Beraber içeri geçip şöminenin önündeki koltuğa oturduk ve Sıcak çikolatalarımızı aldıktan sonra konuşmaya başladık.
Ve nerdeyse tüm öğleden sonrayı konuşarak geçirdik. Rüzgar akşam yemeğine katılmadı ama bizim okul için ayrılmış olan salonda buluşmak için sözleştik. Akşam yemeğini Denizlerle beraber yedim ve Ceren yaklaşık 30 kere Rüzgarın nerde olduğunu sordu.
Önümüze tatlılar gelirken Ceren bana yaklaşıp fısıldadı.
- Hazal.. sana bir şey sormam lazım.
- Sor tabi.
- Ama kimseye söylemeyeceksin tamam mı?
- Söz.
- Ya Rüzgarın sevgilisi falan yok dimi?
Gözlerimi devirip ona baktım.
- Bak varsa söyle boşuna uğraşmayayım.
- Ya bilmiyorum.
- Nasıl bilmiyorsun ya hep beraber dolaşıyorsunuz!
Masadaki birkaç kişi sesini yükseltmesi üzerine bize bakarken önümdeki kekten bir parça ağzıma attım ve montumu giyerken konuştum.
- Muhtemelen var. Ama emin değilim. O tür şeyleri konuşmadık hiç.
Neden yalan söylediğimi bilmiyordum. Of tamam biliyordum tabiki de onu Rüzgardan uzak tutmak için söylemiştim ama ya şimdi de gidip Rüzgara sorar ve benim böyle dediğimi söylerse.. çünkü Rüzgar onun sevgilisi olmadığını bildiğimi biliyor.
Ceren'de yüzsüzün teki ama sormayacağını ummaktan başka bir seçeneğim yoktu. Dışarı çıkıp derin bir nefes aldım. Hissettiğim şeyler gerçekten hoşuma gitmiyordu çünkü Rüzgardan hoşlanıyordum.
Ve bu iş biraz daha ilerlerse onu sevmeye başlayacaktım. Onda beni ona çeken bir şey vardı ve buna engel olamıyordum. Yani onu düşünmeyi durduramıyordum. Düşünmek istemiyordum başka bir şeyler düşünmeye çalışıyordum ama son zamanlarda tüm hayallerimde başrole sahip biri olmuştu..
Her gözümü kapattığımda suratı önümde beliriyordu. Bazen yüzünü aklıma getiremiyordum. Paniğe kapılıyordum ama o her zaman ordaydı. Aklımdan çıkmıyordu. Allahım! Tam bir zavallıyım dimi?
Odama çıkıp akşam için hazırlanma faslına geçtim.. bugün yılbaşı akşamı. Koca bir seneyi ardımda bırakıp '' hayat'' denen kitapta yeni bir bölüme geçiş yapacağım. Böyle konuşmama bakmayın. Yeni yıl yeni ben diyen biri değilim tabiki de.
Çünkü 10 dan geriye saydığımızda bir mucize olacağını dileyen ama olmayacağını bilen bir kızım. Hiç kimsenin hayatı 10 saniyede değişmez. Ah bu biraz yanlış oldu. Bir kalp krizi bir araba kazası evet bunlar haricinde sanırım kimsenin hayatı inanılmaz bir biçimde yeni yıla girerkenki 10 saniyede değişmez.
Ama içimde her zaman mucizelere inanan küçük bir kız yaşıyor ve o kıza bunun asla olmayacağını söylemek istemiyorum.
Her neyse.. yılbaşı akşamı için getirdiğim elbisemi çıkarıp yatağımın üstüne koydum ve bir değişiklik yapıp saçımı hafif dalgalandırmaya karar verdim. Allah kahretsin az kalsın yarısını yakıyordum.
O kadar korkunç oldum ki. Parmaklarım ve kulaklarım yandı. Sonunda vazgeçip dağınık bir topuz yaptım ki kimse o biçimsiz halini görmesin.. neyse ben de bu gece elbisemle ışıldardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zakkum
Teen Fiction- Sana neden zakkum diyorlar? Yamuk sırıtışı beni kendi dünyasının dışına iterken '' fazla safsın'' der gibi haykırıyordu. - Biraz düşün belki anlarsın papatya. Gözlerimi devirip bana taktığı ve duyduğum en anlamsız lakabı inkar eder gibi...