Mesaj

2.4K 132 24
                                    


Hiçbir şeyin normal olmayacağı daha başından belliydi!


 İnsanlar yavaş yavaş gözlerini üzerimden çekerken okula girmeye başlamışlardı. Bizim sınıfların olduğu kata çıktığımızda Rüzgar'ın C şubesine girdiğini gördüm. Şimdi tek yapmam gereken dersten bir şekilde çıkmaktı. Sınıfa geçip yerlerimize oturduğumuzda telefonumu kaptırmış olmamın sinirini bir kenara bıraktım. Derse girmemizin üzerinden 15 dakika geçince öğretmenin yanına gidip tuvalet için izin istedim. Rüzgar nasılsa yeni dönmüştü ve müdürün onu çağırdığını söylemek pek de göze batmazdı. Gerçi bunun için beni göndermiş olması sınıftaki çoğu kişinin dikkatini çekebilir ve başka şeyler düşünmelerine sebep olabilirdi ama şimdi onların akıllarından geçebilecek olan tüm o saçmalıkları düşünmek için iyi bir zaman değildi. Kapının önünde durup derin bir nefes aldım ve yavaşca kapıyı çalıp içeri girdim.

'' Böldüğüm için özür dilerim ama müdür Rüzgar Çetin'i odasına çağırıyor. ''

Dersi umursamadan camdan dışarıya bakıyordu ve sesimi duyduğu anda gözlerini benim üzerinde sabitledi. Herkesin meraklı bakışları altında yerinden kalkıp dışarı çıktı ve kapıyı kapatırken ' neler oluyor?' der gibi bana baktı ama bu konuşmayı koridorda yapamazdım. Biraz yürüyüp hademe dolabının önünde durunca biran tereddüt ettim ama koridorun ortasında konuşmaktan iyiydi. Kapısını açıp içeri geçtim ve o içeri gelene kadar da bekledim. Daha 2 gün önce ona geçen seneyi hatırlamazsak daha kolay olur demiştim ama şimdi olup olabilecek en nostaljik yerde karanlıkta birbirimize bakıyorduk. Ben geçmişin sinir bozucu anılarıyla boğuşurken bir sigara yaktığını duydum. Uzanıp sigarasını aldım ve yere atıp söndürürken '' Buraya seni sigara içmeye çağırmadım tabikide.'' diye fısıldadım.

'' Ne oldu? Törende o Deniz'le konuştuğundan beri huzursuzsun.''

'' Onun kim olduğunu biliyor musun?''

'' Pek sayılmaz ama adını duymuşluğum var.''

'' O zaman okulun en belalı tipi olduğunu da biliyorsundur."

" Ben burdayken değil."

Karanlıkta o muhteşem gülüşünü gördüğüme yemin edebilirdim ama şakanın sırası değildi.

'' Senin başını belaya sokacak. Birşeyler biliyor ve yani bir sürü imada bulundu.''

" Ben gittikten sonra kimsenin birşey öğrenmediğini sanıyordum. Herkes biliyor mu?"

" Hayır kimse bilmiyor tabikide. Sırf kızgınlığımdan koridorlarda dolaşıp senin bir uyuşturucu satıcısı olduğunu haykırdığımı mı düşünüyorsun?''

" O zaman niye bu kadar endişelisin?"

" Bilmiyorum dediğim gibi sabah bir sürü imada bulundu. Senin birşeyler sattığını bildiğini ve yakında başkalarının da öğreneceğini söyledi."

Bir süre sessiz kalıp söylediklerimi değerlendi. Onun sessizliği uzarken benimde endişelerim artıyordu. Nasıl bir cevap alacağımı bilmeden ama hayır demesini umarak '' Hala satıyor musun?!'' diye sordum. Karanlıkta başını hayır anlamında salladığını zar zor görünce derin bir nefes aldım.

'' Ama eskiden satıyor olmam beni tamamen suçsuz yapmıyor."

" Buda ne demek?"

" Şu demek ; Eğer bunu kullanarak başımı belaya sokmaya çalışırsa başarabilir. Şimdi satmıyor olmam geçen sene bu işlerin başında olduğum gerçeğini değiştirmiyor ve sırf bıraktım diye polisinde anlayışla yaklaşacağını düşünmüyorum."

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin