154

813 122 194
                                    

Özgen ve Çağın yağmurun altında daha fazla kalmadı. Özgen bir taksi çağırarak Çağın ile Kerem'in evine gitti.

"Doğum günü hediyemin ne olacağını merak ediyorum." Diye mırıldandı Özgen, Çağın'a kendisine bol gelen kıyafetlerden uzatırken. Eğer soğuk algınlığı kapmak istemiyorlarsa sıcak bir duş almak en iyisiydi. "Hmm? Söyle bana, ne aldın bana? Geçen seneki gibi kuponlar verirsen güzel olur, onların çoğunu kullandım ne de olsa."

"..." Çağın, Özgen'in elindeki kuponu sallayarak kendisine geldiği günleri düşünürken dudaklarını birbirine bastırdı. Sitemle Özgen'e baktı.

"Ben geldim sana işte," Diye mırıldandı sonunda, huysuzca. "Bu yetmez mi?"

"...yeter." Özgen, Çağın'ın sözleri ile bir tatlılık bombası tarafından vurulduğunu hissetti. Yine de yüz ifadesi değişmedi. "Ama bu ikisi çok farklı şeyler. Ben hediye almayı severim, bana hediye vermelisin."

Çağın, Özgen'in sözlerine karşılık gözlerini kıstı ve bir süre düşünür gibi olduğu yerde durdu. Sonunda Özgen'e eğildi, gözleri yumuşak bir bakışla Özgen'in mavi gözlerine baktı.

"Pekâlâ," Diye mırıldandı. "O zaman ilk olarak beraber banyo yapmayla başlayalım mı?"

Özgen: "..."

Özgen: "!!!"

Bu- bu Çağın gerçekten de tanıdığı Çağın mıydı?! İngiltere'ye geldiğinde bir anda bu tür ahlaksız teklifler yapması tanıdığı Çağın olmadığını gösteriyordu çünkü!

Bu, herkesin önünde ikisi de öpüştükten sonra kalbine indirilen başka bir darbeydi!

"Kötü ikiz Çağan teorisine hayatımda hiç bu kadar inanmamıştım..." Özgen hayretle mırıldandı, yine de dudakları onun şaşkın ses tonuna karşın yukarı doğru kıvrıldı. Gözleri, Çağın'dan böyle bir teklif aldığı için parlıyordu. "Neyse, ne olursa olsun ikisi de aynı vücut, değil mi? Eminim Çağın hoş karşılayacaktır."

Çağın: "..."

"Kesinlikle hoş karşılamam." Dedi ciddiyetle.

"...aptal."

"Sensin o."

"Sinirlendin mi sen?" Özgen, Çağın'ın çatık kaşlarına ve kendisinden uzaklaştırdığı bedenine bakarken kahkahasını içinde tutamadı. "Hahaha, cidden bunun için mi?"

"...kapa çeneni."

"Ama bebeğim, bunu ortaya atan sen değil miydin ilk başta? Kötü bir ikizin olduğunu söyleyen sendin bana, unuttun mu?"

Çağın, Özgen'in dudaklarından çıkan 'bebeğim' kelimesi ile bir an donsa da, Özgen'in sözlerine karşı gelemediği için sadece duymuyormuş gibi yapmaya karar verdi ve kıyafetleri göğsüne bastırarak banyoya doğru ilerledi. Özgen de tin tin arkasından ilerledi.

"Benim sevgilim yine alıngan zamanındaymış~" Derken Çağın'ın ıslak tişörtünün ucunu tuttu Özgen. Başını eğerken güldü. "Ama çok üzgün olduğum için beni teselli edecekmiş ve beraber banyo yapacakmış... İnanabiliyor musun?"

Çağın: "..."

O gülen yüzle ne üzgünlüğünden bahsediyorsun?! Belli ki bu durumdan zevk alıyorsun!

Ancak Çağın, mantığının çığlıklarına kıyasla Özgen'e bakarken kalbini dinlemeyi tercih ediyordu. Bu yüzden onun daha bir saat önce kızarmış gözlerle karşısında durduğunu hatırladığında, Çağın kalbinde bir sızı hissetti. Sanki bir kedi pençeleriyle kalbini kaşıyordu ve karşısında duran kişiyle tamamen ilgilenmesini istiyordu.

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin