Günler yavaş yavaş ilerleyip 30 Ağustos'a yaklaşırken, Çağın'ın dershanesi de okullar başlamaya yakın olduğu için derslere ara vermiş, Çağın da bu şekilde Özgen'in doğum gününe bir hafta kala boş zamana sahip olmuştu. Yine de hâlâ annesinin ısrarları sonucu her gün çalışmak zorunda kalıyordu ve evde kendisini kampa aldığını söylemek yalan olmazdı. Çağın, her ne kadar Özgen'e bir hediye almak istese de, dışarı çıkacak bir zaman dahi bulamamıştı bu yüzden.
Son iki gündür internette hediyelere bakınıyordu ve istediği şeylerin bir hafta içerisinde kargoya verilmesi imkansızdı. Onu geçtim, Özgen kendisine o kadar uğraşarak verdiği bir doğum günü hediyesi vermişken sadece para harcayarak alacağı bir hediye istemiyordu. Kendisinin yaptığı ve manevi bir değere sahip bir hediye verebilirse eğer çok güzel olurdu.
"Hâlâ hediyelere mi bakıyorsun?" Annesi, onun bilgisayar başında oturduğunu ve el yapımı hediyelere baktığını gördüğünde kaşlarını kaldırdı. "Annenin doğum gününde bile bu kadar uğraşmıyorsun, Özgen'e âşık falan mısın?"
Çağın: "..."
"...Anne." Dedi, sitemle.
"Tamam, tamam. Bir şey demedim." Nur homurdandı, bilgisayara doğru eğilirken açık olan sayfaya baktı. "Ne yapacağını kararlaştırdın mı?"
"Hayır." Çağın, dirseğini masaya yaslarken eliyle şakağını ovuşturdu ve bilgisayar ekranına çaresizce baktı. "El işleri falan var ama hiçbirini beceremem... Bu konularda Özgen gibi yetenekli değilim."
"Ben sana yardım ederim?" Nur, fareyi eline alırken sayfadan çıktı ve başka fikirlerin verildiği sekmelere girdi. "Nasıl bir şey yapmak istiyorsun?"
"...bilmiyorum." Dedi Çağın. Annesinin aşağı doğru kaydırdığı sayfaya dalgın bir şekilde baktı. "Ne yapılabilir ki?"
"Şu çok yakın arkadaş bilekliklerinden yapabilirsin." Diye mırıldandı Nur, ekranda görünen renkli bileklikleri işaret etti çenesiyle. "Güzel durmuyorlar mı?"
Çağın, annesine Özgen ile sadece yakın arkadaş olmadıklarını söyleyemedi, bu yüzden, "Çok klişe." Dedi. "Artık bu bilezikler her yerde var."
"Tch. Hiçbir şeyi beğenmiyorsun sen de." Nur homurdandı, diğer fikirlerin çoğu bir sürü malzeme istediği ve bir anda temin edilemeyeceği için görmezden gelindi. "Ah, bak bu güzelmiş. Ne yazıyor, mandalla sevgi göstermek... Sevgili değilsiniz ama en yakın arkadaşım tarzı şeyler yazabilirsin. Balkonda dolu mandal var, getireyim mi?"
Çağın: "..."
"Hayır, anne." Çağın, eliyle alnını sıvazladı. "Senin yapacak işin yok mu hiç? Neden buradasın?"
"Tabii, annene ev işlerinde yardım etmediğin gibi benden çok önemsediğin arkadaşına hediye seçmen için yardım ederken aklına geliyor bu." Nur tek nefeste homurdandı, sonra Çağın'ın başına vurdu sert sayılmayacak şekilde. "Buna zaman harcayacağına ders çalış, hiç değilse biraz aklına bilgi girer."
Çağın, "Çalışıyorum zaten," Diye mırıldandı ancak annesinin onu dinlemeyeceğini bildiği için daha fazla şey söylemedi. İçini çekti. "Biraz sonra çalışmaya başlayacağım."
"Yarım saate tekrar buraya geleceğim, eğer dersin başına oturmamış hâlde görürsem seni kötü olur." Nur, Çağın'ın artık kendisini yanında istemediğini anlayarak homurdandı ve odadan çıkarken kapıyı sonuna kadar açtı. "Zaten ders çalışmıyorsun, bırak açık kalsın." Dedi. Çağın'ın ona olan hoşnutsuz bakışlarını görünce kaşlarını kaldırdı: "Bir itirazın mı var?"
![](https://img.wattpad.com/cover/277135829-288-k119032.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
başyapıt ≡ bxb
ContoOkul zorbası olarak bilinen Özgen, öğretmenler tarafından kötü örnek olarak kullanılan çocuktu: Notları hiçbir zaman yüksek değildi, dersten kaçardı, kaçmadığı zaman derslerde uyurdu ve öğretmenlerin dediklerini pek takmazdı. Diğer okullardan öğrenc...