Biraz Eğleneceğiz..

1.4K 108 5
                                    


Belgeselin ortalarına geldiğimiz sırada artık gözlerim kapanıyordu. Enes'e bakıp " Ya ben uyumam dedim ama çok uykum geldi." diye fısıldadım. Yüzüne bakana kadar bir tuhaf göründüğünü anlayamamıştım. Gözlerinde tuhaf birşey vardı. Ayağa kalkmaya çalıştığımda başım döndü ve heryer karardı. Koltuğa geri oturdum. Gözlerimi açıp kapadım ama herşey bulanıktı. Hemde çok bulanık. Enes'in sesi sanki bir camın arkasından geliyordu. Buğulu , üzgün , pişman , duygu yüklüydü.

" Hazal çok özür dilerim ama bunu yapmak zorundayım."



Gözlerimi loş bir ışığa açtım. Önümde bazı silüetler , gölgeler görüyordum ama net değildi. Herşey hala çok bulanıktı. Anlam veremiyordum. Başım sanki binlerce kez kapıya çarpmış gibi ağrıyordu. Göz kapaklarım üzerlerine tonlarca yük binmiş gibi ağırdı. Elimi kaldırmaya çalıştığımda kılımı bile kıpırdamadım. Buğulu bir ses duydum.

" Uyanıyor."

Gözlerimi sıkıca kapatıp tekrar açtığımda artık herşey netti. Nerde olduğumu anlamam sadece birkaç dakikamı aldı. Rutubet , pislik ve ot kokan bu bodruma kaç kere Deniz'i toparlamak için gelmiştim. Burası Lunaparkın altındaki bodrumdu. Etrafıma bakıp loş ışıkta önümde duran üç gölgeye baktım. Deniz'in peşimize taktığı adam , Volkan karşımda duruyordu ve yanındakine dönüp " Evet uyandı. Sana beş dakika. O gelmeden önce olanları anlat ve gerisini bana bırak." dedi ve merdivenlerden yukarı çıktı.

Konuştuğu kişi arkasını dönüp bana baktı. Boğazımdan bir hıçkırık gibi çıkan sesimle sadece " Enes?" diyebildim. Gözlerimi kapatmadan önce olduğu gibi görünüyordu. Ayağa kalkmaya çalıştım ama hala başım dönüyordu ve bacaklarım vücudumu taşıyamıyordu. Enes yanıma eğilirken " Hazal dinle beni." dedi. Elimi kaldırıp suratına tokat attım. Hiçbir yapmadı.

" Enes sen ne yapıyorsun?!"

" Hazal mecburdum bunu yapmaya. Deniz beni tehdit ediyor. Ondan birkaç kere birşeyler almıştım ve şimdi polislere söylerim diyor. Çok ama çok üzgünüm Hazal çok özür dilerim."

Tekrar ayağa kalkmaya çalıştığımda beni yere oturttu. Bu sırada merdivenlerden Volkan ve arkasında biri daha içeri girdi. Önce Deniz olduğunu sandım ama değildi. Kim olduğunu anladığımda biran için beynim durdu ve olanları , burada bulunan kişileri birbiriyle ilişkilendirmeye çalıştım ama aklım almıyordu. Sadece " Berk?" diyebildim. Gülümserken " Namı diğer Deniz'in sevgili kuzeni." dediğinde olduğum yerden kalkacak gücü buldum ve üzerine atlayıp tokat atarken " Sen ne çeşit bir şerefsizsin?!" diye bağırdım.

Volkan denen adam beni sanki bir parça bezmişim gibi Berk'in üzerinden alıp köşeye doğru savurdu. Kafamı çarptığım için sendelediğim sırada gelip ellerimi ve ayaklarımı bağladı. Berk , Volkan ve Enes'e bakarken " Bizi biraz yalnız bırakır mısınız beyler?" dedi ve ikisinin merdivenlerden çıkmasını bekledi. Yanıma gelip saçlarımı çekerek kafamı duvara sabitledi ve " Şimdi tek kelime çıkarmadan beni dinleyeceksin." dedikten sonra karşımdaki koltuğa oturdu. Tiksintiyle ona bakarken " Demek başından beri Deniz yüzünden benim yanımdaydın." dedim.

" Yo yo.. Denizle de önceden çıktığını , onu içeri tıktırdığınız gün öğrendim. O da aynı şekilde. İkimizde birbirinden haberdar olmadan aynı kızla çıkmışız desene.. "

" Ne yani bunu sırf kuzenini çok sevdiğin için mi yapıyorsun?"

" Sen , bana ümit verdin , beni seviyormuş gibi davrandın sonra da o herife geri döndün. Yani benimde kendimce sebeplerim vardı. Sonra da kuzenime tuzak kurup onu içeri attırdınız."

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin