130

1.6K 160 452
                                    

Özgen, Çağın'ın kabul etmesi ile beraber istemsizce yutkundu. Zaten kendisine yakın olan yüze bakarken bir elini Çağın'ın yanağına çıkardı, ilk başta nazikçe okşadıktan sonra dudaklarını, iki haftadır hasret kaldığı dudaklara sertçe bastırarak anında derin bir öpücük başlattı, tutuşu ise zaman geçtikçe daha da zorba bir tavır alarak Çağın'ın ensesine doğru kaydı, onu bırakmamaya ant içmiş gibi tuttu.

Bir an için Çağın, onun hızına ayak uyduramadı ve Özgen'in sert tutuşundan dolayı başını eğmek zorunda kaldı. Dudaklarını ezip duran dişler, içini işgal eden dil ve başını yana eğmesi zorunlu bırakılarak pasif bir şekilde öpücüğü kabul etmesi... çoktan Özgen'in hâkimiyeti altına girdiği alarmını beyninde çalmaya başladı ve Çağın, refleks olarak bunu kabul etmek istemedi. Bu durumdan bir çıkış yolu ararken Özgen'in beline sarılı elini sıkılaştırdı, onu aynı sertlikte kendisine çekti.

Özgen, onun hareketlerinin anlamını anlamak için çok fazla bir çaba sarf etmedi. Çağın'ın kendisini çekmesine izin verdi, gözlerini yarı yarıya aralarken öpüşüne aynı şekilde karşılık vermeye çalışan Çağın'ın kapalı gözlerine ve görebildiği yüz kısımlarına baktı. Gözleri, bir gülümsemenin habercisi olarak yukarı doğru kıvrıldı.

Sevimli, diye düşündü. Ensesindeki eli bir anda oradan ayrıldı, belini tutan Çağın'ın elini ani bir hareketle oradan çekti ve onun arkasında sabitledi. Bu ani davranış yüzünden Özgen ileri, Çağın arkaya doğru gitti. Özgen, dudaklarını Çağın'ın dudaklarından ayırırken, Çağın'ın diğer elini de tutarak arkasında sabitledi. Başını eğip çenesini ısırdı.

"Unutmaman gereken birinci şey," Diye mırıldandı, nefesini ayarlamaya çalışırken. Elleri, Çağın'ın ellerini daha sıkı tutarken gözlerini kaldırdı tembelce. Biraz önce öpüşmekten dolayı sulanmış dudakları parlarken bir gülümseme oluşturdu. "Sevgilinin senden güçlü olduğu."

Çağın, onun sözleri ile gözlerini kıstı. Ellerini Özgen'in elleri arasından çıkarmaya uğraşsa da, Özgen bu sefer gerçekten de ciddi görünüyordu ve onun serbest kalmasına izin vermeyeceği gözlerindeki ifadeden açıkça belliydi.

"Belli ki itaatkâr olmayacaksın." Özgen, Çağın'ın kendisine gönderdiği bakışları gördüğünde iç çekti. Bir eliyle Çağın'ın ellerini rahatlıkla tuttu, sonra Çağın'ın gözündeki gözlüğü nazikçe çıkardı. "O zaman başlamadan önce bazı kurallar koyalım ve sen buna uyup uyamayacağını söyle, tamam mı?"

"Neden?" Çağın, elindeki baskının arttığını hissetti, derin bir nefes aldı. "Eğer uyamazsam o kural geçersiz mi olacak?"

"Hayır, sadece daha fazla güç uygulayacağım." Dedi Özgen, umursamaz bir şekilde. Çağın'ı tutan elini serbest bıraktı, gözlüğü koymak için çalışma masasına ilerledi. "O yüzden önceden haber vermeme gerek kalmadan anlarsın sen."

"...ne kadar düşüncelisin öyle." Diye homurdandı Çağın, gözlerini kırpıştırarak hafif bulanık görünen Özgen'e baktı. Alayla güldü. "Peki, kurallar ne?"

"Ben de bunu düşünüyorum şu anda." Özgen, hiçbir şey saklamadan anında konuştu. Üstündeki siyah bluzu, Çağın'ın yanına giderken bir çırpıda çıkardı ve gelen ferahlık hissi ile rahat bir nefes aldı. "Eğer şu anda evimde olsaydık çok fazla düşünmeme gerek kalmadan istediğim eşyalarla istediğimi yapardım sana. Ama burada... Yapabileceklerim biraz kısıtlı." Dudaklarını yaladı, Çağın'ın kendisine olan bakışlarını gördüğünde gülümsedi. "Sahi, burada prezervatif var mı?"

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin