1

30.9K 1K 575
                                    

Özgen çoğu zaman hayatının bir döngüden ibaret olduğunu hissediyordu. Sanki birisi onun tüm hayatını baştan sona tekrar oynata almış gibi her gününün nasıl aynı hissettirebileceğini anlayamıyordu.

"Sadece birkaç günlük devamsızlık hakkının kaldığını biliyor musun?! Her gün internet kafelere gidip oyun mu oynuyorsun ya da ne yapıyorsun bilmiyorum ama böyle devam ederse sınıfta kalacaksın! Geçen seneki okulun özel olduğu için buraya alışamamış olabilirsin ancak burası devlet okulu. Bunu aklına sok ve derslerine gir!"

Okul müdürü, sinirden kızarmış yüzüyle nefes almadan konuşmaya devam etti.

"Hoş, bu notlarla hiçbir yere giremeyeceksin, bu belli değil mi? Gelecek için bir amacın bile yok belli ki! Gidip şantiyelerde çalışacak veya kenardan köşeden çöp mü toplayacaksın? Bunu mu istiyorsun?"

Özgen, her gün duyduğu kelimelere bağışık bir şekilde başını salladı. "Müdürüm, dediklerinizin hepsi doğru. Türkiye'de kalmaya devam edersem burada anca amele olurum."

Müdür: "..."

Hayır hayır, senin bunu inkâr edip daha çok çalışacağını söylemen gerekiyordu.

Müdür: "O zaman ne yapmayı planlıyorsun?"

Özgen, ciddi bir ifade takınırken konuştu.

"Tüm paramı çar çur etmek ve sonra bir barda ji-"

"Kapa çeneni!" Müdür, önündeki çocuğa bakarken elini alnına yaslayarak derin nefesler aldı.

Bu yaştaki bir genç bu tür şeyleri nasıl biliyordu?!

"Ama müdürüm," Özgen, kaşlarını kaldırarak mırıldandı. "Allah bana harika bir görünüş, güzel bir ses ve bal gibi tatlı kişilik vermiş. Bunları kullanmazsam yazık olmaz mı?"

"Ama akıl vermemiş!" Diye homurdandı Müdür. "Saçma sapan konuşma ve sınıfına git. Yenisin diye kimse sana farklı davranmayacak, öğretmenleri de benim gibi kızdırmamaya dikkat et."

Özgen omzunu silkerek müdürün dediklerine yanıt vermedi ve bir kat yukarı çıkarak 11 - A yazan sınıfın önünde durdu.

Okula geldiği ilk gün kendisi hakkındaki söylentiler çoktan yeni sınıfına yayılmıştı ve kimse ona yaklaşmak gibi bir davranışta bulunmamıştı. Aynı şekilde Özgen de onlarla uğraşmak istemedi, bu yüzden asla sınıf arkadaşlarına bakmamıştı.

Ancak bu, bazen söylentileri duymadığı anlamına gelmiyordu. Ders ortalaması en düşük kişi olarak sınıfın ortalaması daha fazla düşmesin diye onu okulun gözde çocuğu ile aynı sınıfa koymaları gibi. Ya da okul güzelinin bu sınıfta yer alması ve okul gözdesini kovalıyor olması gibi.

Ya da kendisinin bir okul zorbası olması gibi...

Ne olursa olsun, bu söylentiler işine geliyordu ve dersi atladığı zaman da kimse bunu garip bulmuyordu. Okulun ikinci haftasındaydılar ancak Özgen'in geldiği gün sayısı ikiydi.

Ve o çoktan devamsızlık hakkını dolduruyordu – bu oldukça can sıkıcıydı.

Sınıfın kapısını isteksizce çaldı. Sınıftan gelen hafif gürültü, kapıyı çalmasıyla durdu ve bir kadın sesinin "İçeri gir." dediğini duydu.

Kapının kulpunu kavrayıp gevşekçe kapıyı açtı ve gözleri tahtanın önünde durup yazı yazan öğretmenin üstünde durdu.

Öğretmen, gelen kişiye gördüğü anda anında kaşlarını çattı ve isteksiz bir ses tonuyla şöyle dedi: "Özgen, tekrar dersleri mi asıyorsun? Bu sefer yine müdür bey tarafından mı yakalandın? Yoksa buraya geleceğini sanmıyorum."

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin