Hatırlamaya Çalışma

7.2K 395 16
                                    

-          Çünkü sen inanmaya zaten hazırsın. Sen gerçekleri duymak istemiyorsun Hazal. Sen bana inanmak istiyorsun.

Çok sinirlenmiştim. Fazla zekiydi. Ve bu zekası canımı acıtıyordu. Resmen damarlarımdan nefret ve öfke akıyordu şu an. Ve tek yapmak istediğim ona tekrar tekrar vurmaktı. Zaten oldukça zor zamanlar geçiriyordum. Tüm bu karmaşa , cevaplayamadığım sorular..

Şimdi o gelmiş benim karışmış olan aklımla dalga geçiyor resmen eğleniyordu. Sakinliğimi korumam ve her sinirlendiğimde ağlamamam lazımdı. Derin bir nefes alıp onun benden biraz uzaklaşmasını bekledim. Avuçlarımın içi kaşınıyordu resmen.

-          Yani hepsi yalandı.

-          Hımm. Olabilir.

-          Sana acımamı senin için üzülmemi falan mı istiyorsun?

Bana döndüğünde daha önceden onu hiç kızgın görmediğimi fark etmiştim. Gerçekten gözleri büyümüştü ve suratı beyazlamıştı. Yumruklarını sıktığını görünce korkmaya başladım. Ama bana vurmazdı dimi?

Birkaç adımda aramızdaki mesafeyi kapatırken arkamdaki piknik masasına daha sıkı tutundum ki korkudan dengemi kaybedip düşmiyim.

-          Kimsenin bana acımasına ihtiyacım yok.

-          Ama ben sana acıyorum.

-          Benim acınacak bir tarafım yok.

-          Gerçekleri söyleyemeyecek kadar korkak olmana acıyorum Rüzgar. Sen bir yalanın arkasına saklanacak kadar zavallı bir insansın.

Elini aniden kaldırdığında bana vuracak sandım ama o saçını kaşıyıp daha da irileşmiş gözleriyle bana baktı. Suratını suratıma yaklaştırıp fısıldadı.

-          Madem o kadar zavallıyım neden beni dinliyorsun.

-          Çünkü beni buraya sen getirdin gerizekalı. Ve şimdide geri götüreceksin.

-          Sen öyle san.

Yanımdan geçip motoruna oturdu ve kaskını taktıktan sonra hızla motoru çalıştırdı.

-          Beni burda bırakamazsın!

-          Bırakırım. Ne de olsa ben korkak ve zavallı bir insanım.

Gazlayıp yola çıkmak üzere sahilden ayrılırken sinirden gözlerimde biriken yaşların aktığını hissettim. Arkasından bağırdım ama o motorun gürültüsünde duyabilmiş miydi bilmiyordum.

-          Tam bir aptalsın!!

Ki burada aptal olanın ben olduğunu anlamak için bilim adamı olmaya gerek yoktu. Sıçmıştım. Kelimenin tam anlamıyla olmasada sıçmıştım. Burdan geri dönmenin tek yolu otostop tu ve bu konu beni rahatsız ediyordu.

Ama param olmadığından ve annemi ya da babamı arayıp yardım isteyemeyeceğimden yola doğru yürümeye başladım. Herhalde o kısa süre içinde bile Rüzgarın soyuna sopuna küfrettiğimi söylemeye gerek yoktur.

Gerçekten onun için biraz üzülmüştüm. Babasını kaybettiği zor şeyler yaşadığı için. beter olsun demek istemiyordum. Çünkü bunu söyleyebilecek kadar gaddar ve kötü bir insan değildim. Ama o beni burda bırakacak kadar gaddar olduğu için aklıma gelen tüm küfürleri sıraladım.

Yola çıktığımda ilk beş dakika hiçbir araba geçmedi. Sonra birkaç araba geçerken elimi kaldırdım ama kimse durmadı. Lanet olsun! Yardım etseniz ölür müydünüz? Şu sıfatıma bakınca bile bir seri katil falan olmadığım belli oluyordu.

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin