüzgar Çetin mi?

-         Evet.

-         Kendisi dün akşam çıkış yaptı.

-         Ne? Yani nasıl olur ki? Okul gezisiyle geldik biz.

-         Bilemiyorum ama kendisi dün akşam 3 civarı çıkış yaptı. Hatta taksi çağırdı ama daha sonra gri bir arabaya binip gitti.

-         Neyse teşekkür ederim.

-         Bir problem mi var?

-         Bana böyle bir şey söylememişti ve şimdi kendisine ulaşamadım ama bir problem olduğunu sanmıyorum.

-         Muhtemelen ailesinden biri almıştır.

Omuz silkip konuyu uzatmadım. Teyzesinin almış olmadığını biliyordum ama kim almışsa almış olsun.. Rüzgar niye sabaha karşı otelden çıkıp gitti ki? Buna hiçbir anlam verememiştim.. otobüste de sürekli olarak bunu düşündüm.. sanırım onunla Pazartesi konuşacaktım..

PAZARTESİ

Sınıfa girer girmez gözlerim sırasında dolaştı ama daha gelmemişti. Sanırım bugün onunla oturabilirdim. Sırasına gittim ve pencere kenarındaki sandalyeye çantamı bırakıp telefonumu çıkardım.

Yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle dikkatim dağıldı ve gülümseyerek başımı kaldırdım ama gülümsemem suratını gördüğüm anda soldu..

-         Rüzgar! Ne oldu sana? Kim yaptı bunu?

Elimi yüzüne atınca başını çevirdi ve oturdu. Sandalyeme oturup ona baktım. Yanağında kocaman bir morluk vardı ve dudağıda patlayıp kabuk bağlamıştı.. çok kötü görünüyordu. Birileri fena benzetmişti onu.  Gözlerini kaçırarak konuştu.

-         Hiçbir şey.. kapıya çarptım..

Gözlerimi devirip alaycı bir şekilde güldüm.

-         Bu kapının iki kolu iki de bacağı var mıydı bari?

-         Hazal yok bir şey.

-         Sen kime bulaştın böyle.

-         Kimseye bulaşmadım.

-         Rüzgar lütfen başını belaya sokma.

Sesini yükselterek konuşunca sınıfta birkaç kişi bize döndü ve bende biraz korktum.

-         Hazal ben iyiyim! Annemmiş gibi davranmayı keser misin?!

-         Özür dilerim endişelendim.

-         Endişelenme! Başım belada falan değil.

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin