Hesabı ödedikten sonra motoruna doğru yürümeye başladık. O zaman kadar ikimizde konuşmamıştık. Elinde döndürmekte olduğu son sigarasını da hala yakmamıştı. Denize bakan bir banka oturunca bende yanına oturdum.
Sigarasını yakıp güldü.
- Noldu?
- Hiç. Sadece dileğimi diledim.
- Ne diledin?
- Seninle bir kez daha yemeğe çıkmayı.
Hafifce gülüp denize baktım.
- Tüh. Keşke söylemeseydin. Şimdi gerçek olmayacak.
- Seninle bir yemeğe daha çıkmak için dileklere ihtiyacım yok. Sormam yeterli.
Bu özgüveninin nerden geldiğini hala anlamamıştım. Tabi bana derin derin bakıp hatırlatana kadar. Cidden sorması yeterliydi.
- Eğer 5 soru hakkı daha verirsen olabilir.
- Hayır. O sadece ilk yemeğe özeldi.
- Aman ne güzel.
Sigarasını bitirdikten sonra motoruna bindik ve beni evime götürdü. Motordan indim. Kaskını ona geri verirken gülümsedi.
- Ee?
- Ne ee?
- Bir daha ne zaman buluşuyoruz?
Daha birinciyi atlatamamışken ikinci için sorması gerçekten şaşırtıcıydı.
- Aa.. bilmem. Çarşamba günü sınavlar başlıyor.
- İyi beraber çalışabiliriz.
- Ama..
- İlk sınav fizik dimi?
- Evet.
- Biraz yardıma ihtiyacım olabilir.
- Fizikte senden iyi olduğumu sanmıyorum.
- O zaman ben sana yardım ederim.
Bu kadar ısrarcı olmasına inanamıyordum.
- Olabilir.
- İstemiyormuş gibi davranma.
- Ne?!
- Kartlarını cidden fazla açık oynuyorsun papatya. Benimle bir daha buluşmak istediğini biliyorum.
- Ben hiç te..
- Seni sonra ararım.
Beni arkasında bırakıp giderken sinirden ellerimin titrediğini hissedebiliyordum. On a kadar sayıp kendimi sakinleştirdim ve derin bir nefes aldıktan sonra eve girdim. Annem ve poyraz salonda oturmuş Monopoly oynuyorlardı.
- Yemek nasıldı?
- Fena değil.
- Eğlendin mi?
- Çook.
Odama geçip kapıyı kapattım ve üstümü değiştirdim. Yatağıma yığıldıktan sonra derin bir nefes aldım. Bu sanırım bugüne kadar ki en tuhaf yemekti. Ah bir dakika. En tuhaf ikinci. Annemlerin bize boşanma haberlerini verdikleri yemek çok daha tuhaftı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zakkum
Teen Fiction- Sana neden zakkum diyorlar? Yamuk sırıtışı beni kendi dünyasının dışına iterken '' fazla safsın'' der gibi haykırıyordu. - Biraz düşün belki anlarsın papatya. Gözlerimi devirip bana taktığı ve duyduğum en anlamsız lakabı inkar eder gibi...